Firmalardan
Silk&Cashmere’de yeni bir dönem başlıyor
Tekstil sektörünün başarılı ismi Ayşen Zamanpur tarafından kurulan ve dünyanın en zengin saf kaşmir koleksiyonunu üreten Silk&Cashmere’de ikinci neslin yönetime geçmesiyle birlikte göz alıcı yeni bir dönem başlıyor.
Kuruluşundan bu yana geçen 22 yılda, 5 kıtada, 26 ülkede, yüzlerce şehirde mağaza ve corner açarak global bir marka haline gelen Silk and Cashmere, son olarak geçtiğimiz yıl Paris Sanayi ve Ticaret Odası tarafından verilen “Uluslararası Yatırımcı Ödülü”nü kazandı.
İkinci neslin yönetime katılmasının ardından markada yeni bir döneme geçtiklerini belirten Silk and Cashmere CEO’su Ayşen Zamanpur; “Kalıcılık, kalite, prestij, başarılı girişim gibi özdeşleştiğimiz değerleri çok önemsiyoruz. Bu değerlerimizin yanı sıra şimdi; günceli daha çok yakalayan bir marka hedefimiz var. Silk and Cashmere’in gerçek bir dünya markası olmasına yönelik tüm koşulları sağlayacak bir değişim dönemine giriyoruz” dedi. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” mottosuna inandıklarının altını çizen Ayşen Zamanpur, Silk and Cashmere’de 360 derecelik bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini söyledi.
Logo yeniden tasarlandı
Gerçekleşen bu değişimin pazarlama stratejilerinden büyüme planlarına, görsel standartlarından mağaza dekorasyonuna, koleksiyonlarından logoya kadar markanın her detayını kapsadığını anlatan Zamanpur tüm konularda yurtdışından uzman danışmanlık aldıklarını da belirtti. Yurtiçi ve yurtdışındaki tüm mağazalara yansıtılan bu değişimin habercisi ve sembolü olarak firmanın logosu da değişti.
Rönesans adı verilen bu yeni dönem, Ayşen Zamanpur’un oğlu Ferhat Zamanpur tarafından yönetiliyor. Los Angelas’ta University of Southern California İşletme ve Pazarlama bölümlerinde çift anadal okuyan Ferhat Zamanpur, okul bitince Amerika Birleşik Devletleri’nde kalıp bir sağlık şirketinin pazarlama departmanında çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönerek şirkette çeşitli pozisyonlarda görev yaptı. Markanın işleyişini temelden öğrenen Ferhat Zamanpur, Genel Müdür Yardımcısı olarak işleri devraldı.
Rönesans’ın en büyük yaratıcısının Ferhat Zamanpur olduğunu ifade eden Ayşen Zamanpur, bu süreç hakkında şu bilgileri verdi:
“Üniversitelerde ‘girişimcilik’ dersi veriyor olabilirim, 22 yılda çok güzel, çok başarılı bir marka yaratmış olabiliriz. Ama bence bu değişime karşı durmak anlamına gelmemeli. Tüm bu süreç o kadar içime sindi ki yıllardır hep ikinci neslin gelip değişimi başlatmasını beklemiş gibi hissettim. Eğer oğlum Ferhat işe elinin ucuyla girseydi ve tüm değerleri, 22 yıllık geçmişi bir kalemde silecek radikal kararlarla ilerleseydi kesinlikle karşı dururdum. Ama her aşamasını anlatarak, ikna ederek dünyadan örnekler göstererek ilerledi. Kararlarını bizimle tartıştı, yönlendirmemiz olursa dikkate aldı. Onun için bu değişim içime çok siniyor. Rönesans sanattır, felsefedir, uyanıştır, değişimdir. Ama aslında insanı öne çıkartmıştır. Markamızın özünde 22 yıldır bizi bugünlere taşıyan müşterilerimiz var; tüm dünyadaki Silk and Cashmere müşterilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.