Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

“İkinci baharını yaşayan sektör için sürdürülebilir rekabet iklimi şart”

Editör
itkib
Abone Ol:

Tekstil ve Hazır Giyim Sektör Kurulları’nın Denizli’de yapılan ortak toplantısında, zarar etme pahasına pazarlarını koruyan sektörün, bu özverisinin meyvelerini bugün yemeye başladığı vurgulandı. Yapılan ortak açıklamada sürdürülebilir rekabet için rehavete kapılmadan doğru adımların atılması gerektiği ifade edildi.

Türkiye’nin üretim, istihdam ve ihracatında lokomotif olan hazır giyim ve tekstil sektörü, Denizli’de buluştu. Hazır Giyim ve Tekstil Sektör Kurulları yaptıkları ortak toplantıda, son dönemde güçlü bir ivme yakalayan sektördeki gelişmeleri ele aldı.

Dünya tekstil ve hazır giyim piyasalarındaki dalgalanmaların Türkiye’ye olan yansımaları ile ekonomi yönetimine yönelik beklenti ve taleplerin dile getirildiği zirvede hazırlanan ortak metni okuyan DENİB Başkanı Süleyman Kocasert, tekstil ve hazır giyimin ikinci baharı yaşadığını söyledi.

Tekstil ve hazır giyim sektörünün tam bir birlik ve beraberlik içinde hareket ederek Denizli’de eksiksiz toplandığını anlatan Kocasert, bunun sorunların çözümünde ve geleceği planlamakta büyük avantaj sağlayacağını kaydetti.

Konjonktür çok iyi değerlendirilmeli

Rüzgarın Türkiye’den yana estiğini vurgulayan Kocasert, uluslararası piyasalarda sektörün değerinin arttığına dikkat çekti. “Yakalanan rüzgarın sağladığı konjonktür çok iyi değerlendirilmeli” diye konuşan Kocasert şöyle devam etti:

“Sektörümüz, kriz yılları boyunca zarar etme pahasına da olsa pazarlarını korudu. Dün gösterdiğimiz özverinin meyvelerini bugün toplamaya başladık. Türk tekstil ve hazır giyim sektörü şimdi ikinci baharını yaşıyor. Türkiye’ye ciddi bir dönüş var. Dünya ticaretinin gerilediği bir dönemde Türk tekstil ve hazır giyim sektörü yüzde 20 talep, yüzde 12 ihracat artışı yaşıyor. Tekstil sektörü kriz öncesine göre 3 puanlık artışla yüzde 18 ihracat artışı yakaladı. Kriz öncesi ihracat rakamlarını yakalayan ilk sektör tekstil oldu. Bir başka ifadeyle krizden en hızlı çıkan sektör unvanını da aldı.

İhracatının yüzde 85’ini Euro bölgesine yapan hazır giyim sektörü ise yüzde 10 kur, yüzde 9 enflasyon kaybına rağmen yüzde 10’luk artış elde etti.

Ancak rekabetçiliğimizi sürdürebilmemiz için rehavete kapılmadan doğru adımların atılması gerekiyor. İkinci baharını yaşan sektör için sürdürülebilir rekabet iklimi şart.”

Uzakdoğu’lu da “Made in Turkey” istiyor

Süleyman Kocasert, ortak kurul toplantısında ortaya çıkan görüşleri ise şöyle özetledi:

  • Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkeleri ucuz iş gücünün sağladığı ihracat avantajında son noktaya geldi. Bu ülkelerinin iç pazarı ciddi tüketici oldu. Artık Avrupa’ya ucuz mal verecek konumda değiller. 10 yıl boyunca çift haneli büyüyen Uzakdoğu’da global markalar büyük bir hızla yayılıyor. Zenginleşen bölge tüketicisi aldığı ürünlerde “Made in China” yerine kalite ve niteliği ifade eden “Made in Turkey” etiketini görmek istiyor.
  • Bizden yana esen bu rüzgarın ekonomik kazanca dönüştürülmesi için “Made in Turkey” algısını güçlendirecek projeler hızla hayata geçirilmesi gerekiyor.
  • Türk hazır giyim ve tekstil sektörü olarak ülkemiz dışında yatırım yapmak istemiyoruz.
  • Sürdürülebilir rekabetin sağlanması için gerekli altyapının oluşturularak rakip ülkelerle rekabeti sağlayacak düzenlemeler yapılmalı.
  • Dünyanın 15’inci büyük ekonomisi olan Türkiye, rekabetçilikte 61. sırada bulunuyor. Çin 27, Tunus 32, Polonya 39, Hindistan 51, Vietnam’ın ise 59’uncu sırada yer aldığı rekabetçilikte, dünyanın ilk 10 büyük ekonomiden biri olmayı hedefleyen Türkiye bu çelişkiyi aşmalı.
  • Global markalar dünyanın her yerinde aynı üretim standardını yakalayamıyor. Bu noktada nitelikli üretimi ile ön plana çıkan Türkiye, bu özelliğini daha da güçlendirmeli.
  • Türkiye’nin bölgesel lokasyonu bizlere çok önemli avantajlar sağlıyor. Avrupa’ya hızlı ve düşük miktarlı mal gönderiminde bu avantajımızı iyi kullanmalıyız.
  • Sıcak paradan öte, yatırım amaçlı kaynakların Türkiye’ye akışı sağlanmalı.
  • Yapılan araştırmalar Türkiye’nin 1.5 milyon ton pamuk üretim kapasitesi olduğunu ortaya koyuyor. Halen yaklaşık 400 bin ton olan üretimin 1.5 milyon tona çıkarılması için gerekli düzenlemeler hayata geçirilmeli.
  • Artan pamuk fiyatları sadece ülkemizde değil tüm dünyada yaşanan bir gelişme. Bu gelişme, bize göre “basic” mallar üreten rakibimiz konumundaki Uzak Doğu ülkelerini de etkilemektedir. Bu durumu, ülkemizi ve kentimizi yakından ilgilendiren Heimtextil fuarı öncesi, ortak bir fiyat politikası geliştirerek avantaja dönüştürmek mümkün.
Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

Kaya Üzen, ÇASİAD Başkanı oldu

Editör

Yazar:

Çanakkale Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin (ÇASİAD), 16. Olağan genel kurulunda görev dönemi sona eren Başkan Semih Başaran’dan bayrağı Kale Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Kaya Üzen devraldı.

ÇASİAD olarak iş yaşamında entegrasyona büyük önem vereceklerinin altını çizen Üzen, “Rekabetçilikte bir alt lige düşmemek için eğitimlere, bilgilendirme faaliyetlerine ve iş yaşamına entegrasyona büyük önem vereceğiz. Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm ajandamızdaki önceliklerimiz arasında yer alacak” dedi.

Devamını Oku

Genel Haberler

İş Gıda, Down sendromlulara istihdam sağlıyor

Editör

Yazar:

İş Gıda’nın; bağımsızlık, kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik değerleri ışığında Türkiye Down Sendromu Derneği iş birliği ile 2022 yılı sonunda KFC ile başlattığı Bi’ İşim Var projesi büyüyor. Bi’ İşim Var Projesi için düzenlenen etkinlik İş Gıda Grup CEO’su Feliks Boynuinceoğlu ev sahipliğinde, Türkiye Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin ve Bi’ İşim Var projesi çalışanlarının katılımı ile 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nde gerçekleştirildi. Basın toplantısında Bi’ İşim Var projesinin, İş Gıda çatısı altında faaliyet gösteren iki diğer dünya markası Pizza Hut ve Krispy Kreme’i de kapsayacak şekilde genişletildiği duyuruldu.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde TDSD Başkanı Gün Bilgin Down sendromlu gençlerin çalışmasının ayakları üzerinde durmasının kendileri, aileleri ve toplum için önemine değinirken; İş Gıda Grup CEO’su Feliks Boynuinceoğlu, Down sendromlu bireylerin toplumdaki vazgeçilmez yerlerine dair farkındalığı artırma hedefiyle 2022 yılından bu yana süren Bi’ İşim Var projesinin gelişim yolculuğunu, değişen yapısını, gelecek planlarını ve grup için anlamını aktardı.

Bi’ İşim Var projesinin grup için önemi ışığında 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan İş Gıda Grup CEO’su Feliks Boynuinceoğlu panel konuşmasında; “Arka planda çok fazla çalışma olsa da ilk olarak 2022 Eylül ayında İş Gıda çatısı altındaki markalarımızdan KFC ile başlayan Bi’ İşim Var projesinin arkasında İş Gıda’nın bağlı olduğu İş Holding’in öngörüsü yatıyor. İstanbul’da seçili KFC restoranlarında 2022 Eylül’ünde başlayan projemiz, bugün üç ayrı şehirde 16 Down sendromlu çalışana ulaştı. Bi’ İşim Var’ın başarısı sonucunda, restoranlarımızla uluslararası geçerliliği olan ve 2014’ten bu yana Avrupa Komisyonu tarafından fonlanan “Valueable” (Değerli Bir Ağ) unvanını almaya hak kazandık. Projenin global bir değer ile taçlanmış olmasından mutluluk duyduk.  150 ülkede faaliyet gösteren KFC markası tarafından da örnek gösterilen bir proje olmasıyla göğsümüzü kabartıyor” dedi.

