Firmalardan
Unilever işini büyütürken, atığı azaltmayı başardı
Unilever, her yıl bir milyon çöp kovasını dolduracak kadar atığın ortadan kaldırılmasını sağladı.
Dünyanın önde gelen hızlı tüketim şirketlerinden Unilever, fabrikalarının yarısından fazlasının 2012 yılında atık alanlarına hiç katı atık göndermediğini açıklayarak, 2020 yılı için belirlenen ‘sıfır katı atık’ hedefinin öne çekildiğini bildirdi.
Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı doğrultusunda iş hacmini ikiye katlama konusunda yeni bir vizyonla yola çıktığında 40 milyar Euro olan yıllık satış hacmini, 2012 yılsonu itibarıyla 51 milyar Euro’ya çıkardı. Unilever bir yandan bu finansal performansı sergilerken, diğer yandan çevresel etkisini azaltıp pozitif sosyal etkisini de artırdı.
Unilever’in Kosta Rika’dan Japonya’ya 18 ülkedeki 130 üretim tesisi, 2012 yılsonu itibarıyla ‘sıfır katı atık’ başarısına imza attı. Bu tesisler arasında Türkiye’deki 4 fabrika da bulunuyor.
Sıfır katı atık hedefine ulaşan tesislerden atık alanlarına hiçbir katı atık gönderilmemeye başlandı. Bu tesislerde ortaya çıkan katı atık miktarı azaltılırken, atıklar yeniden kullanılıyor, geri dönüştürülüyor ve geri kazanılıyor. Unilever’in bu başarısı, her yıl bir milyon çöp kovasını dolduracak kadar atığın ortadan kaldırılmasını ifade ediyor.
Unilever Eko Verimlilik Yöneticisi Tony Dunnage, “Bu başarı, sürdürülebilirlik hedeflerimizi kararlılıkla gerçekleştirme yolunda ilerleme kaydederken, Unilever için ciddi bir önem taşıyor. Ayrıca, işimizi çevresel etkimizi azaltarak büyütüp, sürdürülebilirlik stratejimizi nasıl eyleme dönüştürdüğümüzle ilgili mükemmel bir örnek teşkil ediyor. Bugünkü önemli gelişme, fabrikalarımızın çevresel anlamda nasıl daha sorumlu hale geldiğinin en önemli göstergesi. Bu da işimize yatırım için daha fazla para ayırmamıza yardımcı oluyor. 130’dan fazla fabrikanın atık alanlarına atık göndermemesiyle, neredeyse 70 milyon Euro maliyet tasarrufu yapmak aynı anlama gelirken, bunların tümü sermaye giderlerine gerek kalmadan başarıldı” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.