Firmalardan
Mehmet Reis: Kuru bakliyatta, 1,5 milyar dolar ihracat yapalım
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Türkiye’nin önerisiyle, 2016 yılını Uluslararası Bakliyat Yılı ilan etti. Ülkemiz, bakliyat üretimine uygun toprak yapısına, yerli tohumlara, ekim bilgisine sahiptir ve ayrıca son 25 yılda dekar başına (kg) alınan verimlilikte, buğdayda %34, çeltikte (pirinç) %83, kuru fasulyede %104, nohutta %32, kırmızı mercimekte %64, son yıllarda ekimi azalan yeşil mercimekte dahi %56 artış yaşandı. Ancak diğer taraftan, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, son 25 yılda kuru bakliyat ekili alanlarında %-66 düşüş; kuru bakliyat üretiminde %-46 azalma gözlendi.
Reis Gıda basın toplantısı, 28 Eylül 2016 tarihinde, Metro Grossmarket Gastronometro Bölümü’nde düzenlendi. Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, Diyetisyen Duygu Cebeci ve Nielsen Türkiye Müşteri Çözüm Ortağı Satış Etkinliği Alışverişçi ve Sadakat Araştırmaları Lideri Elçin Deryal birer konuşma gerçekleştirdi.
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Bu yıl, 2016 uluslararası bakliyat yılı. Dekar başına verimlilikte artış yaşanmasına rağmen, ekili alanlarda ciddi düşüş gerçekleşiyor. Bakliyat üretimi yapılacak topraklarımızı geri istiyoruz, daha fazla üretim yapmak için gerekli donanıma sahibiz” dedi.
Reis Gıda Başkanı Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yıl 1 milyon tonu geçecek kuru bakliyat üretimimizi, ekim alanlarını arttırıp, birkaç yıl içerisinde 2 milyon tona çıkartarak, 1.5 milyar doların üzerinde ihracat yapabiliriz. Bereketli Anadolu toprağımızda yerli tohumlar ile üretilen bakliyatımıza, dünyanın dört bir yanından yoğun bir talep var. Kuru bakliyatta söz sahibi olabilmek için, öncelikle genç nüfusu tarımda çalışmaya teşvik etmeliyiz; yerli tohumlarla üretimin yapılmasını sağlamalıyız; mazot ve gübre desteğinin yanında ürün destekleme primini sürdürmeliyiz ve üretim planlanması çalışmalarına devam etmeliyiz. Böylece, ülkemizi en sağlıklı şekilde besleyerek obeziteden koruruz. Diğer yandan ‘açlığa çare’ olan bakliyatı ihraç ederek; dünyayı sağlıklı ürünlerle doyurup, ülkemize döviz girdisi sağlarız”.
2016 yılı kuru bakliyat üretiminde, geçtiğimiz yıla oranda %5 artışın olacağını ifade eden Mehmet Reis, şunları kaydetti:
“Kırmızı mercimeğin hasadı yapıldı ve geçtiğimiz yıla oranla %15 rekolte artışıyla 400 bin tonu buldu. Kırmızı mercimekte, hasat öncesine oranla, %20 fiyat düştü. Yeşil mercimek rekoltesi, iç pazarın talebini karşılayacak düzeyde değildir, ancak bu yıl, bir önceki yıla oranla üretimde bir artış sağlandı ve bu ilerisi için umut vaat ediyor. Nohut ve kuru fasulye hasadı başladı ve rekoltenin geçen yıl ile aynı oranda olacağı belirtiliyor. Kuru fasulyede %5, nohutta %15 fiyat artışı oldu. Çeltik (pirinç) hasadına başlandı ve bu yıl geçen yıla oranla %5 rekolte artışı olacağı söyleniyor. 2015 yılına göre, bu yılın ilk çeyreğinde pirincin fiyatı %20 düştü. Bu arada ülkemiz çeltik üretiminde son yıllarda ciddi bir artış gerçekleşiyor. 1990’lı yıllarda iç pazarın pirinç talebinin yaklaşık %60’ı ithal iken, 2015’e geldiğimizde ithalatın oranı %25’e geriledi. Geçmişte 3 çeşit pirinç varken, günümüzde başta Cammeo pirinci olmak üzere 14 çeşit çeltik (pirinç) ekimi yapılıyor. Buğdayda ise, Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılı bitkisel üretim birinci tahmininde bir önceki yıla göre buğday üretiminin %9,3 oranında azalacağı tahmin edilmekle birlikte, içi tüketimi karşılayacak kadar üretim yapılmaktadır”.
