Genel Haberler
Dijital perakendenin geleneksel mağazalara her zaman ihtiyacı olacak
Deloitte tarafından hazırlanan ‘Perakende 360 – Bağlantılı Mağazalar Raporu’, küresel düzeyde yaşanan dijital gelişmelerin perakende sektörüne yansımalarını masaya yatırıyor.
Perakende sektöründeki en büyük değişimin, son 20 yılda Amazon ve Alibaba gibi sadece online satış yapan şirketlerin büyümesi ve perakende sektörünü etkilemesiyle ortaya çıktığını ve veriye dayalı karar verme yaklaşımının neredeyse bu tarz şirketlerin DNA’sına kodlandığını aktaran Deloitte Türkiye Dijital Hizmetler Lideri Hakan Göl; “Dünyada bu alanda dört farklı eğilim görülüyor. Bunlar Biyometrik Teknolojiler, Yapay Zekâ ve Makine Öğrenimi, Görüntü İşleme Teknolojileri ve Nesnelerin İnterneti (IoT). Şu anda küresel ölçekte en yaygın olan görüntü işleme… Perakende şirketleri tüketicilerin mağaza içindeki davranışlarının analizi, stok seviyesinin kontrolü, mağaza yerleşimi ve kategori performansının optimizasyonu, satış danışmanlarının lokasyonu, RFID teknolojileri ile entegre olacak şekilde müşteri-ürün etkileşimlerinin analizi gibi birçok alanda resim ve video işlemeden sıklıkla faydalanıyorlar” dedi.
Türkiye’den farklı olarak yurt dışında özellikle biyometrik teknolojilere yönelik yatırımların arttığı görülüyor. Diğer yandan günümüzde perakende şirketleri yapay zekâ ve kendi kendine öğrenen sistemleri geliştirmeye ve kullanmaya başlıyorlar. Özellikle mağaza içindeki en büyük değişimlerden biri olmaya aday olan ‘kişiselleştirme’ teknolojileri, hem perakende şirketlerinin mobil uygulamalarında hem de satış danışmanlarının kullandığı uygulamalarda kendine yer bulmaya başladı. Nesnelerin interneti (IoT) ise verinin toplanması ve analizi ile hem müşteri deneyimi hem mağaza içi operasyonların yönlendirilmesi hem de stok yönetimi gibi alanlarda yepyeni iş yapış şekillerini ortaya çıkaracak.
Perakende ve teknolojinin çok dinamik iki sektör olduğunun ve bu iki sektörün yaratacağı sinerji ile yeni trendler ortaya çıkacağının altını çizen Hakan Göl; “Online perakendenin mağazaları öldüreceğine yönelik yorumların çok gerçekçi olduğunu düşünmüyoruz. Aksine dijitalleşen perakendenin geleneksel iş modellerine ve mağazalara her zaman ihtiyacı olacak. Önemli olan değişen tüketici eğilimleri ile birlikte mağazaların rollerinin değiştiğinin de anlaşılması… Tüketicinin satın alma yolculuğunda, ürün bulma ve satın alma adımlarından önce, özellikle farkındalık yaratma, ilham verme ve araştırma yapma aşamalarında perakende şirketleri için markanın hikayesini anlatma ve tüketiciye dokunma yönünde fiziksel mağaza hâlâ çok önemli ve öyle kalmaya da devam edecek.” yorumunda bulundu.
Türkiye, dijitalleşen perakende yarışında nerede?
Türkiye’deki perakende şirketlerini de global oyuncularla karşılaştıran Göl, son 10 yıllık gelişime ilişkin olarak şunları aktardı:
- Önce e-ticaret kanalı, ek bir kanal olarak görüldü ve mevcut geleneksel kanallar ile ayrı olarak kurgulandı. Hâlâ birçok perakende şirketinin tamamen ayrı online ve offline yapıları mevcut.
- Şu anda birçok perakende şirketi omni-channel inisiyatifleri hayata geçirmeye çalışıyor. Müşteriye farklı kanallar arasında aynı deneyimi yaşatabilmek için aynı organizasyon içindeki online ve offline fonksiyonların arasındaki duvarlar yıkılmaya çalışılıyor. Bu inisiyatiflerin parçası olarak da e-ticaret platformlarına ve satış sonrası servis platformlarına yapılan yatırımların arttığını görüyoruz.
- Global perakende şirketlerinde gördüğümüz ama Türkiye’de henüz yaygın olarak görmediğimiz üçüncü değişim, müşteri deneyimine odaklanmakta yatıyor. Hem online hem de offline kanallarda kişiselleştirilmiş deneyime doğru kayış olmasını bekliyoruz.
- Bir sonraki aşamayı ise, nesnelerin interneti (IoT) platformlarının kullanılmasıyla mağazanın yeniden doğuşu olarak tanımlayabiliriz. Kısa vadede, tüketicilerden verilerin toplandığı ve bu verilerin kullanılarak daha veri odaklı kararların verildiği bir dünyaya doğru gideceğiz. Bu alanda dünyadaki gelişmeleri zamanlama olarak çok da ıskalamış durumda değiliz, 1-2 yıllık bir zaman farkı kapatılabilir diye düşünüyoruz.
- Kullanılan teknolojilerin yanında, yöntem ve yaklaşım olarak birtakım farklılıklarımız mevcut. Türkiye’de henüz start-up/girişimci ekosistemi ile birlikte iş geliştirme, ortak yatırım yapma gibi pratiklerimiz gelişmiş durumda değil.
- Türkiye’de perakende şirketleri genel olarak yeni bir teknolojiyi keşfetmek ve ilk deneyenlerden biri olmak yerine test edilmiş, kanıtlanmış fikir ve teknolojileri kabulleniyor. Çok güzel fikirlerimiz olsa da bu durum fikirden prototipe, geliştirmeye, test etmeye ve ölçeklemeye giden döngüde inovasyonun fikir aşamasında kalmasına neden olabiliyor.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.