Connect with us

Genel Haberler

Güler Sabancı: Sürdürülebilirlik artık iş dünyası için seçmeli değil zorunlu ders

Editör
Güler Sabancı
Abone Ol:

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Dünyadaki en güçlü trendlerden biri urbanization yani şehirleşme. Bu trendin olmazsa olmazı ise electirification yani; hayatımızda elektriğin, enerjinin öneminin giderek artması” dedi.

Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu’nun ev sahipliğinde, Enerji Uzmanları Derneği tarafından 20 Ocak Salı günü Ankara’da düzenlenen Enerji Piyasaları Zirvesi; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz ve Enerji Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Ertürk’ün yanı sıra, iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. 

Zirvede katılımcılara hitap eden Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı şunları söyledi: “Dünyadaki en güçlü trendlerden biri urbanization yani şehirleşme. Bu trendin olmazsa olmazı ise electirification yani; hayatımızda elektriğin, enerjinin öneminin giderek artması. Bu durumda da bize, bu alanda çalışan herkese daha çok sorumluluk düşüyor. Sürdürülebilirlik artık iş dünyası için, hepimiz için seçmeli değil zorunlu bir ders. Faaliyetlerimize toplumsal, ekonomik, ve sosyal pencereden bakarak oluşan ihtiyaç ve beklentileri yönetmemiz gerekiyor. Bu anlayışla, enerji sektöründe hedefimiz insanların yaşam kalitesini yükseltmeyi mümkün kılan, tüketicinin lehine olan; şeffaf ve rekabetçi bir piyasadır. Dünya enerji sektöründe arz ve talep dengeleri, enerji politikaları ve enerji teknolojileri alanlarında çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Enerji talebindeki artışta gelişmekte olan ülkeler belirleyici olmaya devam ediyor. Enerji teknolojileri ve inovasyon alanındaki gelişmelerin enerji verimliliğini artırıcı etkilerine tanıklık ediyoruz. Akıllı şebekeler ve talep yönetimi uygulamalarının yaygınlaşması, enerji sisteminin daha verimli ve sürdürülebilir bir yapıya ulaşmasını destekliyor.
Bütün bu gelişmelerde “düzenleyici çerçevenin” çok hayati bir rolü var. Enerji sektöründe düzenlemeler; sektörün gereksinimlerine cevap verebilir, öngörülebilir ve şeffaf oldukları ölçüde etkili oluyor. İyi tasarlanmamış düzenlemeler ise,  uygulamada pek çok sorunu beraberinde getiriyor. Örneğin; Avrupa’da, pek çok ülkede yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen teşviklerde uygulanan yöntemin başarısızlığı açık bir şekilde görüldü. Türkiye’nin bu konuda sürdürdüğü doğru yaklaşım, enerjide düzenlemelerin geleceğine, hep birlikte daha umutla bakmamızı sağlıyor. Elektrik piyasasının faaliyete geçtiği 2002 yılından bu yana Türkiye elektrik kurulu gücü iki kattan daha fazla büyüdü. Bu büyük artışın tamamına yakını özel sektör yatırımları ile gerçekleşti. Bu çarpıcı büyümede, Enerji Bakanlığımız ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun rekabetçi ve serbest bir piyasa yapısının oluşmasına yönelik, değerli çabaları çok etkili oldu. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz”.
-GÜVEN ORTAMI-
Sabancı sözlerini şöyle sürdürdü: “Dağıtım ve üretim özelleştirmelerinde atılan adımlar rekabete dayalı piyasa yapısının oluşumuna önemli katkı sağladı. Özünde rekabete dayalı, öngörülebilir ve şeffaf politikalar, ülkenin potansiyeli ile birleşince güven ortamı sağlandı ve özel sektör koşarak yatırım yaptı.

