Genel Haberler
Lüks tüketim 2013’te kan kaybetti, sektörü Çin ve ABD sürükledi
2012 yılında yüzde 10,4 büyüyen lüks tüketim sektörü, 2013 yılında beklentilerin altında bir performans sergileyerek yalnızca yüzde 2,4’e büyüyebildi.
Çinli tüketiciler pazardaki toplam harcamaların üçte birini oluştururken, ABD ekonomisindeki iyileşme Amerikalı tüketicilerin küresel talebe önemli katkı yapmasını sağladı. Her ne kadar 2013 yılında zorlu bir yıl geçirseler de lüks markaların önümüzdeki üç yılda birleşik ortalama yüzde 10 civarında büyümesi bekleniyor. Türkiye pazarını yorumlayan EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Kıdemli Müdürü Deniz Turhan, sektörün farklı kategorilerde kayda değer oranlarda büyüdüğünü söyledi.
Denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin “Lüks Tüketim ve Kozmetik Sektörü Finansal Durum Raporu”, sektörün 2013 yılında kan kaybettiğini ortaya koyuyor. Rapora göre 2013, lüks tüketim açısından küresel ekonomik resesyonun başladığı 2009’dan bu yana en zorlu yılı yaşarken, pazar son üç yılda ilk kez tek haneli büyüme rakamlarını gördü. 2012 yılında yüzde 10,4 olan büyüme oranı, 2013 yılında ciddi bir kayıpla yüzde 2,4’e geriledi.
Raporda, sektörü Çin ve ABD’nin sürüklediği belirtilirken, büyümeye en çok katkı aksesuar ürünleri kategorisinden geldi. 2013’te bir önceki yıla göre yüzde 16’lık bir büyüme performansı sergileyen aksesuarı yüzde 16’ı ile giyim, yüzde 13 ile güzellik kategorileri izledi. Kategorilerin pazar payı içindeki dağılımına bakıldığında ise, büyüme oranlarında benzer bir tablonun var olduğu görülüyor. Aksesuar yüzde 28 ile lüks tüketim pazarındaki en büyük kategori olurken, onu sırasıyla yüzde 25 ile giyim, yüzde 23 ile de saat ve kuyum kategorisi izliyor.
Lüks tüketim harcamalarının üçte biri Çinlilerden
2013 yılında Çinli tüketiciler küresel lüks tüketim harcamalarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Yükselen gelir seviyesi, genişleyen orta sınıf ve gençlerin lükse olan talebindeki artışa bağlı olarak Çin’in uzun vadede lüks tüketim sektörü için öne çıkan pazarlardan biri olması bekleniyor. Çin’in yükselişi sürerken hükümetin yaptığı regülasyonlar, daha bilinçli hale gelen tüketici grupları, dijital kanalın gelişmesi ve lüks tüketimde değişen trendler pazar dinamiklerini etkileyen faktörler olarak karşımıza çıkacak.
Her ne kadar 2013 yılında zorlu bir yıl geçirseler de lüks markaların önümüzdeki üç yılda birleşik ortalama yüzde 10 civarında büyümesi bekleniyor. Bu büyümenin sürükleyicisinin ise ABD ekonomisindeki iyileşme ve buna bağlı olarak gelişen iç talep, artan şehirleşme ve genç tüketicilerin lükse olan talebi olacağı öngörülüyor.
Kozmetiğin küresel hacmi 175 milyar Euro’ya ulaştı
Kalite ve inovasyona yapılan vurguların da katkısıyla kozmetik sektörü 2013 yılını lüks tüketime kıyasla daha az kayıpla kapattı. 2013 yılında yüzde 3,8 büyüyen pazarın toplam küresel hacmi 175 milyar Euro’ya ulaştı. Rapor, kozmetik sektörüne ilişkin geleceğe yönelik pozitif beklentiler ortaya koyarken, güzellik sektörünün önümüzdeki 10-15 yıl içinde Çin, ABD, Brezilya, Hindistan ve ’de iki katı büyüyeceği tahmininde bulunuyor. Kozmetikte en çok satılan ürünlerde yüzde 34 ile cilt bakımı kategorisi ilk sırada yer alırken, cilt ürünlerini yüzde 24 ile saç, yüzde 17 ile makyaj kategorileri izliyor. Kozmetikte bölgesel dağılıma bakıldığında ise Asya Pasifik Bölgesi’nin yüzde 33 ile başı çektiği gözlemlenirken, Batı Avrupa’nın kozmetik sektöründeki payı yüzde 22, Kuzey Amerika’nın payı ise yüzde 21.
Raporda öne çıkan diğer önemli noktalar ise şu şekilde:
• Talep büyük oranda üst gelir seviyesindeki genç müşteri gruplarından, gelişmekte olan ülkelerdeki tüketicilerden ve ABD lüks tüketim pazarından geldi.
• Online lüks tüketim pazarı büyümesini sürdürüyor. Online kanalın lüks tüketim içindeki toplam payı yüzde 3,6’dan, 2013 yılında yüzde 4,5’e yükseldi. Bu nedenle markalar online ortamda hem satış kanallarını hem de iletişimlerini güçlendiriyorlar.
• Çin, Hindistan ve ABD 2013 yılında kozmetik pazarındaki toplam büyümenin yarısını oluşturuyor.
Türkiye’de en fazla büyüyen kategori kadın çantası
Türkiye’deki lüks tüketim pazarına ilişkin değerlendirmeler yapan EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Kıdemli Müdürü Deniz Turhan, ekonomiye dair pozitif beklentilerin yanı sıra üst gelir segmentindeki tüketicilere hitap eden AVM’lerin çoğalması ve lüks markaların kendi mağazalarını açması gibi sebeplerden dolayı sektörün 2013 yılında iyi performans ortaya koyduğunu belirtti. Ünlü tasarımcılara ait giyim eşyalarının satışının 2013’te bir önceki yıla göre yüzde 11 arttığına dikkat çeken Turhan, yoğun reklam çalışmaları, özellikli ürünlerin satıldığı mağazaların çoğalması ve Türk erkeklerin giderek daha çok dış görünüşüne önem vermesi gibi faktörlerin etkisiyle güzellik ve kişisel bakım kategorisinin ise aynı dönemde yüzde 16 büyüdüğüne dikkat çekti.
Çocuklar için yapılan lüks tüketim artıyor
Turhan, lüks mücevherdeki büyümenin yüzde 8, saat kategorisindeki büyümenin ise yüzde 15 olduğunu belirterek şunları söyledi: “Saatteki büyümenin en önemli sebeplerinden biri insanların farklı durumlarda kullanmak üzere birden fazla saat edinmesi. Ayrıca ekonomik durumları iyileştikçe tüketiciler daha iyi saatler almaya yöneliyorlar. Kadın çantası ise yüzde 19’luk artışla en yüksek büyüme oranını gösteren lüks kategorisi oldu. Demografik olarak baktığımızda kadınla erkek tüketiciler arasında dikkat çeken bir fark bulunmadığını görüyoruz ancak, çocuk kategorisinde bir yükseliş söz konusu. Her ne kadar lüks giyim hali hazırda yüzde 90 gibi bir oranla lüks giyim kategorisini yetişkin tüketiciler domine etse de çocuk ürünlerinin en dinamik kategori olduğunu söyleyebiliriz.”
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.