Firmalardan
Meysu’da hedef iki yılda ilk 500
Türkiye’nin ilk meyve suyu markası Meysu, 2010 yılında programladığı hedeflere ulaştı.
Türkiye’de direkt meyveden meyve suyu üren 4 büyük firmadan biri olan Meysu, 2010 yılında 20 bin ton meyve işleyerek, yılı 90 milyon TL’lik ciro geliri kapatacağını açıkladı. 2010’nun meyve ve sebze rekoltesi için olumsuz bir yıl olduğuna dikkat çeken Gülsan Gıda Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bekir Güldüoğlu, bu olumsuzluklara rağmen program hedeflerini tutturduklarını belirtti. Güldüoğlu, bu dönemde satışlarda meydana gelen artışta genişleyen satış ekibinin, yeni açıldıkları yurtdışı pazarların ve girdikleri yene zincirlerin önemli bir rol oynadığını kaydetti.
Meysu’yu ülke ekonomisine yeniden katma değer sağlayan bir tesis konumuna getirebilmek için olağanüstü çaba harcadıklarını ifade eden Güldüoğlu, “Yaptığımız yatırımların meyvesini almaya başladık. Artan pazar payımız bunun en güzel göstergesi. 2011 yılında ise 2010 yılında üretim miktarlarımızda yüzde 15 ile 20 arasında bir artış hedefliyoruz. Buna göre üretimde kapasite artırmaya yönelik yatırımlarımız devam edecek. 2011 yılında da makine teçhizat yatırımlarımızı artıracağız” diye konuştu.
Hedef ilk 500
Ekonomik kriz ortamında bile yatırımlara devam ederek kalite ve üretimde artış sağladıklarını kaydeden Güldüoğlu, halen 50 ülkeye ihracat yaptıklarını gelecekte de başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere birçok ülkede Meysu markasını güçlendireceklerini söyledi. Güldüoğlu, şöyle devam etti:
‘‘Meyve Suyu Endüstrisi Derneği’nin son verilerine göre meyve suyu pazarı yüzde 25 oranında büyürken, Meysu’nun bu dönemde büyüme oranı yüzde 4 oranında gerçekleşti. Ayrıca İSO’nun “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu son Raporu”nda Meysu, 100 basamak birden büyüyerek 417’nci sıradan 314’ye çıktı. Hedefimiz, iki yıl sonra ise ilk 500 arasında yer almak. Kaliteli ve ilkeli üretimden ödün vermeden hem iç pazarın lideri olmak hem de dış pazarlardaki payımızı daha da artırmak istiyoruz.
“Yeni konseptlere ağırlık vereceğiz”
Son dönemde doğal, az şekerli, organik ürünlere olan talebin arttığına dikkat çeken Güldüoğlu, gelecekte bu segmentteki ürünlerin pazar payının artacağını öngördüklerini kaydederek, “Biz de bu konseptlerde şekersiz, diabetik ve doğal ağırlıklı ürünlerin üretimine ağırlık veriyoruz. Atılımlarımız devam edecek. 2011 yılında da yepyeni ürünlerle karşınızda olacağız” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.