Firmalardan
İGS markasını satın alan A1 Grup, 40 dev mağaza daha hedefliyor
İGS Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Erdoğan: ‘’İstanbul ve Ankara’da uyguladığımız bu modeli önce tüm Türkiye’ye yaymayı, ardından da yurt dışına taşımayı hedefliyoruz’’ dedi.
Giyim sanayisi ve perakendeciliğin öncüsü İGS markasını satın alan A1 Grup, Türkiye’nin en büyük erkek giyim mağazasını Ankara’da açtı.
Hazır giyim anlayışını 1960’lı yıllarda Türkiye’ye getiren, kalite konusundaki hassasiyeti ve tasarımlarında yakaladığı modern çizgisi sayesinde kısa sürede Türkiye’nin en saygın erkek giyim markası haline gelen İGS, durağan geçen 10 yıllık sürecin ardından perakende sektörüne dev mağaza konseptiyle dönüş yaptı.
Ankara’da, İstanbul yolu üzerinde, A City AVM’nin karşısında 2500 metrekaresi lojistiği olmak üzere toplam 5000 metrekarelik bir mağaza yatırımı ile yeni bir konsepte imza atan İGS, art arda ‘’dev’’ yatırımlar yapmaya hazırlanıyor.
İGS, bayram sonrasında da halen Ankara’da Konya yolu üzerindeki 440 metrekare büyüklüğündeki “VİP” mağazasının bitişinde 1600 metrekarelik fabrika satış mağazasını hizmete sunacak. A1 Grup, birkaç yıl içerisinde bu konsepte 40 mağaza daha açmayı hedefliyor.
Başkentliler, İGS’nin açılışa özel, tüm ürünlerinde uyguladığı, Kurban Bayramı sonuna kadar sürecek olan ‘’3 Al 1 Öde’’ kampanyasına yoğun ilgi gösterdi. Açılışla birlikte dev mağazaya akın eden müşteriler, kasalar önünde metrelerce kuyruk oluşmasına neden oldu.
İGS Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Erdoğan, tüm Türkiye’ye yaymayı hedefledikleri bu konseptte, bir yanda ekonomik ürünlerin yer alacağı fabrika satış mağazası, diğer yanda ise VİP bölümün bulunacağını belirtti. Mağazaya gelen her müşterinin, dilediği bedende, her kesim, ithal ya da yerli kumaşlardan üretilmiş ürünleri bulabileceğini kaydeden Erdoğan, ‘’Örneğin Ankara’daki mağazamızda 50 bin adet yeni sezon ürünü misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz. Mağazamızda 50 bin adet de stokta ürün bulunuyor. Hiçbir AVM mağazasında bu kadar ürünü bir arada bulma şansınız olmaz’’ dedi.
Kira ve işletme maliyetlerinden tasarruf
İGS markasını, kaliteden ödün vermeden, mağaza kiralarının ürün maliyetlerinin üzerindeki yükünü düşürerek daha ulaşılabilir fiyatlarla tüketiciye sunma gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
‘’Markalar, pahalı adreslerde dekorasyon maliyetleri yüksek mağazalar açıyorlar. Dolayısıyla bunlar fiyatlara yansıyor. Biz bu fabrika satış mağazaları ile düşük kiralama ve işletme maliyetlerinden yaptığımız tasarrufu tüketiciye hediye ediyoruz. Bu da fiyatlarımızı daha ulaşılabilir seviyelere çekmemizi sağlıyor. Kumaş ve işçilikte kaliteden kesinlikle ödün vermedik, vermeyeceğiz. Kullandığımız kumaş, İtalyan lüks markaların üretimlerinde kullanılan kumaşlardan farklı değildir. VİP kısmında satılan ürünlerimizin fiyatı da birebir aynı kalitedeki bir markanın fiyatının neredeyse üçte biri kadardır.’’
Dev mağaza projesinin Ankara’da iki, İstanbul’da ise Avcılar’da uygulandığını bildiren Erdoğan, ‘’Bu konsepti önce Anadolu’ya yaymayı, sonra da yurt dışına taşımayı hedefliyoruz. Bir ilde çok sayıda mağaza açmaktansa, her ürünün rahatlıkla bulunabileceği bu büyüklükte tek mağaza açmayı daha doğru buluyoruz. A1 Grup olarak önümüzde ki birkaç yıl içerisinde ise bu konseptte 40 mağaza açmayı hedefliyoruz’’ dedi.
Yaşar Erdoğan, İGS markasını A1 Grup bünyesine katmanın uzun bir sürecin sonunda gerçekleştiğini vurgulayarak, ‘’İGS, gençliğimden beri hayranı olduğum bir markaydı. Allah kısmet etti aynı masada buluşma şansını yakaladık ve teklifimizi ilettik. Uzun sayılabilecek bir süreç sonunda markanın sahibi olan aile ile el sıkıştık. Markayı aldıktan sonra bu değerli markanın eski günlerindeki gücüne kavuşması için gece gündüz ekibimiz ile birlikte mesai yaptık. Sahibi olduğumuz iki ayrı AVM’yi yönettiğimiz için markaları tepeden objektif olarak görme şansımız oluyor. Kim ne yapıyor da başarılı oluyor, başarısızlıkların nedenleri neler, nerede hata yapılıyor görüyorsunuz. İGS son 10 yıldır ticari olarak durağan bir yapıya sahipti. Ancak marka bu dönemde yıpranmadı, sadece uykudaydı. Açılıştaki ilgiden bunu rahatlıkla görebiliyoruz.’’ diye konuştu.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.