Genel Haberler
Bakan Ağbal: Perakende bizim için stratejik bir sektör
Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen organize gıda perakende sektörünün en büyük konferans ve fuar organizasyonu olan Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2017, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın katılımıyla kapılarını açtı. TPF: “Bu gurur hepimizin”
Yerel Zincirler Buluşuyor etkinliğinin organize gıda perakende sektörü için bir bayram niteliği taşıdığını belirten Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Mustafa Altunbilek konuşmasında TPF’nin 10 yıl önce 100’e yakın üye ile yola çıktıklarını kaydetti. Altunbilek, “11 sene önce başlayan çalışmalarımız, yıllar içinde katlanarak büyüdü. Bugün yerel zincirlerin toplam market gruplarındaki payı yüzde 37,7’ye ulaştı. 66 bini aşkın çalışanımızla, gittikçe büyüyen, sektöre yön veren, güçlü bir yapı haline geldik. Önce ülkemize, sonra da sektörümüze inanarak, bu başarıda katkısı olan herkese Türkiye Perakendeciler Federasyonu adına teşekkür ediyorum. Bu gurur hepimizin” dedi.
YZB’nin 2009 yılından itibaren her yıl sektörün gelişmesi, bilgi ve farkındalık seviyesini yükseltmesi için önemli bir rol üstlendiğini belirten Altunbilek, “Verimlilik ilk günden beri hepimizin içinde olan, milletçe en hassas noktamız. Tedarik zinciri yönetiminden mağaza yönetimine kadar, işimizin her parçasında; kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmalıyız. Verimlilik rekabetçi olabilmemiz, hedeflerimize ulaşmamız için tek çare. Yerel perakendeciler olarak bu konuda önemli adımlar atıyoruz. Daha dikkatli yatırım yapıyor, daha iyi ölçüyor, perakendeciliğin matematiğini daha iyi yapıyoruz. Yerel perakendeciler olarak bizler değişik ve değişmeye devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.
Konuşmasında kısa süre önce gündeme gelen yeni Atık Yönetmeliği konusuna da değinen Mustafa Altunbilek şunları kaydetti;
“Sağlıklı güzel bir gelişmenin daha arifesindeyiz. Hükümetimizin ve bakanlığımızın değerli çalışmaları ile yeni Atık Yönetmeliği gündemimize geldi. Marketlerimizde poşet kullanımının sınırlandırılacağı bu gelişmeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Federasyon olarak naylon poşet kullanımıyla ilgili yeni yönetmeliğe her durumda destek vereceğimizi özellikle belirtmek isterim. Biz toplumsal faydanın yanındayız, biz çevrenin yanındayız, biz sağlıklı geleceğin; mutlu nesillerin, güçlü Türkiye’nin yanındayız.”
“2017’de dev kadromuza 6 bin çalışan daha ekleyeceğiz”
Açılış konuşmasında Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun 2017 yılı hedeflerinden de bahseden TPF Başkanı Mustafa Altunbilek, “Yerel zincirler olarak son 11 yıldır her yıl çift haneli büyümeye imza atıyoruz. Bu büyümeyi de hep yerelin gücüyle, içimizdeki yerel ruhla başarıyoruz. Her biri içinde vefa taşıyan, milli değerlere bağlı, israftan kaçınan, her adımda mahalleden şehre, şehirden ülkemize yayılan bize has duygular barındıran 66 bini aşkın çalışana sahibiz. Bu dev kadroya bu sene 6 bin çalışan daha ekleyeceğiz. Federasyon olarak kadınlarımızın sektörümüzdeki ağırlığının artırılması ise birinci önceliğimiz. Toplam istihdamımızın yüzde 45’ini kadın çalışanlarımız oluşturuyor. Kadın eli değen her şey güzelleşiyor. İnşallah bu yıl kadın istihdamımızı da yüzde 8 artırmayı hedefliyoruz” dedi.
“Yerel zincirler dijitaleşmede geç kalmamalı”
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ise dijital dönüşümün getirdiği fırsatlara değinerek teknolojide sürekli yeni metotların geliştiğini belirtti. Teknolojinin insan hayatındaki önemine dikkat çeken Yılmaz, “Yıllar geçti, büyük metropollerde akıllı evlerde, akıllı şehirlerde yaşar hale geldik. Sanayi devrinin 4’üncü aşamasına geldiğimizde biz de farklı bir yaşam biçimi içindeyiz. Dünyada aşağı yukarı 3 milyar kişi sosyal medyada haberleşiyor. 4 milyar insan internet kullanıcısı. 8 milyar adet mobil cihaz var. Türkiye’ye ise 71 milyon mobil cihaz ve 48 milyon kişi internette, sosyal medyada haberleşme halinde. Her birimiz günde yaklaşık 200 kez telefonumuza bakıyoruz. Her an haberleşme halindeyiz, her an etkileşim halindeyiz” dedi.