İş Gıda ile iki yıldır süren iş birliğinin Down sendromlu bireylerin bağımsız yaşamları için çok kıymetli olduğunu belirten Türkiye Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin paneldeki konuşmasında; “Down sendromlu bireylerin özgür, bütünleşik ve bağımsız yaşamlar kurabilmeleri için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Biz dernek olarak ailelerin yaşadığı “Benden sonra çocuğum ne olacak?” kaygısını ortadan kaldıracak projeler üretiyoruz. Avrupa Down Sendromu Federasyonu Başkan Yardımcılığı ile Avrupa’da Türkiye’yi temsil ediyor ve dünyada 133 ülkenin Down sendromu sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim halinde, Down sendromu alanının gelişimine öncülük ediyoruz. En önemli çalışmalarımızdan İstihdam +1 programıyla ise gençlerimizin istihdam edilmesine olanak tanıyoruz. 2012 yılında Türkiye’de uygulamasını ilk başlatan kurum olarak 18 ilde 48 firmaya 170 Down sendromlu bireyin istihdam edilmesini sağladık. Bu bağlamda iş koçları yetiştirmek üzere geliştirdiğimiz eğitim programını yaygınlaştırıyoruz. İŞKUR, istihdam büroları, iş yerlerinin kendi bünyeleri gibi farklı alanlarda iş koçları yetiştirmek üzere iş birliklerimiz devam ediyor” dedi.

Devamını Oku

Genel Haberler

Karma Grup, 13. Gıda Mühendisliği Öğrenci Kongresi’ni destekliyor

Editör

Yazar:

17-18 Mayıs günlerinde, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nün ev sahipliğinde gerçekleşecek olan 13. Gıda Mühendisliği Öğrenci Kongresi, Karma Grup, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) ve Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) desteğiyle düzenleniyor. Sektör temsilcileri, akademisyenler ve geleceğin mühendisleri için bir araya gelme fırsatı sunacak olan etkinlik, gıda biliminin yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri hakkında bilgi alışverişini teşvik ederek, katılımcılara faydalı çıktılar elde etme imkanı sağlayacak.

Kongrenin “Yaşam İçin Gıda” ana temasıyla yapılacağını belirten Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şebnem Tavman, “Bu kongre kapsamında genç mühendis adayları, yüksek lisans ve doktora öğrencileri, akademisyenler ve sektör temsilcilerini bir araya getirerek gıdaya yönelik yeniliklerin, teknolojilerin ve genel olarak gıda biliminin konuşulması ve yararlı çıktıların elde edilmesini amaçlıyoruz. Kongremize gönderilen her bildiri, alanında uzman bilim insanları tarafından değerlendirilecek ve bu değerlendirme sonrasında uygun bulunanlar, sözlü veya poster bildiri olarak kongremizde sunulacak. Ülkemizin gıda ve beslenme politikalarına ışık tutacağına inandığımız kongremize ilk andan beri destek veren Karma Grup, TGDF ve SETBİR’e teşekkür ediyorum” dedi.

Karma Grup Satış Pazarlama Koordinatörü Sinem Bahçekapılı ise yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Karma Grup olarak sektör spesifik programlarda düzenleyici ve destek veren kurum olarak yer alıyoruz. Kongrelerin ve seminerlerin sektörel iletişime katkısını network ile sınırlandırmıyoruz. Süreklilik arz etmesi ve temasının işimize katkı sağlaması için çalışıyoruz. Gıda endüstrisi çalışanları olarak öğrenci kongrelerinde her birimiz daha fazla yer almalı ve mesleğimizin gelişimi için aday meslektaşlarımıza mentorluk sağlamalıyız. Gıda mühendislerinin toplum sağlığını direkt ilgilendiren bir meslek grubuna dahil olması nedeniyle, bilim ve bilimin önemi kamusal platformlarda da daha fazla konuşulmalı.”

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER