Firmalardan
Ülker, ihracat ve yurtdışı operasyonlarında yüzde 61,1 büyüdü
Ülker Bisküvi, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre satışlarını yüzde 38,7 artırarak 1,8 milyar TL’ye ulaştırdı.
Şirketin, Faiz Amortisman Vergi Öncesi Kârı (FAVÖK) 2019 yılı ikinci çeyreğinde 318,6 milyon TL olurken, 2018’in aynı dönemine göre yüzde 59 oranında arttı.
İhracat ve yurtdışı operasyonların ciro içindeki payı 2018 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 33,2 iken 2019’un aynı döneminde yüzde 38,5’e ulaştı. FAVÖK içindeki pay ise 2019 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre 5,4 puan artarak yüzde 45,6’ya yükseldi. Gıda sektörünün Türkiye’nin ekonomisi ve özellikle de ihracatı için çok önemli olduğuna, vurgu yapan Ülker CEO’su Mehmet Tütüncü Ülker Bisküvi olarak hem ülke ekonomisine hem de paydaşlara fayda sağlamak için var güçleriyle çalıştıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Gıda ihracatının topluma yansıması diğer sektörlere göre daha fazla oluyor. Sektöre girdinin ağırlıklı Türkiye’den olması bunda önemli bir etken ve bu da sektörün ülkeye katma değerini yükseltiyor. Ülker Bisküvi olarak 2018 yılını 5,9 milyar TL ciroyla kapattık, net satışlarımızın yüzde 55,8’ini, çoğunluğunu çiftçilerimizin oluşturduğu üreticilere aktardık. 2019 yılında da ülkemize değer katarak büyümeye devam ediyoruz.”
Ülker Bisküvi’nin, operasyonel ve finansal olarak 2019 yılının ikinci çeyreğinde büyümesini devam ettirdiğini söyleyen Tütüncü: “Toplam ciromuzu 2019 yılı ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 38,7 artırdık. Türkiye operasyonlarımızı yüzde 27,6, ihracat ve yurtdışı operasyonlarımızı yüzde 61,1 büyüttük. Şirketin ikinci çeyrek konsolide FAVÖK marjı yüzde 17,5’e ulaştı. Bu büyümenin nedenini ihracatımıza ve yurtdışı ticaretimize bağlıyoruz. İhracatımız ve yurtdışı ticaretimiz ise gücünü iki noktadan alıyor. Birinci ve en önemli gücümüz markalarımızdan geliyor. Lokal, bölgesel ve global markaları olan bir şirketiz. Bu da bizim organik olarak büyümemize olanak sağlıyor. İkinci etken ise 100’ü aşkın ülkeye ihracat yapmamızı sağlayan dağıtım ağımız. İhracat hem ülkemiz hem de bizim için stratejik önem taşıyor. Bu nedenle Türkiye’yi üretim ve ihracat üssü haline getirdik. Türkiye, küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, biz de üretimimizle, ihracatımızla, istihdamımızla ülkemize katma değer sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.