Dijitalleşmenin günlük hayatın ötesinde sanayide de etkin olarak kullanılmaya başlandığını aktaran Muharrem Yılmaz, yerel zincirlerin de bu gelişmeleri takip etmelerini ve geç kalmamaları gerektiğini vurguladı. Üretim ve tedarik zincirinin etle tırnak gibi ayrılmaz olduğunu belirten Yılmaz, “Günümüzde kare kodları okutarak faturasının okutan ve karekodları okutarak hesabını ödeyen müşteriler her geçen gün piyasaya hakim olacak. Sizler de tüm bunlara hazırlıklı olun. Haberleşmenin sonsuz imkanlarıyla müşterileriniz ile haberleşin” diye konuştu.
Muharrem Yılmaz, tedarikçiler olarak tüketicilerin özel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için iş birliği fikirlerine açık olduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Değişim rüzgarları esiyor. Bu rüzgar esmeye başladığı zaman bazı insanlar kapıyı pencereyi kapatır. Bahçe duvarı örer. Siz bu insanlardan olmayın. Yelkenleri açalım. Bu rüzgarla gemimizi yürütelim. Bu gemide hep birlikteyiz. Yelkenlere birlikte asılmamız, birbirimizin gerisinde kalmamamız lazım. İnsanlığın bu heyecanlı yolculuğunda hep birlikte ticaretimize devam edeceğiz.”
“Darbe girişiminde en fazla etkilenen sektörlerin başında perakende geldi”
İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen zirvenin açılışında konuşan Bakan Ağbal, “Verimlilik teması ile ikinci kez katıldığım YZB’de benden önceki konuşmacılar hepimizi heyecanlandıran, hayranlık uyandıran önemli gelişmelerden bizleri haberdar etti. Olağanüstü bir değişime, dönüşüme işaret etti. Hem bireysel hem ticaret hayatında paradigmalar değişiyor. Bir değişim, dönüşüm fırtınasının içinden geçiyoruz. YZB’nin ilk yapıldığı 9 yıl öncesine döndüğümüzde küresel ticareti, liberalleşmeyi konuşuyorduk. Bugün yerelleşmeyi konuşuyoruz. 9 yıl önce bölgesel, küresel yapıları, sektörde söz sahibi olan kurumları konuşuyorduk. IBM, Microsoft, BMW ve Ford diyorduk. Bugün Facebook, Twitter gibi internet şirketlerini konuşuyoruz. Radikal bir dönüşüm var. Dijital dönüşüm dünyadaki ekonomik değişimin merkezine oturdu” dedi.
Konuşmasında perakende sektörünün Türkiye’deki, küresel arenadaki gelişmeler ışığında en hızlı ve en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini belirten Maliye Bakanı Naci Ağbal şöyle konuştu; “Ülkedeki gelişmelerden, küresel değişimlerden ilk perakendecilik sektörü etkileniyor. Bizim nazarımızda perakende sektörü son derece önemli ve stratejik bir sektör. Her zaman desteklenmesi, büyütülmesi gereken bir sektör.”
Toplam market gruplarındaki payı yüzde 40’lara ulaşan yerel market zincirlerinin piyasada daha büyük pazar payı alması, büyümesi, istihdama sağladığı katkıyı daha da artırmaları, teknolojiye daha fazla yatırım yapmaları için hükümetin her türlü desteği vereceğini belirten Bakan Ağbal şunları kaydetti;
“Türkiye zor bir yılı geride bıraktı. Ülke olarak ekonomik ve siyasal, olağanüstü girişimlerin olduğu bir yılı geride bıraktık. Temmuz ayında yaşadığımız darbe girişiminde en fazla etkilenen sektörlerin başında perakende geldi. Alçak darbe girişimi sonrası oluşan ortamda ilk anda tüketici güveninde ve harcamalarında bir yavaşlama, düşüş meydana geldi. Perakende sektörü 2016 yılında gerçekleşen meydan okumalar karşısında büyük bir gayret ve istekle, bu devlete, bu vatana sahip çıktı ve ayakta kalmayı başardı. Tüm sektöre teşekkür ediyorum.”