Reis Gıda tarafından; Nielsen Türkiye araştırma şirketine, Devlet Planlama Teşkilatı ve TÜİK’in belirlemiş olduğu düzey1’i kapsayan 12 ilde, yemek yapmaktan sorumlu 20-65 yaş arası 1024 kadın tüketicinin katılımıyla “Beslenme ve Kuru Gıda Tüketim Alışkanlıkları & Marka Sağlığı Araştırması” 2015 yılında yaptırıldı.
Ankete katılan kadınlara, ‘-Birleşmiş Milletler (BM), 2016’yı neden Uluslararası Bakliyat Yılı seçmiştir?’ sorusunun da sorulduğunu anlatan Mehmet Reis, şunları söyledi:
“Kadınların, %57’si bakliyatın ekonomik bir ürün olduğunu; %49’u bakliyatın açlığa çare olduğunu; %47’si bakliyatın tok tuttuğunu; %38’i bakliyatın artımlı olduğunu; %19’u bakliyatın toprağı beslediğini söyledi. Çıkan bu sonuç, kadınlarımızın bakliyat konusunda ciddi bir bilgiye sahip olduğunun ispatıdır”.
Nielsen Türkiye’ye, 2009 yılında yaptırılan araştırma sonucunda obezite riskini gördükten sonra Reis’in obezite mücadelesinin başladığını açıklayan Mehmet Reis, son araştırma sonuçlarına göre de, bitkisel protein kaynağı olan kuru bakliyatın dünyada açlığa çare olacağını ve ekonomik bir temel gıda maddesi olduğunu sürekli gündemde tutacaklarını belirtti.
Artan dünya nüfusuyla birlikte, gıda ihtiyacının da artmakta olduğuna dikkat çeken Mehmet Reis, şunları anlattı: “Birleşmiş Milletler (BM)’nin 2015 yılı raporuna göre, dünyadaki aç insan sayısı 800 milyonu geçti. 2015 yılında 7 milyar 300 milyonu aşan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9 milyarı geçeceği tahmin ediliyor. Uzmanlar, artan nüfusla birlikte, 2050 yılında 2 katı gıda üretimine ihtiyaç olacağını vurguluyor. Kısaca, önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda birçok gıda ürününün eksikliğinden ve hızla artan gıda fiyatlarından, bugünden daha fazla ve çaresizlik içerisinde bahsedebiliriz. Altını çizerek bir kez daha vurgulamak isterim ki, hiçbir ülke beslenmek gibi yaşamsal bir konuyu ‘-nasıl olsa ithal ederim’ diyerek, başka bir ülkeye ihale edemez. Her ülkenin kendi topraklarında, stratejik olan ürünlerinde, iç tüketimini karşılayacak kadar tarım üretimini yapması zorunludur. Kuru bakliyat, küresel gıda krizine karşı en etkin çaredir”.
