Firmalardan
Nestle’den belgesel
Nestlé Damak ile belgesel yapımcısı ve gezgin Coşkun Aral’ın birlikte hayata geçirdiği “Efsane Tadın İzinde: Fıstık ve Çikolata” belgesel filminin galası 29 Mart akşamı gerçekleştirildi.
Nestlé Damak, İz TV işbirliği ile “Efsane Tadın İzinde: Fıstık ve Çikolata” isimli belgesel filme imza attı. Dünyanın ilk Antep fıstıklı çikolatası Damak’ın iki eşsiz tadı fıstık ve çikolatanın hikayesinin anlatıldığı belgeselin galası 29 Mart akşamı gerçekleştirildi. Bir fıstık fidanıyla Antep’te başlayan, ardından Meksika’da bir kakao çiftliğine uzanan ve fıstık ile kakao tarımının sürdürülebilirliğine dikkat çekilen belgesel film 31 Mart itibariyle İz TV ekranlarında olacak.
Belgesel yapımcısı ve gezgin Coşkun Aral, film boyunca 85 yıllık maziye sahip dünyanın ilk Antep fıstıklı çikolatası Damak’ın izini sürüyor, kakao ve fıstığın geleceği için sürdürülebilir tarımın önemine dikkat çekiyor. Çekimler için binlerce kilometre yol kat edilen belgesel filmi, Coşkun Aral’ın da doğup büyüdüğü topraklar olan Mezopotamya topraklarında başlıyor. Birkaç haftalık genç bir fidanla başlayan yolculukta ülkemizin en değerli yemişi olan Antep fıstığının tohumdan asırlık ağaca ulaşan süreci anlatılırken, üretici ve uzmanlarla görüşülüyor. Belgeselde ayrıca Antep fıstığının verim ve kalitesinde artışı sağlamak, tarımını özendirmek için Nestlé Damak ve TEMA Vakfı tarafından 2011 yılında yürütülmeye başlanan “Fıstığımız Bol Olsun” projesine yer veriliyor.
Nestlé Türkiye Çikolata ve Şekerleme İş Birimi Genel Müdürü Özgür Karakaş, İz TV ile birlikte başarılı bir çalışmaya imza attıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çikolatayla fıstığın efsanevi aşkı olarak tanımladığımız markamızın bu sene 85. yılını kutlamanın gururunu yaşıyoruz. 1933 senesinde Avrupa pazarına açtığımız markamız, bugün itibarıyla bizim milli gururumuz oldu. Amerika’dan Çin’e, Japonya’ya kadar 12’nin üzerinde pazarda bu ürünü sunduk ve tüm dünyadaki çikolata severlere fıstıkla çikolatanın efsanevi aşkını tattırma fırsatı bulduk. Bu aşkın iki meyvesi kakao ve fıstık ise dünyanın gelecek nesillere aktarması gereken iki önemli değer. Bu güzel tatların devamlılığı ise sürdürülebilir tarımla mümkün. Bu topraklarda yetişen nadide bir ürün olan fıstık bizim için elbette ayrıca önemli. Antep fıstığının verimini artırmak için 2011 yılında TEMA Vakfı ile birlikte “Fıstığımız Bol Olsun” projesini başlattık. Baktığınızda Türkiye, Antep fıstığı üretiminde dünya sıralamasında İran ve ABD’nin ardından üçüncü sırada bulunuyor. Neden birinci sırada olmasın? Bu süreçte yaptığımız çalışmalar bize bunun mümkün olduğunu gösteriyor. 7 yılda yaklaşık, 150’nin üzerinde üreticiye dokunup, %52 verimlilik sağladık. Amacımız kakao ve fıstık tarımının sürdürülebilirliği ile Türkiye özelinde bizim milli gururumuz olan markamız, çikolatayla fıstığın efsanevi aşkı Damak’ın da gelecek nesillere ulaşması…”
Antep fıstığı üretiminin Türkiye için çok önemli bir tarımsal değere sahip olduğunu belirten TEMA Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç sözlerine şu şekilde devam etti:
“Toplamda yaklaşık 210.000 kişinin geçimini sağladığı Antep fıstığı üretiminde kalite ve verimliliği artırmak, ayrıca sürdürülebilir üretimle bölgenin refahına katkı sağlamak amacıyla 2011 yılında hayata geçirilen ‘Fıstığımız Bol Olsun’ projesi elde ettiği ölçülebilir başarılarla fıstık bahçelerinde umut yeşertiyor. Proje kapsamında üreticilere mentorlük desteği veriliyor, eğitimler düzenleniyor. Barak ovasında sadece 2016’da 166 üreticiye sürdürülebilir tarım eğitimleri verildi. Bahçelerde verimliliği düşüren tozlayıcı erkek birey eksikliğine dikkat çekildi, proje bahçelerine 2.000 adet erkek fidan dikildi. Proje kapsamında bölgede nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere yetiştirilen toplam aşıcı sayısı ise 56. Budamacı eğitimleri sonunda da proje kapsamında yetiştirilen toplam budamacı sayısı 62 oldu. Uzman Aşıcı ve Budamacı Eğitimleri’ni tamamlayan 118 kursiyer, fıstık bahçelerindeki çalışmalarına başladı.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.