“Büyüme siyasi istikrarla gerçekleşecek”
Darbe girişimi sonrasında, Ağustos 2016’dan itibaren ekonominin hızlı bir şekilde toplanması için maliye politikalarının önemli bir kaldıraç olarak kullanılmaya başlandığına değinen Naci Ağbal, “Birçok noktada vergi indirimine gittik. Amacımız üretim, ticaret, yatırım üzerinde yük oluşturan vergilerin kalıcı bir şekilde düşürülmesi oldu. Hızlı bir şekilde ekonominin yatırım tarafına destek olmak için radikal değişiklikler yaptık. Süper teşviki hayata geçirdik. Mevcut teşvikleri genişlettik. Dijital ekonomi, bilgi ekonomisi, Ar-Ge, inovasyon vergi yükünü daha da düşürdük. Birçok alanda ilave teşvikler getirdik. Yılın ilk çeyreğinde arka arkaya gelen bütün göstergelerde olumlu trendlerin devam ettiğini görüyoruz. Üretimde çarklar dönmeye başladı. İhracat tarafında güzel gelişmeler var” dedi. Konuşmasında perakende sektöründeki rekabete de değinen Ağbal, “Klasik market piyasasındaki rekabet format değiştirecek. Rekabete katılan aktörler değişecek. Ancak değişmeyen tek şey değişim olacak. Türkiye’nin her zamankinden daha fazla siyasi, ekonomik istikrara ihtiyacı var. Yarın daha güçlü olmalıyız. Güçlü hükümetlere, güçlü demokrasiye ihtiyacımız var. Akşam TV’de bir haber izleyen tüketici, yarın sabah markete gidip gitmeme kararını ona göre veriyor. Döviz kurlarındaki değişim, tüketicinin tüketim yapma alışkanlığını belirliyor. Perakendecilik sektörü büyüyecekse, ekonomide siyasi istikrarla gerçekleşecek” diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal’dan yazar kasa açıklaması
Maliye Bakanı Naci Ağbal, perakende sektörü için 1 Ocak 2018’de yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara geçme mecburiyetinin kaldırıldığını söyledi. Bakan Ağbal, “Herhangi bir perakende zinciri içindeki bir işletmemizin bir ofis sistemine entegre eski nesil yazar kasası varsa, 1 Ocak 2018’den sonra da bunları kullanmaya devam edebilecek. Bu işletmelerimiz hali hazırda yazar kasaya sahip. Kullandıkları sistemler, bizim amacımıza uygun veri üretebiliyor. Perakende noktalarında var olan mevcut yazar kasaları kendi sistemimize entegre edip, yeni nesil ödeme kaydedici cihaza geçme mecburiyetini kaldırıp, ihtiyari yapacağız” dedi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın YZB’de verdiği, sonra resmi olarak duyurduğu kararla ilgili sektör adına teşekkürlerini dile getiren Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, “1 Ocak 2018’e kadar her bir yazar kasa başına bin 500 dolar ek yatırım yapmamız gerekiyordu. Hükümetimizin ve bakanlığımızın almış olduğu bu önemli karar omuzlarımızdaki ek yükü aldı. Sektör adına teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.
TPF Başkanı Altunbilek yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara iptal edilen geçişin sektöre büyük kazanım sağladığını belirterek şöyle konuştu;
“Türkiye Perakendeciler Federasyo-nu’na bağlı 3 bin 149 noktada 15 bini aşkın yazar kasanın değişmesi gerekiyordu. Şu ana kadar üyelerimizin yüzde 20’si geçişini tamamlamıştı. Sektörün geneline bakacak olursak; Türkiye genelinde yerel, ulusal ve indirim mağazalarının 26 binin üzerinde şubesi var. Bakanımızın vermiş olduğu müjde sayesinde yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara gerçekleştireceğimiz yatırımı işimizin gelişmesine, büyümeye, istihdama aktarıp; mağazalarımızın daha verimli hale gelmesi için çalışmalar yapacağız” dedi.
Perakendede geleceğin anahtarı teknoloji ve yenilik
Verimliliğin ve Büyümenin İtici Gücü: “Sürdürülebilirlik” konulu oturumunda konuşan Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens, 100 yıldır Türkiye’de bulunduklarını ve yatırımlarına devam ettiklerini belirterek, “Türkiye’de perakende sektörü bizim için çok önemli. Yerel zincirlerin pazar payı yüzde 37. Bu sebeple sizlerle gerçekleştireceğimiz yakın iş birlikleri hem önemli hem de gerekli. Birlikte daha çok çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.
Dünyadaki trendlerin, tüketici alışkanlıklarının ve profilinin çok çabuk değiştiğinin altını çizen Goossens, yerel zincirlerin bu süreçte çevik olması gerektiğini belirtti. Goossens, şöyle devam etti: “Günümüzde yeni nesillerin tüketici olmaya başlamasıyla hepimizin “Milenyum Çocukları”na ve sosyal medyaya daha yakın durmamız lazım. Türkiye’de sosyal medya çok gelişmiş durumda. Dünyanın bu hızlı gelişimine bizler de ayak uydurmalı ve kısa zamanda gelişmeleri takip ederek değişmemiz lazım. Bu değişim size farklılaşmayı da sağlayacak. Değişime ayak uydurabilen ve farklılaşmayı sağlayabilen yerel zincirler ise büyük zincirlerin her zaman bir adım önünde olacaktır.”
Unilever Dijital Direktörü Yüce Zerey de tüketici ihtiyaç hiyerarşisinin değiştiğini anlatırken “Dijital dünyada ve sosyal medyada tüketici artık daha agresif. Günümüzde pratik bir tüketici profili bulunuyor. Marka sadakati zayıf, elindeki kıt kaynaklara rağmen iyimser bir yandan da acımasız bir dürüstlükle deneyimlerini aktaran bir tüketici var artık günümüzde” dedi. Değişen tüketiciyle birlikte iletişim dilinin de değiştiğini belirten Zerey, görsel iletişimin önem kazandığını ifade etti.
Tüketici için kalitenin belirleyici olduğunu belirten Bizerba Global Perakende Çözümleri Direktörü Tudor Andronic ise kalite için yenilikçi olunması ve inovasyondan destek alınması gerektiğini kaydetti. Andronic, yerel zincirlerin geleneksel rakabetten korkmaması gerektiğini vurgularken yeniliğe açık olmaları gerektiğini söyledi.
Şölen: Rafta yeniye yer açarsanız, tüketici de o kadar çok kazanır
Şölen CEO’su Elif Çoban, Marka Danışmanı Güven Borça’nın moderatörlüğünü yaptığı ‘Farklılaşma, Markalaşma’ başlıklı oturumda Şölen’in markalaşma hikayesini anlatırken, yerel zincirlere de ‘yeni ve farklı olana’ cesaretle sahip çıkma önerisinde bulundu.
Yerel satış noktalarının önemine dikkat çeken Elif Çoban, bir ürünün raflarda yer aldığı oranda tüketiciyle tanışma fırsatı olduğunu söyledi. Türkiye’den doğan, adını tüm dünyaya duyuran bir şirketin Türk tüketicisiyle de daha rahat bir şekilde buluşması gerektiğini hatırlatan Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sizler daha iyi biliyorsunuz ki marketlerde bırakın bir metrekareyi bir santimetrelik bir alanın bile anlamı çok büyük. Bu alanların doğru belirlenmesiyle birlikte raf kullanımı, müşteri yönlendirme konularında siz de verimlilik esasında yeni bir döneme geçmiş olacaksınız. Böylece başarılı bir ticari döngü oluşacak. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan meselesine gelecek olursak; siz ne kadar yer açarsanız, tüketici o kadar çok ürün deneme fırsatı bulacak. Bir yandan markalar kazanırken bir yandan da siz kazanacaksınız. Biz yenilikçi ürün üretmekte, kazandığımızı işimize ve ürünümüze yatırmakta ne kadar özverili ve cesursak, sizin de bizim ürünümüzün görünürlüğüne daha çok şans vermek için aynı cesareti sergilemeniz gerekiyor.”
Şölen’in 1989 yılında sadece 50 kişilik bir ekiple kurulmuş genç bir şirket olduğunu hatırlatan Elif Çoban, “Pazarda bu kadar köklü, yerleşik markalar varsa, mutlaka bir çıkış yolu bulmalısınız. Aksi halde, tutunmanız mümkün değil, imkânsız. Biz, bu çıkış yolunu yenilikçilikte bulduk. Türkiye’yi Türkiye’de olmayan ürünlerle tanıştırdık. Perakendecinin, yerel zincirin rafında bana da yer açması için kuş kondurmam gerekiyordu, biz bu kuşu kondurduk. Şölen yaparsa, farklı yapar dedirttik” şeklinde konuştu.
Şölen’in markalaşma stratejisini de anlatan Elif Çoban, “Bugün geldiğimiz noktada, bizi biz yapan en önemli bakış açısı her dönemde yenilikçiliğe ve cesur adımlara inancımızdır. Yenilikçilik ve cesaret bizim DNA’mızda var. Cesaretle, yurtdışına açıldık. Genellikle markalaşma denildiğinde önce yurtiçinde tutunma, ardından yurtdışına açılma akla gelir. Şölen’in başarı öyküsü, bu sıralamanın tam tersi şeklinde gelişti” dedi.
Elif Çoban, ihracatla, küreselleşerek büyüdüklerini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Farklı pazarlara -ki bu pazarların önemli bir bölümü gelişmiş, Batı ülkeleriydi- üstün nitelikli ürünler satarak iyi bir öğrenme süreci geçirdik. Ardından, elde ettiğimiz bilgi birikimini, gözlem gücünü yenilikçi damarlarımızla besledik. İhracattan kazandığımız her kuruşu işimize, Türkiye’ye yatırdık. Çoban Ailesi olarak bugün de topluca benimsediğimiz ana ilkemiz budur. Ne kazanıyorsak, işimizi büyütmek için harcıyoruz.”
Kenan Sofuoğlu: Dönüşüm muhteşem olacak
Dünya şampiyonu milli motosikletçi Kenan Sofuoğlu ve öğrencisi genç yetenek Toprak Razgatlıoğlu Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2017 organizasyonunda “Motorsporda Bayrak Değişimi” panelinde konuşmacı olarak yer aldı. Dünya Supersport Şampiyonası’na talihsizliklerle başladığını; ancak gelecek yarışlara hazır olduğunu belirten Sofuoğlu, şampiyonluk şansının devam ettiğini ifade etti. Motor sporlarında Kenan Sofuoğlu’nun izinden giden 20 yaşındaki Toprak Razgatlıoğlu ise devralacağı bayrağı daha da ileri taşıyacağını söyledi.
Kariyerine 2-3 yıl daha devam edip, ardından bayrağı genç yarışçılara bırakmak istediğini paylaşan Sofuoğlu, “2002 yılında ailemin desteğiyle Avrupa’ya gidebildim. Zor şartlarda, yol göstericim olmadan bu spora atıldım. İlk günden beri Avrupalı yarışçılar başarılarımı kıskandı, rahatsız oldu. ‘Sen git döner yap, yarışma!’ diyen rakiplerime en güzel cevabı bugün kazandığım başarılar ile verdim” dedi.
Motosiklette Türkiye’nin önemli bir potansiyeli ve altyapısı olduğunu söyleyen yarışçı, gençlere her alanda destek olunması gerektiğini ifade etti. Sofuoğlu, “Motor sporları emek, çok çalışma ve maddi destek isteyen bir alan. Yeni nesilde ülkemizi uluslararası alanda temsil edecek genç yetenekler var. Özellikle Toprak Razgatlıoğlu benden sonra başarıları ile ülkemizi temsil edecek çok yetenekli bir isim. Bu anlamda yeterli destek ve bilinç oluşursa gelecekte birçok yarışçı uluslararası arenada boy gösterecektir. Gençlerimizden ve motor severlerden hız ve yarış isteklerini caddelerde değil pistlerde, uygun kıyafetler ile gidermelerini rica ediyorum” dedi.
İlk defa 5 yaşında motosiklet üzerine çıkan, 2004’te henüz 8 yaşındayken KTM 65 cc Türkiye Motokros Şampiyonu olarak ilk başarısını alan Toprak Razgatlıoğlu ise Kenan Sofuoğlu ile çalışmaya başladıktan sonra performansını artırarak yeni başarılar elde ettiğini ifade etti. Razgatlıoğlu, başta Kenan Sofuoğlu olmak üzere kendisine destek veren herkesin sorumluluğu ile ilk hedefinin Superbike şampiyonluğu olduğunu aktardı. Genç yarışçı devralacağı bayrağı daha da ileri taşımak isteğini belirtti.
TOBB: Girişimcilik ruhunuzda var
Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen organize gıda perakende sektörünün en büyük buluşması olan Yerel Zincirler Buluşuyor Fuar ve Konferansı YZB 2017, ikinci gününde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ağırladı.
Üreticiden, tedarikçi ve perakende satış noktasına kadar binlerce sektör temsilcisini ağırlayan YZB 2017’de dünya ekonomisinin büyüme trendine girdiğini, Türkiye’nin de müthiş bir performans göstererek 2016’da 2,9’luk bir büyüme gerçekleştirdiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Hain FETÖ darbe girişimine rağmen, müthiş bir başarı elde ederek büyüme yakaladık. AB ve ABD’ye kıyasla biz daha iyi bir büyüme yakaladık. Dünyada hiçbir ülkenin başına gelmeyen hain FETÖ darbe girişiminden 3 ay sonra Türkiye’nin tekrar büyüme hızını yukarıya çıkardık. Bu önemli başarı hikayesinin ardında Türk özel sektörü var. Hepinizi tek tek kutluyorum” dedi.
Konferansta Türkiye’nin gelişimini ışık haritasından takip ettiğini belirten Rifat Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti;
“Türkiye’nin gelişmesini NASA’nın çektiği gece ışık haritasından takip ediyorum. 1990 ile 2015 yıllarını kıyasladığımızda İstanbul’dan Ankara’ya, İzmir’den Manisa’ya, Denizli’den Adana’ya, Mersin’den Hatay’a ve Gaziantep’e kadar ışık huzmesi nasıl geliştiğimizi net bir şekilde gösteriyor. Peki bu ışık huzmesi ile nereye gitmek istiyoruz? Türkiye’nin batısına. Gelmek istediğimiz yer, hedefimiz Avrupa. Türkiye olarak her tarafın ışıl ışıl, zenginleşmenin olduğu bir harita görmek istiyoruz.”
TOBB’un 2016 yılındaki odaklandığı konulara da değinen Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye ekonomisinin gelişmesinde en önemli nokta işsizlik meselesi. Türkiye’de her yıl 1 milyon kişi istihdam nüfusuna katılıyor. Yani her yıl 1 milyon kişiye iş bulmak zorundayız. İş bulamazsak, o zaman mutsuzlar ordusu artar, hepimizin huzuru kaçar. 7 Şubat tarihinde Cumhurbaşkanımızın katılımı ile gerçekleştirdiğimiz şurada işsizlik meselesini çözmek için Cumhurbaşkanımızdan ve Bakanlarımızdan destek istedik. İş dünyasının bugüne kadarki en iyi desteği sağladılar. Yeni istihdamda 3 ay işe alınan kişinin maaşını devlet ödüyor. Sigortasını devlet veriyor. 3 ay sonra bu kişi çalıştırmaya devam edilirse sadece 773 lira olan kişi başına düşen vergi ve SSK primlerinin hepsini de devlet ödüyor. Bu girişim sayesinde tarihi bir başarı yakaladık. 2 ayda 762 bin kişiye istihdam sağlandı. Buradan 1 milyon 500 bin işletmemizi kutluyorum” açıklamasını yaptı.
TOBB’un ekonominin zor bir dönemden geçtiği günümüzde işletmelere kefil olmak için devlerle yaptığı görüşmeler neticesinde Kredi Garanti Fonu’nu hayata geçirdiklerini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “KOBİ’lere nefes vermek için güç birliği yaptık. Bütün bankalarda geçerli olmak üzere krediye ihtiyaç duyan işletmelerimize 1 günde talep yaratıyoruz. 3 ay içinde 91 bin firmamızın kullandığı kredilerin 75 milyar TL’lik kredisine kefil olmuşuz” dedi.
Kredi geçmişi bozuk KOBİ’ler için kredilerin yeniden yapılandırılmasının kolaylaştırıldığını da söyleyen Hisarcıklıoğlu, “İş dünyası olarak sıkıntılarımızdan biri kriz dönemlerinde, vergi borçlarını ödeyemeyenlere diyorduk ki vergi yapılanması yapalım. Borçları yeniden yapılandıralım. Bu kolaylıkları çıkartırdık. Ayrıca toplam 100 bin KOBİ’yi kapsayacak üzere 50 bin TL’yi faizsiz, 3 yıl içinde ödeyebileceği kredi imkânı çıkardık. Şu ana kadar 30 bin KOBİ kullandı. 70 bin KOBİ’nin kullanmasını bekliyoruz” dedi.
Konferansta ticaretin geleceğinin e-ticarette olduğuna da değinen Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Gelecek e-ticarette. Türkiye’nin içindeki e-ticaretin payı yüzde 2. Önümüzde fırsatlar var. Çünkü Türkiye’de 72 milyon kişiye mobilden ulaşabiliyorsunuz. E-Ticaret kullanımında 137 ülke içinde 49. sıradayız. Dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Eğer gelişmeleri takip etmezsek daha da geri düşeceğiz. E-Ticaret konusunda Gümrük Bakanlığı ile bir çalışma yaptık. Güven damgası başladı. Artık e-ticaret daha güvenli olacak. Türkiye’de bu işe en hızlı sizler adapte olabilirsiniz. Bunun için girişimci ve cesur olmak lazım. Siz yereller müthiş güçlü ve iyisiniz. Girişimcilik zaten ruhunuzda var. Önümüz açık. Cesur olun. Bizim yaşıtlarımız, 35. sırada olan ekonomimizi 17. sıraya getirdi. Bizden sonraki kuşak eğitimli, kültürlü, teknolojiden anlıyor. Onların da desteğiyle hedefimiz olan ilk 10 içinde yer alacağız.”
“Önümüzdeki yıllar daha da zor geçecek”
Ekonomi ve perakende sektörünün geleceği Elif Şafak’ın modaretörlüğünde gerçekleşen “Ekonomide Perakendeciyi Neler Bekliyor?” oturumunda konuşuldu. Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü, Nielsen Türkiye Medya Araştırmaları Genel Müdürü Erdem Tolon ve Trakya Üniversitesi Öğretim, Ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu’nun konuk olduğu oturumda ekonominin ve perakendenin geleceği masaya yatırıldı.
2016 yılının herkes için zor bir yıl olduğunu belirten Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü, “Perakende sektöründe gerek terör kaynaklı gerek ekonomik anlamda zorlu bir yılı geride bıraktık. Ülkede yaşanan bu gelişmeler dolayısıyla iş ilişkilerimizi de olumsuz olarak etkiledi. Şu an da içinde bulunduğumuz üzücü olaylar hem bizleri hem de yeni yatırım fırsatlarını tehdit ediyor. Komşularımızla yaşadığımız sorunlar ticaretimizi etkiliyor. Önümüzdeki dönemde tüm bu sorunları aşarak geliştireceğimi iyi ilişkilerle güçlü bir ekonomi ve istikrar sağlamayı temenni ediyoruz” dedi.
“Yerel zincirler dikkatli olmalı”
Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi, Ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu da 2016’nın zor geçtiğini ancak önümüzdeki yılların daha da zor geçeceğini aktardı. Yerel zincirlerin bu zorlukları karşısında dikkatli olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Uzunoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerel zincirler karşılaşılacak ekonomik sıkıntılara karşı ekonomik hesaplamalarını yapmalı ve günümüzde gelişen e-ticarete kayıtsız kalmaları lazım.2016 çok zor bir yıldı ancak 2017, 2018, 2019 üzgünüm ki daha da zor geçecek.”
Günümüzde dijitalleşmenin önemine ve gelişimine vurgu yapan Nielsen Türkiye Medya Araştırmaları Genel Müdürü Erdem Tolon ise, yerel zincirlerin dijitalleşmeyi takip etmeleri gerektiğini aktardı. Tolon, “Türkiye nüfusunun yüzde 60’ının cep telefonu, yüzde 90’ı internet kullanıyor. Çocukları dahil etmediğimiz takdirde Türkiye’de cep telefonundan internet kullanımı penetrasyonu yüzde 100. Tüketiciye ulaşmak için dijital gelişmeleri takip etmek şart” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı’nda (YZB 2017) oturumdan önce konuşan Eti Gıda Satış Grup Başkanı Ahmet Cüneyt Volkan ise yerel zincirlerle birlikte yakın işbirlikleri yapmaları gerektiğini belirterek perakende sektöründe yerel zincirlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Volkan, Eti olarak önümüzdeki dönemde perakende sektöründe yer almayacaklarını açıkladı. Volkan, şöyle devam etti: “Şu aralar sıkça perakende sektöründe yer alıp almayacağımız merak konusuydu. Bu konuya buradan açıklık getirmek isterim ki Eti olarak önümüzdeki dönemde böyle bir planlama içerinde değiliz. Biz kendi markalarımızla, kendi ürünlerimizle büyümek ve ürünlerimizi perakendeci müşterilerimize sunmak istiyoruz. Misyonumuz tüketimin olduğu her yerde ürünlerimizi bulundurmak.”