Reis olarak, 1993 yılından itibaren birçok projenin içerisinde yer aldıklarını ve almaya devam ettiklerini kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, şunları söyledi:
“Türk Kızılayı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, Sokak Çocukları, Kadın Sığınma Evleri gibi, birçok kuruma ve çeşitli projelere, 23 yıldır destek vermekteyiz. Nielsen ile 2009 yılında yaptığımız araştırma sonucunda, toplumdaki obezite riskini gözlemledik ve obezite ile mücadele kararı aldık. Reis olarak, 7 yıl önce Obeziteye karşı mücadeleyi başlatan ilk firma olmaktan çok büyük bir onur duyuyoruz. 2009 yılında Abur Cubur Olacağı Budur” ile başlayan “Obezite Önlenebilir” kampanyamız, ardından “Abur Cubura Karnımız Tok” ile devam etti. 2015 yılında başlatılan “Ev Yemeği Sofrada, Hesap Ortada” kampanyamız ile 4 kişilik- 4 çeşit ev yemeği menülerinin fiyatlarının 15 TL ve 16 TL arasında değiştiğini belirttik. Ev yemeğinin sağlıklı ve ekonomik olduğuna dikkati çektik ve çekmeye devam edeceğiz. 2016 yılında Nielsen araştırma verisine göre, Reis’in; pirinç ve bakliyat kategorisinde en güvenilen lezzet, en çok tercih ve tavsiye edilen marka olduğu verisine bir kez daha ulaştık. Bu yılki kampanyamızda ‘Reis olsun, afiyet olsun’ diyerek; hem bakliyatın sağlıklı beslenmedeki rolünü, hem de ailece sofrada buluşmanın önemine dikkat çektik. Reis olarak toplumsal projelere katkı sağlayarak; ülkemize olan vefa borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Reis firması varolduğu sürece, toplumsal sorumluluk projelerimiz de devam edecektir”.
Baklagillerin, Türk mutfağının vazgeçilmez gıdası olduğunu ifade eden Diyetisyen Duygu Cebeci, şunları belirtti: “Baklagiller; bitkisel protein, kaliteli karbonhidrat içermesi ve besin çeşitliliği ile sağlığa dost, hastalıklara şifa olur. Özellikle son yıllarda çoğu ölümcül hastalıkların öncüsü haline gelen Obezitenin tedavisinde, tercih ettiğimiz besin grubunun başında yer alır. Satın alma gücü açısından ekonomik olması da, obezite mücadelemizde her bütçenin faydalanabilmesi açısından kolay ulaşılabilir gıdadır. Bunun yanında, toprak erozyonunu engelleyici ve toprağı iyileştirici rolü ile de tarım toprağını koruyucudur. Bakliyatların, topraktan tabağa herhangi bir katkı maddesine ve işleme maruz kalmadan gelmesi de, kansere karşı koruyucu, sağlığa yararlı ve doğala özdeş gıda ürünü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle de baklagiller, öğünlerimizde sağlıklı beslenme için sık tüketmemiz gereken gıda olarak yerini almalıdır”.
Türk kadınlarının 4’te 1’nin (%26) kendisini kilolu olarak tanımladığını kaydeden Nielsen Türkiye Müşteri Çözüm Ortağı Satış Etkinliği Alışverişçi ve Sadakat Araştırmaları Lideri Elçin Deryal, her 3 kadından 1’nin (%37) kilo vermeye çalıştığını belirterek, şunları söyledi: “Kilo vermek içinse; %38’i daha küçük porsiyonlar tüketmek; %35’i tatlıyı daha az tüketmek; %35’i hareket miktarını arttırmak; %29 yağlı gıdaları daha az tüketmek; %28 daha çok su tüketmek; %25 fast-food gıdaları daha az tüketmek; %22 karbonhidratlı gıdaları daha az tüketmek; %12 bakliyat ürünlerini daha çok tüketmek gibi yanıtlar verildi”.
Her 10 kadından 8’nin her gün evde yemek pişirdiğini belirten Elçin Deryal, şunları ekledi: “Araştırmaya katılan kadınların %98’i evde yapılan yemek daha sağlıklı diyor; %96’sı evde yapılan yemek daha ekonomik diyor; %94’ü evde yapılan yemek daha lezzetli diyor. Ancak her 10 kadından 7’si, ev yemeği daha zahmetli diye belirtiyor”. Ayda 4 kere dışarıdan eve yemek siparişi verildiğini anlatan Elçin Deryal, hanelerin %87’nin dışarıda yemek yediğini de belirtti.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.