Firmalardan
Reis Gıda, ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ kampanyasına devam ediyor
Reis Gıda, çocuklar başta olmak üzere tüm bireyleri, obezite konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, obezite toplum sağlığını tehdit eden rakamlara ulaştı. Ülkemizde, sağlıklı beslenme konusunda tehlike çanları çalmaya başladı. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, erkeklerin %25’i, kadınlarında %44’ü obez. Obezite çocuklarda ise, %15 gibi ciddi bir rakama ulaştı. Hazır yiyecekler, hamur işi ve beyaz ekmek gibi tüketim alışkanlığı, aşırı yağlı, şekerli, tuzlu yiyecek ve hareketsiz yaşam tarzı sonucu obez sayısı her geçen gün artıyor. Obezite denildiği zaman, ilk akla gelen bireyin görselliği oluyor. Obezite ilk etapta, estetik bir sorun olarak gözüküyor ve algılanıyor. Oysa, obezitenin bir sonucu olarak, koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, bazı kanser türleri ve birçok metabolik sorun bireylerin yaşam kalitesini düşürüyor. Dolayısıyla, bütün hastalıklarda olduğu gibi obezitede de önleyici çalışmalar yapılmalıdır.
Obezite sorunu devam ettiği sürece, öncülüğünü yaptıkları sosyal sorumluluk projesine devam edeceklerini kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, şunları söyledi:
“Obeziteye karşı; Reis Gıda olarak sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmeyi, her platformda gündeme getirmeye devam edeceğiz. Obezite, hayatımızda bir sorun olarak kaldığı sürece, Reis olarak bu desteği vermeye, can-ı gönülden hazır bulunacağız. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin öğretilmesini, ebeveynlerin bu konuda çocuklara örnek olmalarını ve aile sofralarına daha fazla önem verilmesini istiyoruz. Sağlıklı bir yaşamın sağlam temeli, yeterli ve dengeli beslenme kurallarının yaşam biçimi haline getirilmesi ile mümkün olacaktır. Sağlıklı bir yaşam, kaliteli bir geleceğe zemin hazırlar. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Sayın Sağlık Bakanımız özellikle son yıllarda obeziteyi ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri olarak görüyor ve bu sorunu her platformda dile getiriyorlar.”
Damak tadı dejenerasyona uğradı
Türkiye’nin sofra kültürü ve damak tadının, fast food tarzı hazır ve atıştırmalık yiyeceklerle dejenerasyona uğradığına işaret eden Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, “Yanlış beslenme alışkanlığının, bir sonucu olarak ortaya çıkan çağın hastalığı obezite, yeni nesillerin en büyük problemi olarak gündemimize girdi” dedi.
‘Geleceğimiz olan çocuklarımızı düşünerek obezite ile mücadele etmeye başladık’ diyerek konuşmasını sürdüren Işılay Reis Yorgun, şunları kaydetti:
“Obezite, ne yazık ki, çocukluk yaşlardan itibaren başlıyor. Çocuklarda obez oranı; son 20 yılda %5’ten %15’e çıkmış olup, hızla artış gösteriyor. Bu sosyal sorumluluk projesine başlama düşüncemiz, 2009 yılında 7 bölgede, 13 ilde yaptırdığımız araştırmalarla gündeme geldi. Ağırlıklı olarak bayanlar üzerinde yapılan bu araştırmada, ankete katılanların %45’i kuru fasulye, nohut, bulgur yemeği yapmayı bilmiyordu. Gençler börülce, bezelye, barbunya, bakla ile yapılan yemekleri tanımıyordu. Ev hanımları yemek pişirmeyi zahmetli gördüklerinden, çocuklar kuru fasulyeyi, nohudu, ananelerinde ya da babaannelerinde yiyebiliyorlardı. Bu sonuçlar, ülke geleceğini ve sağlığını tehlikeye sokacağı düşüncesi ile ‘Geleneksel Lezzetler Sağlıklı Nesiller’ sloganıyla projemize başladık. Sosyal sorumluluk projemizin ilerleyen süreçlerinde, öncelikle çocuklarımızın obezite tehlikesini görmelerini amaçladık. Çalışmamızın ikinci aşamasında ‘Abur Cubur Olacağı Budur’ ile yola çıkıp, bir sonraki aşamada ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ sloganı ile obezite projesinin devamını sağlıyoruz. 2009 yılında hayata geçirdiğimiz obezite konulu sosyal sorumluluk projemizi, 2014 yılında da yeni bir projelerimizle devam ettireceğiz. Reis Gıda olarak, görsel ve yazılı basında, üniversitelerde gerçekleştirdiğimiz konferanslarda ve diğer etkinliklerde de, obezite konusunu gündemde tutarak, gençlerimizi ve çocuklarımızı sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirmeye devam edeceğiz. Obezite sorunu, küçümsenmemelidir. Bu konuda atacağımız her adımda, sadece kendimizi değil, toplumumuzun geleceğini de düşünerek proje ciddiyetinde ele alıp, süreçlerini ve sonuçlarını dikkat ve özveri ile değerlendirmeliyiz. Geleceğimiz için yaşamımızı sağlıkla zenginleştirecek olan yolu izlemeliyiz.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.