Firmalardan
Duru Bulgur, bulgur tüketimini arttırmak için kolları sıvadı
Duru Bulgur, 35 farklı ülkeye kendi markasıyla ürünlerini ihraç ediyor. Hedef, daha fazla ülkeye ihraç yaparak, bulgurun daha fazla tanınması ve tüketilmesine katkıda bulunmak.
1935 yılından bu yana tüketicilere, en kaliteli, lezzetli ve doğal ürünleri ulaştırmayı kendimize misyon edinen Duru Bulgur, 36 farklı çeşitte ürünlerle tüketicilerin sofralarında yer alıyor.
Bulgurun yanında pirinç ve bakliyat ürünlerinin de mevcut olduğunu, bulgurdaki kalite ilkesini bakliyat ve pirinç ürünlerine de yansıtarak, tüketicilere kaliteli ve lezzetli, pirinç, mercimek, nohut, fasulye, buğday, patlayan mısır ürünlerini sunduklarını söyleyen yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, “Yalnız bizim asıl işimiz bulgurdur çünkü bizler Konya ve Karaman bölgesindeki en kaliteli durum buğdaylarını alarak, taş değirmelerimizde öğütüyor ve tüketicilerimize doğal ve sağlıklı bulguru sunuyoruz. Tüketicimiz maalesef bulguru hem tanımıyor hem de yeterince tüketmiyor! Türkiye’de kişi başı ortalama yıllık bulgur tüketimi 12 kilogram civarındadır. Bunu 7 kg ile pirinç takip ederken , 1 kişinin ortalama yıllık makarna tüketimi ise 6 kg dır. İkame ürünlerle karşılaştırıldığında bulgurun daha fazla tüketildiği göze çarpmaktadır, özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin mutfak kültürlerinde bulgurun çokça bulunuşu, bulgurlu yemeklerin diğer bölgelere oranla daha fazla oluşu, yoğun tüketimin nedenlerindedir.
Yalnız özellikle Marmara, Karadeniz ve Ege bölgeleri bulguru ve bulgurla yapılabilecek yemekleri maalesef yeterince tanımıyor ve tüketmiyoruz” dedikten sonra şunları söyledi:
Hedefi, bulguru dünyaya tanıtmak!
“Bulguru tanıma noktasında ise yoğun tüketimi olan bölgelerde dahi sorunlar olduğunu görmekteyiz. Tüketicilerin zihinlerinde sarı bulgur makbuldür diye yanlış bir düşünce vardır. Bu tamamen yanlış bir inanıştır, yıllarca yaptığımız tadım aktiveleri ve katıldığımız fuarlarda tüketicilere gerçek bulgurun nasıl olması gerektiğini anlattık. Marketlerde karşılaştığımız sapsarı parlayan bulgur sanılanın aksine doğal olmayan, sarartma ve parlatma yapılarak üretilmiştir. Doğal bulgur ise, çok fazla sarı olmayan ve elinize alıp kokladığınızda gerçekten buğday kokan bulgurdur. Bu noktada belirtmemizde fayda var ki , Duru Bulgur , sadece su ve buğday kullanarak, sarartma ve parlatma olmadan ürünlerini doğal olarak üretmektedir.
Ülkemizde bulgur makarna ve pirinçten daha fazla tüketilse de bu tüketimin yeterli olduğunu düşünmüyoruz. ‘Bulgur Yemekleri Kitabı’nı ve ‘Tarihinden Tarifine Bulgur’ kitabını yayınladık. Ayrıca hazırladığımız 10 farklı dilde yemek kitapçıklarıyla da bulguru dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz.
Duru Bulgur olarak 35 farklı ülkeye kendi markamız adı altında ürünlerimizi ihraç ediyoruz. Hedefimiz daha fazla ülkeye ihraç yaparak, bulgurun daha fazla tanınması ve tüketilmesine katkıda bulunmak.”
Yeni Ürün, Yeni Heyecan!
Duru Bulgur olarak Ağustos ayında yeni ürünleri olan “Duru Dual”leri piyasaya sunduklarını dile getiren İhsan Duru, “Duru Dual ürünlerimiz; Mercimekli, Nohutlu, Mantarlı ve olmak üzere 4 farklı çeşitten oluşmaktadır. Karabuğday ürünümüzle çölyaklı hastalarımızın gönüllerini fethettik ‘Sizler bizim sorumluluğumuzsunuz’ bilinciyle hareket ettiğimiz, çölyaklı hastalar için özel, glüten içermeyen Duru Karabuğdayı 2012 yılı başlarında hastalarla buluşturduk. Şu anda Türkiye’de Karabuğday üretimi maalesef yok ama yakın bir zamanda üreticiliğini de yaparak tüketicilerimize daha uygun fiyatta karabuğdayı ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.