Firmalardan
Cisco raporu, Türkiye’nin siber güvenliğindeki en zayıf halkaları ortaya koydu
Cisco Yarıyıl Güvenlik Raporu’na göre, jeopolitik olaylar ve doğal afetlerin giderek büyüyen bir tehdit oluşturduğu Türkiye’de, tarım ve madencilik en çok risk taşıyan dikey endüstriler olarak öne çıkıyor.
Cisco, Türkiye’nin dinamik ve giderek genişleyen “tehdit haritası”nın en zayıf halkalarını ortaya koyan 2014 Yarıyıl Güvenlik Raporu’nu yayınladı. Rapora göre, Türkiye’deki jeopolitik olaylar sanal dünyada yeni trendler yaratarak, bölgede faaliyet gösteren kurumlar, bireyler ve hükümetler için risk ortamını körüklüyor.
Yakın geçmişte yaşanan kuraklık, sel ve toplumsal çalkantılar, Türkiye’nin çevresindeki Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Rusya (EMEAR) bölgesinde arz ve altyapıyı etkilerken; 2014 için ilk yarısında kötü amaçlı yazılımlarla karşılaşma riski en yüksek olan dikey endüstriler, tarım, madencilik, ulaştırma, gemicilik, yiyecek-içecek, kamu ile medya ve yayıncılık olarak belirlendi. EMEAR bölgesinde en çok yiyecek ve içecek endüstrisinde kötü amaçlı yazılımlarla karşılaşıldı.
DNS sorguları, exploit kitler (istismar kitleri), amplifikasyon saldırıları, satış noktası (POS) sistemi açıkları, zararlı reklamlar, fidye yazılımlar (ransomware), şifreleme protokollerine sızmalar, sosyal mühendislik ve “hayati olay” spam’ler gibi yöntemleri kullanan saldırganlar, güncelliğini yitirmiş yazılımlar, kötü kodlar, elden çıkarılmış dijital aygıtlar ve kullanıcı hataları gibi “zayıf halkalar”dan faydalanıyor.
Rapora göre ayrıca, yaygın olarak görülen, sinsi ve etkili tehditleri göz ardı ederek yalnızca öne çıkan açıklara odaklanan kurumlar, büyük risk altına giriyor. Güvenlik ekipleri, göz önünde olan, Heartbleed benzeri tehditlere odaklanırken; saldırganlar, düşük profilli uygulamalara ve zayıf noktaları bilinen altyapılara yönelik saldırılarını artırarak amaçlarına ulaşıyor.
Ana bulgular:
Araştırma kapsamında dünya çapında 16 büyük çokuluslu kuruluş incelendi:
2013 itibariyle 4 trilyon Amerikan doları ve üzerinde varlık yöneten ve 300 milyar doları aşkın gelire sahip kuruluşları mercek altına alan araştırma, işletmelerin kötü amaçlı trafiğe maruz kalmalarıyla ile ilgili üç güçlü tez ortaya koydu:
o “Tarayıcı kullanıcıları” saldırıları işletmeler için risk oluşturuyor: 2014’te müşteri ağlarının yaklaşık yüzde 94’ü, kötü amaçlı yazılım içeren sitelerle bağlantı içinde.
o Botnet ‘saklambaç’ı: Ağların yaklaşık yüzde 70’inin Dinamik DNS Domain’leri için DNS sorgusu oluşturduğu gözlemlendi. Bu, ağların yanlış kullanıldığına ya da tespit edilmemek/kara listeye alınmamak için botnetler kullanılarak, DDNS yoluyla IP değiştirildiğine işaret ediyor.
o Çalıntı bilginin şifrelenmesi: 2014 yılında müşteri ağlarının yaklaşık yüzde 44’ünün, şifreli kanal hizmetleri sağlayan site ve domain’lere DNS sorgusu sunduğu gözlemlendi. Saldırganlar tarafından, şifreli kanal hizmetleri, VPN, SSH, SFTP, FTP ve FTPS’ler tarafından tespit edilmemek amacıyla kullanılıyor.
• Popüler Blackhole Exploit Kit’in yazarının geçtiğimiz yıl hapis cezasına çarptırılmasıyla exploit (istismar) kitlerinde yüzde 87 oranında azalma görüldüğünü ortaya koyan araştırmaya göre. 2014’ün ilk yarısında üretilen exploit kitlerinin birçoğunun Blackhole’un yerini doldurmaya çalışıyor fakat henüz hiçbir kit öne çıkmayı başaramadı.
• Java, kötü niyetli kullanıcıların en çok istismar ettiği program olma özelliğini sürdürdü. Cisco güvenlik araştırmacıları, Java’ya dair suistimallerin, Mayıs 2014 itibariyle, tüm göstergeler göz önüne alındığında yüzde 93’e ulaştığını ortaya koydu. Cisco 2014 Yıllık Güvenlik Raporu verilerine göre bu oran, Kasım 2013’te ulaştığı yüzde 91 seviyesinin de üzerinde.
• Dikey pazarlarda kötü amaçlı yazılım oranında beklenmeyen artış gözlemlendi. 2014’ün ilk yarısında, kötü amaçlı yazılım riskinin en yüksek oluğu üç dikey pazar medya ve yayıncılık, ilaç ve kimyasal ile havacılık sektörleri.
Cisco Türkiye Güvenlik Ürünleri Satış Müdürü Ali Fuat Türkay konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Türk şirketleri interneti kullanarak gelecekleri için yenilikçi yatırımlar yaparken, jeopolitik olaylardan doğal afetlere, kontrolleri dışındaki durumlardan kaynaklanan, beklenmedik risklerle karşılaşıyor. Şirket yöneticilerinin siber riskleri ve güvenlik zaafları iyi anlamaları, farkındalık yaratmaları ve bunları yönetmeleri gerekiyor. Kurumlarda en üst seviyeden başlayarak, Türk şirketleri siber güvenliğin iş süreci haline getirilmesi ve ‘atak öncesini, sürecini ve sonrası’ndan oluşan ve tüm saldırı sürecini kapsayan bir siber güvenlik anlayışı benimsenmesi gerekiyor.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.