Firmalardan
Çay ocağında çıraktı, şimdi kuru gıda kralı
İnebolulu Mehmet Reis, üniversite okumak için geldiği İstanbul’da 30 milyon dolar cirolu pirinç, bulgur ve bakliyat grubunun patronu olmayı başardı.
Reis, Taşköprü’deki sarmısak tesisi ile de Kastamonu’nun sarımsağını işliyor.
Hürriyet Gazetesi’ne konuşan Mehmet Reis, “Reis Gıda’yı 1981’de 25 metrekarelik bir yazıhanede kurdum. Unkapanı’nda gıda ticareti giriş katta yapılırdı. 2. katta yer tutmama güldüler, ilk ticaretler 5 çuval pirinç alıp satarak oldu. ‘Yörük atı, yemini kendi arttırır’ ilkesiyle yürüdüm. 1985’te Rami Toptancılar Çarşısı’na taşındık” diyor ve şöyle konuşuyor:
“1990’lı yılların başında; pirinç, nohut, fasulye, mercimek, bulguru paketleme kararı aldık. ‘Bu ürünlerde marka olunmaz’ diyenler oldu. İyi ki de onları dinlemedik. Çünkü; Metro, CarrefourSA gibi perakende zincirleri de böyle ürünler istiyordu. 1994’ten itibaren onlara, pirinç, fasulye, nohut, mercimek paketlemeye başladık. 2006’da ikitelli’deki tesisimize, 2013’te de Kıraç’taki yeni fabrikamıza taşındık. Ciromuz 30 milyon dolar. Yüzde 10’u ihracattan. Toplam istihdamımız da 250 kişiye ulaştı.”
Mehmet Reis’in 1981’de kurduğu Reis Gıda, bugün 30 milyon dolar cirolu, 18 ülkeye pirinç, mercimek, bulgur, fasülye, nohut ihraç eden bir gıda grubu haline gelmiş durumda. Reis Gıda’nın, Taşköprü’de de yıllık 4 bin ton sarımsak işleme kapasitesine sahip bir tesisi bulunuyor. Mehmet Reis şöyle konuşuyor:
“Kastamonu İnebolu’da doğdum. 6 kardeştik. Babam, ‘Mehmet’ Bey balıkçıydı. Çalışma hayatıma, 7 yaşında çay bardağı yıkayarak başladım. Sonra garsonluğa, ardından plajlarda kabin görevlisi oldum, cankurtaranlık da yaptım. Ortaokuldayken de (13-14 yaşlarında) 2 sene Ramazan davulu çaldım. Babama da, balık satarken yardım ederdim. İlk ticaretim ise hamsi için naylon torba satışı oldu. Liseyi, İnebolu’da bitirdim. Samsun Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü’nde 1 yü okuduktan sonra tekrar sınava girdim ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandım ve İstanbul’a geldim.
İstanbul’da öğrenci olarak geçinebilmek için çalışmam gerekiyordu. 1975’te Unkapanı’nda pirinç ticareti yapan bir işletmede, muhasebe ve pazarlama işlerine bakmaya başladım.
Sabahları çalışıyordum, öğleden sonra üniversiteye gidiyordum. Akşamları da taksi şoförlüğü yapıyordum. Hem kendi geçimimi hem de ailemin geçimini temin etmek zorundaydım. Çünkü babam ben 19 yaşındayken vefat etmişti. Bir koltukta 3 karpuz taşıyordum ve tabii ki Hukuk Fakültesi de çok zordu. 3. Sınıfa geldiğimde okulu bırakmak zorunda kaldım. Bu arada eşim Meral Hanım ile de hukuk fakültesinde tanıştım. Okul yarım kaldı ama hayatınım kadınıyla orada tanışmış oldum.”
Kastamonulu bir işadamı olarak Taşköprü’nün sarımsağını değerlendirmek için de bu ilçede yatırım yaptığını anlatan Mehmet Reis şunları söylüyor: “2000 yılında içinde, Şükrü Elekdağ, Cem Boyner, Atıf Uğurlu, Salih Osmanoğlu’nun da bulunduğu 21 Kastamonulu işadamı ile Kastamonu Yatırım A.Ş.’yi kurduk. Taşköprü sarımsağını değerlendirmek için yatırım kararı aldık. Hedef, sarımsağı işleyip (soyulmuş dış, püre, ezme, un) satmaktı. Bu çok ortaklı proje daha başta çöktü ve iş üzerime kaldı. Ben tek başıma devam etti. 2001’de Taşköprü’de sarmısak isleme tesisi kurdum. Geçen yıl bu fabrikamızı da yeniledik ve kapalı alanı 5 bin 500 metrekareyi kapasiteyi yıllık 4 bin tona çıkardık. (Taşköprü’de yılda 12 bin ton sarımsak üretiliyor) Ortalama 50 kişi çalışıyor. 6 yıl zarar ettik. Son yıllarda karlı bir tesisi haline geldi. Cirosu da 2 milyon dolara ulaştı.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.