Firmalardan
“Ambalajlı meyve ve sebze ile kalite artacak, fire azalacak“
Tasarist’in Yaratıcı Yönetmeni Musa Çelik, bu düzenleme sayesinde uygun saklama ve taşıma koşullarının oluşturulmasıyla ziyan olabilecek sebze ve meyvelerin azalacağını ve israfın önüne geçilerek maliyetlerin de önemli ölçüde düşebileceğini söylüyor.
“Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standartlara İlişkin Tebliğ” ile sebze ve meyvelerin ambalaja girecek olması taşıma ve depolama esnasında oluşan 15-20 milyar liralık kaybı önlemek için yapılan bir çalışma. Üretilen meyve ve sebzelerin büyük bir kısmı üretim, dağıtım ve tüketim zincirinde fire veriyor. Meyve sebzedeki bu kaybı önlemek için en önemli kıstas ise ambalaj.
Taşıma ve depolamada akıllı ambalaj tasarımlarının önümüzdeki dönemde daha fazla ihtiyaç haline geleceği öngören Tasarist ekibine göre hem tasarımcılar hem de üreticiler bu yeni ihtiyaca yönelik olarak Ar-Ge çalışmalarını hızlandırarak Türkiye’deki ambalaj sektörünün gelişmesine katkı sağlayacak.
Soğuk zincirde taşınacağı için sebze ve meyvelerin bozulmadan üreticiden son tüketiciye kadar ulaşabileceğini belirten Tasarist Yaratıcı Yönetmeni Musa Çelik, sevkiyat sırasında yaşanabilecek firenin de önüne geçileceğini öngörüyor. Ürünler soğuk hava depolarında dayanıklı ambalajlarla saklanacak. Uygun saklama ve taşıma koşullarının oluşturulmasıyla ziyan olabilecek sebze ve meyvelerin azalacağını ve israfın önüne geçilerek maliyetlerin de önemli ölçü de düşebileceğini söyleyen Çelik, önümüzdeki yıllarda teknolojik gelişmelerin de yansımasıyla “Akıllı Ambalajlama” tekniklerinin kullanılabileceğini belirtiyor. Ambalaj, içerisinde barındırdığı gıdaların bozulmadan, dış etkenlerden ve darbelerden korunmasını sağlayarak rafta rakiplerinden ayrılmasına yardımcı oluyor. Gıdaların ambalajlı olması, ürünlerin raf ömrünü uzatarak bozulmalarını önleyip uygun depolama ve taşıma çözümleri sağlıyor. Ayrıca ambalajlı gıdaları tercih etmek tüketici açısından da daha hijyenik ve daha güvenli. Ambalajlı ürünlerin rafta ürün hakkında tüketicilere bilgi veren tek mecra olduğunu belirten Tasarist Yaratıcı Yönetmeni Musa Çelik sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ambalaj ürünün kimliği olma özelliğini taşır ve bir ürünün ambalajını elinize aldığınızda ürünün markasından içeriğine, ithalatçı firma bilgisinden sertifikasına kadar pek çok bilgiyi bir arada bulabilirsiniz. Ambalajlı ürünler belirli denetimlerden geçtikleri için hem daha sağlıklı hem de daha güvenlidir. Ambalajlı ürünler tüketicilere taze ürünü seçebilme imkanını verir.
Sebze ve meyve ambalajları tek kullanımlık ya da ikincil kullanıma uygun olan ve taşıma sırasında birbirlerine zarar vermeyen tasarımlardan oluşacak.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.