Firmalardan
Bisikletli Kurye dönemi başladı
Yemeksepeti, “Vale Bisiklet Kurye” uygulamasını hayata geçirdi.
Eylül ayında İstanbul-Caddebostan’da pilot uygulamasına başlayan “Vale Bisikletli Kurye”, hem çevre dostu bir iş modeli olarak öne çıkarken hem de hem üniversite öğrencilerine ve gençlere ek gelir sağlayarak istihdam yaratıyor.
Yemeksepeti İş Geliştirme Direktörü Mert Baki, Avrupa’da birçok örneği olan ancak Türkiye’de bisiklet yollarının az olması ve bisiklet kullanım oranlarının daha düşük olması nedeniyle operasyonu zorlu olan bisikletli kurye uygulaması ile sektöre yeni bir bakış açısı getirmeyi amaçladıklarını vurgulayarak ekledi:
“Bu model özelikle üniversite öğrencilerine ve gençlere ek gelir sağlama konusunda dünyada da öne çıkıyor. Ek gelir elde etmek isteyen gençler bu iş modeline ilgi duyuyorlar. Üstelik ehliyete de ihtiyaçları yok. Özelikle üniversite öğrencilerinden oluşan bisikletli kurye ekibimiz, haftanın 4 günü, günde 4 saat çalışarak hem saatlik hem de sipariş başına kazanç elde ediyorlar. Ekibimiz çalışmak istedikleri günleri ve saatleri kendileri belirleyerek bir nevi kendi işlerinin patronu oluyorlar. Sigortalı çalışanlardan oluşan bisikletli kurye ekibimize sipariş teslimatı için gerekli olan bisiklet, mont, kask, telefon, çanta gibi tüm ekipmanları da sağlıyoruz.”
İstanbul-Caddebostan’da başlayan Vale Bisikletli Kurye uygulaması, öncelikle İstanbul’da ve sonrasında diğer şehirlerde bisiklet kullanımına uygun bölgelerde yaygınlaşacak.
Bisikletli kurye uygulaması ile belirlenen bölgelerde odaklı bir operasyon yürüttüklerini belirten Baki, “Bisikletli kurye ekibimiz daha geniş bir alanda birçok siparişi teslim etmek yerine daha dar bir bölgede daha az sipariş teslim ederek daha hızlı bir teslimat gerçekleştiriyorlar. Aynı zamanda bisikletli kuryeler tüm Delivery Hero bünyesinde yer alan teslimat firmalarında olduğu gibi siparişleri ve teslimat detaylarını görebilmek için bir aplikasyon kullanıyorlar. Kuryeler, kullandıkları aplikasyon içinde bisiklet tanımlaması yaparak maksimum 1 km mesafeli siparişleri teslim ediyorlar. Böylelikle hızlı bir şekilde siparişler teslim ediliyor” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.