Biz de Enerjisa olarak, bu politikalara güvenerek elektrik üretimi, ticareti, satışı ve dağıtımıyla, bir özel sektör oyuncusu olarak en ön sıralarında yer almaya çalıştık. Ve son sekiz yılda 22 milyar TL’nin üzerinde yatırım gerçekleştirdik. Bugün ülkemizde liberal bir elektrik piyasasının gelişiminde belli bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Ancak bunu yeterli görmemeli, daha rekabetçi bir piyasa için çalışmaya devam etmeliyiz. Hep beraber ve özellikle siz düzenleyicilerden de beklentimiz aynı anlayışla sektöre yön vermeye  devam etmenizdir”.
–    ARZ FAZLASI DÖNEMİ-
Güler Sabancı şöyle devam etti: “Bu çerçevede, atılmasını önemli gördüğümüz adımlar ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Son birkaç yıl içerisinde talep artışının oldukça üzerinde gerçekleşen yeni kapasite ilavesi ile elektrik sektöründe bir arz fazlası oluşmuştur. İçinde bulunduğumuz arz fazlası dönemi, özellikle tüketicilerin yararlanacağı, daha rekabetçi,  liberal ve şeffaf bir elektrik piyasasına geçme yönünde cesaretli adımlar atmak için bir fırsat sunuyor.  
Son dönemde tamamlanmış çeşitli özelleştirmelere rağmen, kamunun bir piyasa oyuncusu olarak halen kontrolünde olan elektrik arzı, toplamın yaklaşık %50’sini oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda, kamunun pazardaki hakim durumunun azaldığı, rekabetçi özel sektörün payının daha yüksek seviyelere çıktığı bir yapıya ulaşmalıyız. Bu hedef gerçekleşene kadar da, üretim özelleştirmelerinin devam etmesini ve kamunun piyasa oyuncusu olarak faaliyetlerini diğer özel sektör oyuncuları ile “aynı şartlarla” sürdürmesini bekliyoruz. Tüm bunları rekabetçi piyasanın doğru yönde gelişimi için atılması gereken önemli adımlar olarak görüyoruz.  
Elektrik sektörünün serbest piyasaya geçişi bakımından önemli bir diğer konu da “fiyat oluşumu”dur. Liberal ve rekabetçi bir piyasanın olmazsa olmazı, fiyatın arz ve talep dengesi içinde pazar tarafından belirlenmesidir. Ancak böyle bir piyasa sürdürülebilir bir yatırım iklimi yaratacaktır. Arz – talep dengesini ve maliyetleri tam olarak yansıtan, şeffaf, derinlikli, likiditesi yüksek; aynı zamanda ileriye yönelik doğru fiyat sinyalleri de içerecek bir “elektrik borsası”nın kurulmasını dört gözle bekliyoruz! Bu konudaki gelişmeler, Türkiye elektrik sektörünün öngörülebilirliğini ve rekabetçiliğini sağlayacak,  dolayısıyla sağlıklı bir yatırım iklimi oluşmasını destekleyecektir. Perakende tarafına baktığımızda, henüz arzu edilen seviyede, serbest piyasa koşullarını taşıyan bir yapıya işlerlik kazandırabilmiş değiliz. Tam rekabetçi ve son tüketici fiyatının liberal piyasa dinamikleri içesinde belirleneceği pazar yapısına geçilmesini, (“sosyal tarife” gibi tüm boyutları da gözetilerek) bekliyoruz”.

