Firmalardan
Keskinoğlu, yeni yatırımlarla ihracatını 75 ülkeye çıkardı
Keskinoğlu pazar payını yüzde 70’lere taşımayı hedefliyor
Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu, Akhisar’daki var olan tesislerinde kapasite arıtımı için 2011 yılı sonunda toplam 8 milyon TL tutarında yatırım yaptıklarını belirterek, 450 bin metrekare arazi üzerinde yeni bir tesis kurduklarını açıkladı. Keskinoğlu, 15 bin metrekare kapalı alana sahip yeni yumurta üretim tesisinde toplam sekiz tane 10 katlı kümes bulunduğunu, yeni tesislerinde bulunan kümeslerin devreye girmesiyle günlük 2 milyon olan yumurta üretimini 3 milyon adete çıkarttıklarını bildirdi. Keskinoğlu, bu tesisin tamamlanmasıyla birlikte 2012 sonunda toplam yumurta üretimlerini günlük 4 milyon adede yükselteceklerini, bu yatırım sonrasında perakende yumurta pazarındaki paylarının yüzde 68’den 70’lere ulaşacağını kaydetti.
Firmalarının su anda perakende yumurta sektöründe yüzde 68 pay ile lider konumda, piliç eti sektöründe ise ilk üç firma arasında bulunduğunu söyleyen Keskinoğlu, halihazırda 75 ülkeye ihracat yaptıklarını vurguladı. Keskinoğlu, bir sonraki hedeflerinin global bir marka olarak Türkiye’yi tüm dünyada temsil etmek olduğunu dile getirdi. Keskinoğlu, bugün 3 bin 200 çalışanı bulunan Keskinoğlu Şirketler Grubu olarak, 2012’de 1 milyar TL ciro hedeflediklerini açıkladı.
Keskinoğlu Şirketler Grubu’nun, 1963 yılında İsmail Keskinoğlu tarafından bir tavuk çiftliği olarak kurulduğunu ve yumurta ticaretine başladığını hatırlatan Keskinoğlu, “Hızlı bir büyüme süreci ile 1975 yılında alınan genişleme karan sonrasında Akhisar’ın Kayalıoglu Kasabası’nda 60 dönümlük arazide, 10 bin kapasiteli kümeslerle kafeste yumurta tavukçuluğuna geçildi. 1997 yılında 30 bin ton üretim kapasiteli Keskinoğlu Piliç İşleme ve Değerlendirme Entegre Tesisleri açıldı. Bugün Keskinoğlu Şirketler Grubu bünyesindeki ünitelerde yıllık, 130 bin ton piliç eti, 40 bin ton ileri işlenmiş piliç eti ve şarküteri ürünleri, 900 milyon adet yumurta, 200 milyon adet viol, 9 milyon adet yumurta yönlü dişi civciv, 3 milyon 800 bin adet yarka, 50 milyon adet etlik civciv ve 40 bin ton organik gübre, 15 bin ton zeytinyağı üretme kapasitesi bulunuyor” dedi.
Bu yıl cirolarını 1 milyar TL’ye yükseltmeyi ve ihracat gelirlerini de 100 milyon doların üzerine çıkarmayı hedeflediklerini belirten Keskinoğlu, “201 l’de 67 milyon liralık yatırım yaptık. Devam eden yatırımlarımızın bir bölümünü 2012 yılında bitirmeyi planlıyoruz. 2012 yılsonunda ise yüzde 25-30 oranında büyüme hedefliyoruz” diye konuştu. Keskinoğlu, yumurta ürün gamları hakkında ise şu bilgileri verdi: ” Keskinoğlu olarak ürün gamımızda jumbo boy yumurta, omega 3, saf kahverengi, doğal yumurta, organik yumurta, selenyum yumurta, extra boy yumurta, çift sanlı yumuna, DHA yumurta bulunuyor ve ürünlerimizi 30’lu, 6x 2’li, 15’li ve 10’lu karton ambalajlarda satışa sunuyoruz.” Kanatlı sektörünün en önemli sorununun yem maliyetleri olduğunu, maliyetin yüzde 70’ini yemin oluşturduğunu anlatan Keskinoğlu, mısıra uygulanan gümrük vergisi oranının yüzde 130 olmasının Türk kanatlı sektörünün dış pazardaki düşük fiyatlardan yararlanmasını engellediğini savundu. Bu durum yüzünden sektörün lider ülkeleri olan Brezilya ve Tayland gibi ülkelerle rekabet etme şanslannın düştüğüne dikkat çeken Keskinoğlu, sunlan kaydetti:
“Kanatlı yemlerinde ortalama yüzde 30 oranında kullanılan soya fasulyesi ve soya küspesinin tamamına yakını ithalat yoluyla temin ediliyor. Yurtdışında tonu 430 dolar olan soya fasulyesini Türk kanatlı firmaları yüzde 8 vergi ve çeşitli masraflarla 580 dolara mal ederken yine 380 dolar olan soya küspesini de yüzde 13.5 vergi ile 540 dolara malediyor. Görüldüğü gibi tavukçuluk sektörünün en önemli maliyet unsurunu oluşturan yem fiyatlan Türk kanatlı sektörü için oldukça yüksek oranlarda. Önemli ithal kalemlerimizden olan yem katkı maddeleri için de yeni çözümler üretmek lazım. Bu ürünleri üreten yerli girişimciler desteklenerek, ihtiyacın ülke içinden daha ucuza karşılanması, böylece her yıl dışan aktarılan ciddi miktarlardaki dövizin ülke içinde kalmasını sağlarken yüksek gümrük vergilerinin de düşürülmesi kanadı sektörünü olumlu yönde etkileyecektir.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.