Yerel zincirlerin büyük marketler karşısında şanslı durumda olduğunu ifade eden Ahmet Cüneyt Volkan, “Siz yerel ihtiyaçları daha iyi biliyor ve tüketiciyi daha iyi tanıyorsunuz. Büyük marketlere göre daha esneksiniz. Taze ürünlerdeki yüksek performansınız devam etmeli, avantajınızı arttırmalısınız” dedi.
“İş yaşamında cinsiyet eşitliği sağlanırsa, verimlilik artar”
Çalışma hayatında cinsiyet eşitliği ve eşitliğin verimliliğe etkisi araştırmacı Mehmet Ali Çalışkan moderatörlüğündeki “İş’te Kadın, İş’te Eşitlik” oturumunda konuşuldu. Oturuma, Global Compact Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin, Suteks Yönetim Kurulu Başkanı ve WEPs İş Dünyası sözcüsü Nur Ger, Altunbilekler İK ve Kurumsallaşma Direktörü İcra Kurulu Üyesi Öznur Altunbilek ve senarist ve yönetmen Ümmiye Koçak katıldı.
İş yaşamında cinsiyet eşitliğinin sadece toplumsal sosyal sorumluluk olarak değerlendirmemek gerektiğini belirten Seçkin, eğer eşitlik sağlanırsa bu durumun ekonomik verimlilik, müşteri ve çalışan memnuniyeti için müthiş fırsat olduğunu kaydetti. Cinsiyette eşitliği sorunun aşılması halinde müthiş fırsatların olduğunu belirten Global Compact Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin, “2025 yılına kadar cinsiyet eşitliğini sağlarsak GSMH’ye yüzde 12’lik bir katkı olur. İş dünyasında yaşanacak cinsiyet eşitliği yüzde 15.2 oranında ekonomiyi canlandırma potansiyeline sahip” dedi.
Nihai müşterilerin yüzde 70’inin kadın olduğunu söyleyen Seçkin, “Yöneticilere baktığımız zaman kadınlar neden az bunu sorgulamalıyız. Ülkemizde bazı işleri kadın yapar, bazılarını erkek yapar gibi belli kalıplar var. Kalıpları aşmak bu yolculuğun önemli bir noktası” ifadelerini kullandı.
Çalışma yaşamındaki eşitlikle alakalı iş çevresindeki tepkilerin toplum tepkisiyle eşdeğer olduğunu söyleyen Suteks Yönetim Kurulu Başkanı ve WEPs İş Dünyası sözcüsü Nur Ger, bu sorunun en önemli sebebinin zihniyet olduğunu vurguladı. Nur Ger, “Kadınların iş hayatına girmesi son 100 yılda gelişmiş bir olay. Çalışma hayatındaki cinsiyet eşitliğinde Türkiye son sıralarda yer alıyor ancak son 30 yıldır belli bir gelişme var” dedi. Gelişme hızının umut vaat edici olduğunu ifade eden Nur Ger, “30 yıl içinde iş hayatında eşitliği yakalayacağımızı umut ediyoruz” dedi. Çalışan kadınların kırılma noktasının hamilelik ve küçük çocuklarına baktıkları dönem olduğunu belirten Ger şunları kaydetti,
“Bu dönemlerde kadınlara esneklik tanınmalı, vardiyaları özel durumlarına göre düzenlenmeli ki, kadınlar zor zamanını aştıktan sonra işinin başına döndüğünde şirketi daha fazla sahiplensin. Bu konu aslında yine dönüp dolaşıp işverene katkı sağlıyor” dedi.
“Kadınların istihdama katılımı perakendede daha fazla”
Perakende sektörüne kadınların istihdama katılımının daha yüksek olduğu belirten Öznur Altunbilek bu katılımın etkin ve eşit olmadığını söyledi. Erkek işi olarak tabir edilen işlerde kadınlara nasıl fırsatlar verilir konusunun tartışılması gerektiği konusuna vurgu yaptı.
Kadınların müşteri ilişkilerinde nazik, düzenli ve ayrıntıcı olduğunu belirten Altunbilek, “Fark yaratmak önemli. Ev hanımlarını ve orta yaştaki kadınları da istihdama bir şekilde katarak iş yaşamındaki sıradanlık kırılabilir” dedi. Samimiyeti ile katılımcılardan büyük ilgi gören Ümmiye Koçak ise “İnsan isterse olmaz diye bir şey yok. Hedefiniz için çabalayın” dedi.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.