Firmalardan
Darülaceze’deki büyüklerimiz, Aşure günlerini ve komşulukları anlattı
Darülaceze’deki büyüklerimiz, geçmişte yaşadıkları geleneksel Aşure günlerini anlatarak, çocukluk yıllarındaki komşuluk anılarıyla, bizleri o yıllara götürdü.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Darülaceze Başkanlığı’nda, 23 Ekim 2015 Cuma günü, Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci’nin ev sahipliğinde, Reis Gıda’nın katkılarıyla düzenlenen Aşure Günü organizasyonuna; Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ve Darülacaze’de yaşayan büyüklerimiz katıldı.
Reis Gıda her yıl olduğu gibi, Muharrem ayında büyüklerimizin yanında olarak, geleneksel Aşure günlerini yaşamalarına değer kattı.
Aşure Günü olan 23 Ekim Cuma günü gerçekleşen organizasyon, Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Ardından, büyüklerimiz o günlere dair hatıralarını anlattı. Etkinliğin sonunda, Aşure ikramı gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, şunları söyledi:
“İnsanlığın her geçen gün ciddi irtifa kaybettiği bir zamanda, bugün gibi manevi kollarda, insanların kaynaşmasını sağlayan bu güzel mekanda, böyle bir teşebbüsünden dolayı Reis Gıda’yı tebrik ederim. İçinde bulunduğumuz zamanda insanlık her geçen gün irtifa kaybediyor. Geçmişte insanlar, dostlarını ziyaret etmek için günlerce yol giderlerdi. Şimdi aynı mesafeleri, saat bile almayacak zamanda gidebilecek oldukları halde, dostlarını ziyaret etmekten itina ediyorlar. Bu, bir değer kaybıdır” dedi.
Sözlerine, Üstat Mehmet Akif’in “Medeniyet denilen maskara mahlûku görün. Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün” dizeleriyle devam eden Hamza Cebeci konuşmasına söyle devam etti: “Yükseköğrenimini, Avrupa’da yapan bir kardeşiniz olarak, sokaklarda insanların nasıl perişan olduğunu, maddi bir gücü, varlığı yoksa o insanlara nasıl sahip çıkılmadığını gördüm. Sadece havada uçakların, karada tankların, oturduğu yerden ateşlenen silahların olması medeniyet değildir. Medeniyet, insanların birbirine karşı saygılı, duyarlı olduğu bir zamanda, cana ve değerlere kıymet verildiği insanlardan suud eder. Onun için medeniyet, Darülaceze’deki gibi 120 yıldır; din, dil, ırk, mezhep, meşrep, ideoloji ayrımı gözetmeksizin bu kapıya, şefkat kapısına gelen her insanı bağrına basan ve ona hiçbir maddi karşılık beklemeden el uzatan, bağrına basan bir anlayıştır. İnsanlığın değerlerini kaybettiği bir zamanda, Darülaceze’ye hemen hemen her sene ve senede birkaç kez gelen, eksiklerini soran, el uzatan, buradaki insanlarla gönül bağı kuran Reis Gıda ve tüm hayırseverlere teşekkür ediyorum. Allah, güçlerini kuvvetlerini arttırsın. Müessesemize 120 yıldan bu yana bağışta bulunmuş, mülk olarak el uzatmış insanları hep hayırla yad ediyoruz. Ahrete göç edenlerin mekanı cennet olsun, geri kalanlara da Allah sağlık, sıhhat ve uzun ömürler versin” diye konuştu.
Darülaceze’nin çok büyük bir aile olduğunu kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, bu geniş ailede, dostluğun, dayanışmanın ve kardeşliğin en güzel örneğinin yaşanmakta olduğunu söyledi.
Reis Gıda Başkanı Mehmet Reis konuşmasına şöyle devam etti: “Biz bugün burada, büyük bir aile ile birlikteyiz. Bu geniş ailenin içerisinde, dostluk, kardeşlik ve dayanışma var. Muharrem ayı dostlukların, komşulukların perçinleştiği bir aydır. Paylaşım ayıdır. Reis ailesi olarak, biz de sizlerle birlikte olmaktan son derece mutluyuz. Bu ülkede doğduk, bu ülkede yaşıyoruz ve bu ülkeye hepimizin borcu var. Bizler aslında, yapacağımız bu tür davranışlarla, bu ülkeye olan borcumuzu ödemenin yolunu çizmiş oluyoruz. Ülkemizde huzur ve güvenin, ülkemizde dostluğun ve kardeşliğin olduğu dönemlerin içerisinde; nice nice Aşure aylarını, Mübarek Muharrem ayını kutlamayı, Allah bizlere nasip eylesin” dedi.
Aşure içerisinde kullanılan bakliyat çeşitlerinin, sağlıklı besleme için gerekli olan temel gıda ürünleri olduğunu anlatan Mehmet Reis, konuşmasına söyle devam etti:
“Aşure yapımında kullanılan; aşurelik buğday, nohut ve fasulye; karbonhidrat, protein, vitamin ve mineral yönünden zengindir. Bir aşure tabağı, yurdumuzun dört bir köşesinden gelen lezzetlerle doludur. Farklılıkların lezzet verdiği bu tadın hikayesi, bildiğiniz üzere Hz.Nuh’un gemisinde başlar. Geminin tufandan kurtulmasını kutlamak için, geminin ambarında kalan bütün tahıl ve bakliyatlar pişirilir ve herkesle paylaşılır. Muharrem ayı paylaşım ayıdır” diye konuştu.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.