–  Yeni tarife dönemi

“Elektrik dağıtım özelleştirmeleri başarıyla yapıldı. Dağıtımda mevcut tarife dönemi 2015 sonunda tamamlanıyor. Ancak devir aldığımız bölgelerde hala yoğun altyapı yatırımlarımıza ve sistem iyileştirmelerine tüm zorluklara rağmen devam ediyoruz. Hedefimiz; dünya standartlarında kesintisiz elektrik tedariği ve tüketicilere en kaliteli hizmeti vermektir.
Önümüzü görmemiz ve sektörün sağlıklı gelişmesi için, 2016 sonrası yeni tarife dönemi prensipleri mümkün olan en erken sürede açıklanmalıdır. Bunu yatırımlar ve devamlılık açısından çok önemli buluyoruz ve bekliyoruz. Doğalgaz sektöründe ise serbestleşme için gelinen aşamanın elektrik sektörünün oldukça gerisinde olduğunu görüyoruz. Doğalgazda da, elektrik piyasasına benzer, maliyet esaslı, arz ve talep dengelerini yansıtan, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir yapıya, konunun sosyal boyutu da gözetilerek işlerlik kazandırılmalıdır. Türkiye enerji sektörünün bugünü ve geleceğine bakarken çok önemli bir önceliğin mutlaka yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ayrılmasını destekliyoruz. Enerji ithalatının azaltılması, gerek cari açığın azaltılması, gerekse Türkiye’nin karbon envanterinin iyileştirilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarında halen değerlendirilmemiş çok önemli bir potansiyelimiz var.
Bu potansiyel en uygun teknolojiler ve doğru yaklaşımlar kullanılarak, sürdürülebilirlik anlayışına uygun biçimde değerlendirilmelidir. Aynı zamanda iletim ve dağıtım altyapılarının da üretim kapasitesi ve kompozisyonuna paralel olarak geliştirilmesine önem vermeliyiz. Dünyaya baktığımızda, az önce de belirttiğim gibi, bu konuda hatalar yapıldı. Biz aynı hatalara düşmemeliyiz. Yerli kömür kaynaklarına yapılan yatırımları artırmaya yönelik çabalarda, “alım ve fiyat garantileri” gibi, rekabetçi piyasa işleyişi ile uyumlu olmayan mekanizmalar yerine, “yatırım dönemi odaklı” teşviklere yönelmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu yaklaşımla vazgeçemeyeceğimiz ve hedeflediğimiz “serbest piyasanın” oluşabileceğini düşünüyoruz”.

– İşimizin özü “İnsan” 
Sabancı konuşmasını “Bütün bunların yanında ve çok önemli olarak, ülkemizde daha iyi bir enerji geleceği için “enerji verimliliğine” daha fazla odaklanmalıyız! Enerji verimliliğinde son dönemde artan farkındalık, yaygınlaşmaya başlayan uygulamalar ve etkin politikaların “daha iyi bir enerji geleceğine” büyük katkısı olacağına inanıyoruz. Üretimden tüketime enerji değer zincirinin tüm aşamalarında enerji verimliliğinin artması, Türkiye ekonomisinin küresel rekabetçiliğini, aynı zamanda büyümenin çevresel ve sosyal yönden sürdürülebilirliğini güçlendirecektir.
2015’in Kasım ayında Antalya’da gerçekleşecek olan G-20 zirvesi bu noktada çok önemlidir. G-20 ülkelerinin dünya toplam enerjisinin %80’ini tükettiği ve atmosfere aynı oranda karbondioksit bıraktıkları düşünüldüğünde; hem Antalya’da yapılacak G20 Zirvesi’nin hem de Aralık ayında Paris’te yine dünya liderlerinin toplanacakları zirvenin enerji ve iklim değişikliği için çok önemli platformlar olacağı görüşündeyiz. Önümüzdeki dönemde tüketiciyi işin merkezine alacak, aynı zamanda enerji verimliliği potansiyeli için yeni teknolojiler, regülasyonlar ve iş modellerinin işlerlik kazanmasını bekliyoruz. Enerji Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu yöndeki adımları, ekonomik kalkınmamızı ve sosyal gelişimimizi destekleyici bir enerji sektörü oluşturacaktır.
Nihayet, Sabancı olarak, Enerjisa olarak, bizim işimizin özü “insan” ve insana hizmet etmek. Biz hep şuna inanıyoruz: bizim halkımız her şeyin en iyisine layık. Hedefimiz, kalkınmak, insanımıza yüksek dünya standartlarını sağlamak ve buna uygun olarak, hayat kalitesini yükseltmektir. Daha “iyi bir enerji geleceği” için çalışıyoruz. Tüm bu çalışmaları, yatırımları, çabaları bunun için ortaya koyuyoruz, tüm düzenlenmeleri bu hedefe ulaşmak için istiyoruz” şeklinde tamamladı.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak

Editör

By

Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:

“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”

Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.

Continue Reading

Genel Haberler

CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi

Editör

By

19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.

CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.

Continue Reading

Genel Haberler

EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor

Editör

By

Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.

EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.

İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.

Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.

Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.

Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.

EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”

EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.

Continue Reading
Advertisement

Etiketler

POPÜLER