Genel Haberler
İş dünyası erken seçim kararı için ne dedi?

Ak Parti ve MHP’nin önerisi ile kesinleşen 24 Haziran erken milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimine iş dünyasında farklı değerlendirmeler geldi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iş dünyasını rahatsız eden belirsizliklerin ortadan kalkması ve ekonomik reform gündemine daha iyi odaklanabilme açısından seçimlerin 24 Haziran 2018 tarihine alınmasının son derece yerinde bir tercih olduğunu bildirdi.
TESK, seçim harcamalarının piyasayı canlandırmasını bekliyor
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Erken seçim kararı ile ekonomide rahatlama hemen kendini gösterdi. Dolar düştü borsa yükselişe geçti” dedi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine de yeni dönemde 600 milletvekilinin seçileceğini ve her adayın ortalama 100 bin lira harcama yapacağını ve biranda sadece adaylardan piyasalara 12 milyarın üzerinde bir sıcak para gireceğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Erken seçim kararının ardından posterciden, lokantacıya, reklamcıdan matbaacısına, otelciden, taksiciye ve konfeksiyoncuya kadar bütün sektörler harıl harıl çalışıp herkes payına düşeni alacak. Piyasalardaki belirsizlik ve durgunluk da böylece kalkmış olacak. Seçim harcamaları ile piyasalar canlanacak. Başta başkent Ankara olmak üzere ülke genelinde büyük bir canlılık yaşanacak. Esnaf ve Sanatkarlarımız da bu canlılıktan payını alacak. Her adayın 100 bin liranın üzerinde harcama yapacağı düşünülürse piyasalara biranda 12 milyarın üzerinde sıcak para girecek” diye konuştu.
TÜSİAD, seçimlerin zamanında yapılmasını bekliyordu!
TÜSİAD’tan yapılan yazılı açıklamada şöyle dendi: “Öngörülebilirlik ve ekonomik reformlara öncelik verilmesi açısından seçimlerin zamanında yapılması yönündeki beklentimizi kamuoyu ile paylaşmıştık. Bununla birlikte, alınan erken seçim kararının ülkemiz açısından en iyi sonuçlara vesile olmasını diliyoruz.
Seçim sürecinin özgür, demokratik ve adil bir ortamda gerçekleşmesini temenni ediyoruz. İlk defa yeni anayasal çerçevede ve OHAL ortamında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinin güven, hukuk, adil koşullar ile düşünce özgürlüğü ortamı içinde gerçekleşmesi için devletimize ve tüm siyasi partilerimize büyük sorumluluk düşmektedir. Seçim sürecinin getirdiği rekabet ortamı içinde, toplumsal kutuplaşmanın keskinleşmemesi için üslupların karşılıklı saygı ve hoşgörüyü esas almasını diliyoruz. Öte yandan, AB ve dış siyasi ilişkilerimizin seçim sürecinden etkilenmemesi için gerekli hassasiyetin sağlanması da önem taşımaktadır.
Küresel ekonomideki mevcut gelişmeler seçim sürecinde dahi ekonomik istikrara azami özen gösterilmesini gerektirmektedir. Seçimlere kadar olan dönemde makroekonomik istikrarı gözetecek politikalara öncelik verilmeli, finansal istikrarı zedeleyecek uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Seçimlerin ardından ülkemizi demokratik, ekonomik, sosyal ve küresel alanlarda güçlendirecek reformlara odaklanılmasını arzu ediyoruz. Bu alanlardaki reformları tamamlayan, demokrasi ve özgürlükler ülkesi olarak güçlenen bir Türkiye küresel seviyede yüksek siyasi etki ve ekonomik rekabet gücüne sahip olacaktır.”
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan: İş dünyasının ihtiyacı olan istikrar ortamını sürdürülebilmek ve yakın coğrafyamızda cereyan eden siyasi ve fiziki hareketlilik karşısında doğru pozisyon alabilmek adına, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bir an önce geçmemiz gerekmektedir. Erken seçim kararını iş dünyası ve ülkemizin geleceği adına son derece olumlu karşılıyoruz. İnanıyoruz ki bu seçim sonuçları, 2023 hedeflerimizin gerçekleştirilmesi ve güçlü Türkiye’ye giden yolda bütün engellerin bertaraf edilebilmesi adına büyük bir dönüm noktası olacaktır.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, bir süreden beri seçimlerin erkene alınacağına dair piyasada söylentiler olduğunu ve bu durumun bir belirsizlik oluşturduğunu bildirdi.
Büyükekşi, “Uzlaşılan erken seçim tarihi ile belirsizliği sona erdirmiş oldu. Seçimin, bu yılın ilk yapılacak olmasını ekonomimiz ve ihracat camiası açısından olumlu buluyoruz. Seçimleri tamamladıktan sonra daha net bir gelecek vizyonu ile Türkiye olarak çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle ise “Seçim tarihinin erkene alınması seçim ekonomisi üzerindeki belirsizliklerin oluşmasını da engelleyecektir. En önemlisi ekonomiyi ve piyasaları en az etkileyecek şekilde yapılacak olmasıdır. Biz ihracat camiası olarak üretime ve ihracata tam hızla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
YASED, erken seçim kararının ekonomik reformlara odaklanılmasına katkı sağlayacağına inanıyor
YASED (Uluslararası Yatırımcılar Derneği) Başkanı Ahmet Erdem, erken seçim kararının alınmasından sonra yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinin 24 Haziran 2018 tarihinde yapılması kararının iş ve yatırım ortamı açısından olumlu olduğunu düşünüyoruz. Seçim tarihinin netleşmiş olması, iş dünyasının bu konuda algıladığı belirsizliği de ortadan kaldırmıştır. Alınan bu kararın ekonomi alanında devam etmekte olan reformlara odaklanılmasına katkıda bulunacağını düşünüyoruz” dedi.
2017 referandumuyla kabul edilen anayasa değişiklikleriyle, ilk defa Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin bir arada yapılacak olduğunu da vurgulayan Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hem dünyanın hem ülkemizin içinden geçtiği bu zorlu dönemde, Türkiye olarak halen en hızlı büyüyen ülkeler arasındayız. Bu sonucu almamızda, içerde ve dışarda ne yaşarsak yaşayalım kararlılıkla devam ettirilen ekonomik ve yapısal reformların etkisini olduğunu görüyoruz. Bu gelişmeler, ekonomi politikalarımızda bir değişikliğe yol açmadan, asıl hedefimiz olan sürdürülebilir büyüme, katma değerli ve ileri teknoloji odaklı üretim, ihracat hacminin artırılması ve ülkemizin bir yatırım merkezi olarak konumlandırılması yolunda hızla ilerlememize destek verecektir. YASED olarak, biz de Türkiye’deki yatırım ortamının iyileştirilmesi için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla çalışmaya, ülkemiz ekonomisine katma değer yaratmaya ve ülkemizin kalkınmasına destek olmaya devam edeceğiz. Bu kararın vatana, millete hayırlı olmasını dilerim.”
Genel Haberler
GÜSOD: Kayıt dışılığın önüne geçmek için işverene destek şart

Emeklilikte Yaşa Takılanları (EYT) ilgilendiren düzenleme, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yapılan bu yasal düzenlemeyle birlikte emekliliğe hak kazanmasına karşın gerekli yaş sınırını karşılamayan yüzbinlerce çalışana emeklilik yolu açıldı. Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat Kösereisoğlu, GÜSOD üyesi güvenlik sektöründe şirketlerinin tamamında çalışanların yüzde 12’sinin bu yasadan faydalanarak emekli olduğunu söyledi. EYT’li olması durumunda aynı şirkette çalışmak isteyen bir bireyin, işverene maliyetinin yüzde 2 arttığı bilgisini de veren Kösereisoğlu, konuyla ilgili önerilerde bulunarak oluşabilecek olumsuz durumlar ve çözüm önerileri hakkında bilgiler verdi.
EYT yasasından faydalanarak güvenlik sektöründen emekli olanlar nedeniyle Marmara ve Batı bölgelerinin istihdam açısından olumsuz etkileneceklerinin altını çizen Kösereisoğlu, “Özel güvenlik şirketleri EYT’lilerin işe devam etmemeleri durumda yerlerine yeni personel bulmak konusunda güçlük çekecektir. Bu da nitelikli (tecrübeli) iş gücü kaybını beraberinde getirecek. Sektör özelinde değişiklik göstermekle birlikte bu kaybın telafisi ortalama olarak iki yılı bulabilir” diye konuştu.
EYT nedeniyle işten ayrılanların çalışma hayatına başka sektörlerde devam etmesi veya çalışmaması nedeniyle oluşacak istihdam açığının zamanında kapanması için eylem planı oluşturulmasının ve uygulanmasının çok önemli olduğunun altını çizen Kösereisoğlu, “Emekli olanların istihdamı her ne kadar yüzde 5 işveren payında indirim olduğu şeklinde ifade edilse de emekli istihdamının maliyeti aslında yüzde 2 daha arttı. Emekli olan kişinin kendi şirketinde değil de başka bir kurumda işe başlaması durumunda işverene maliyeti ise yüzde 7 daha fazla oluyor. Bunun da işverenin emekli çalışan yerine gençleri istihdam etmesine ya da kayıt dışı çalışmanın yolunun açılmasına neden olabileceğini düşünüyoruz. Ortaya çıkabilecek bu negatif etkiyi azaltmak için hükümet tarafından haklarını alıp ayrılacaklar için çok uygun geri ödeme koşullarıyla işverene kolaylık sağlanmasını öneriyoruz” dedi.
Düzenlemeyle birlikte ilk etapta 2 milyon 500 bin kişinin EYT yasasından yararlanacağını söyleyen Kösereisoğlu, “GÜSOD üyesi güvenlik şirketlerinde görev yapan 6 bin 500 kişi, EYT ile emekli olacak. Özel güvenlik şirketlerinin hizmet verdiği müşteriler EYT’ten doğacak yükü henüz nasıl karşılayacağını bilemiyor ve tüm yükü özel güvenlik şirketinin sırtlamasını bekliyor. Ancak asıl işveren, özel güvenlik hizmetini alanlar. EYT işlemleriyle ilgili maruz kalınacak sonuç, uygulama ve prosedür gibi işlemler, özel güvenlik şirketi tarafından hizmet alanların da asli sorumlulukları arasında yer alıyor. Hizmet satın alanlar kendilerine yansıyacak yüzde 2 ya da 7’lik maliyet artışına maruz kalmamak için bunu kabul etmiyor. Ama buradaki hassas nokta, EYT kapsamındaki özel güvenlik görevlisi çalıştığı yerin güvenliğini sağladığı ve uzun yıllardır orada çalıştığı için deneyimli ve tecrübe sahibi. Sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlamak için atılacak en büyük adım, özel güvenlik şirketleri ve hizmet alanların, çalışanları olan özel güvenlik görevlilerinin lehine olacak şekilde ortak bir karar almaları. Aksi halde özel güvenlik sektörü büyük bir iş gücü kaybına uğrayacaktır” diye konuştu.
Emekli olan çalışanın bilgi birikiminin ve deneyiminin istihdam edilen genç bir bireyle eşit olmayacağının da altını çizen Kösereisoğlu, “İşverenler, tamamen maliyet odaklı düşünerek genç istihdamını destekleyerek orta vadeli kazancı göz önünde tutabilir, nitelikli iş gücünde yaşanabilecek olan kayıpları göz ardı edebilir. Nitelikli istihdamı kaybetmemek adına koşulların daha uygun bir hale getirilmesi gerekiyor. İki yıllık iş gücü kaybını telafi edebilmek için sürecin daha yumuşak olması faydalı olacaktır. GÜSOD olarak, burada en büyük sorumluluğun devlete düştüğünü düşünüyoruz. Emekli olup da çalışmaya devam etmek deneyimli kişilerle yeni istihdam edileceklerin maliyetleri eşitlenerek yaşanabilecek iş gücü kaybının önüne geçilebilir” dedi.
Kösereisoğlu, GÜSOD olarak EYT kapsamında emekli olacak çalışanlar için şu an yaklaşık olarak 100 milyon TL tutarında kıdem tazminatı ödemesi gerçekleştirecekleri bilgisini de verdi.
Genel Haberler
İstanbul PERDER’e 8 yeni üye

Altun Market, Aypa Market, Birlik Gross, Karabağ Market, Kim Market, Rota Market, Safir Market ve Taş Kasap, sektörel güç birliği ve gelişim için İstanbul PERDER’e katıldı
Türkiye Perakendeciler Federasyonu çatısı altında İstanbul’daki yerel-yerli perakende markaların kurumsal gelişimini desteklemek ve sektörün sorunlarına birlikte çözümler üretmek adına çalışmalarını sürdüren İstanbul PERDER, üye sayısını yeni katılımlarla artırıyor.
İstanbul merkezli Altun Market, Aypa Market, Birlik Gross, Karabağ Market, Kim Market, Rota Market, Safir Market ve Taş Kasap’ın derneğe iştirakiyle İstanbul PERDER, 2190 mağazada yaklaşık 36 bin istihdam sağlayan 48 üyeye ulaştı.
İstanbul PERDER Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere yeni katılımlarla ilgili şunları söyledi:
“Derneğimiz yeni katılımlarla ticaretin kalbi olan İstanbul’da doğru rekabet koşullarının sürdürülebilmesi adına son derece önemli bir konumda olan yerel – yerli organize zincir marketlerin tamamına yakınını kapsar duruma geldi. İlk günden itibaren son derece önem verdiğimiz çalışan kalitesini ve kalıcılığını artırmak yönündeki çalışmalarımızı Milli Eğitim Bakanlığı ile başlattığımız yeni proje ile daha da üst seviyeye taşıdık. Yine çok önem verdiğimiz sektörel iletişim, bilgi ve tecrübe paylaşımı için bu sene Aralık ayında İstanbul Yerel Marketler Buluşması ve Fuarı’nı yenilenen kurumsal kimliğiyle gerçekleştireceğiz. Üyelerimize ve daha önemlisi vatandaşlarımızın bütçesine destek olmak adına Et ve Süt Kurumu ile son yaptığımız iş birliği gibi değer yaratan projelerimiz de sürecek. Sektörümüzün sorunlarına hep birlikte çare bulmak, birlikte sinerji yaratmak adına aramıza katılan değerli yeni üyelerimize teşekkür ederim.”
Genel Haberler
PL sektörü, PLAT Talks sahur programında buluştu

Özel markalı ürünler sektörünün gelişimi ve sektördeki sorunların çözümü için çalışmalarını sürdüren PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği, 31 Mart Cuma gecesini 1 Nisan Cumartesi gününe bağlayan gece PLAT Üyeleri ile PLAT Talks Sahur Özel etkinliğinde bir araya geldi.
BİM COO’su Galip Aykaç, İKMİB – İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ve GEBKİM Kimya İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı gibi sektörün önde gelen isimlerinin misafir olarak katıldığı etkinlik, PLAT Derneği üyelerinin yoğun katılımı ile gerçekleşti.
Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, sözlerine katılımcıların yoğun ilgisine teşekkür ederek başladı. Deprem felaketinin ilk dakikalarından itibaren üye firmalarla birlikte bölgedeki vatandaşların yaralarını sarabilmek ve toplumsal dayanışma için üzerlerine düşen görevin bilinciyle harekete geçtiklerini hatırlatan Başkan Özer, “Bölgeden gelen talep ışığında oluşturduğumuz yardım kampanyasını titiz bir koordinasyon süreci ile ivedilikle hayata geçirdik. Üye firmalarımızın desteğiyle bölgedeki salgın hastalık riskinin önüne geçmek için kritik konumda olan hijyen ürünlerinin teminini sağlayarak ihtiyaç sahibi yerlere doğru şekilde ulaşması en temel prensibimiz arasında yer aldı” dedi.
Ekonomist Dr. Hakan Özerol, “Seçim Öncesi ve Sonrası Ekonomi” konusunda değerlendirmelerde bulundu. IMF, OECD ve Dünya Bankası gibi kurumların ve derecelendirme şirketlerinin tahmin raporlarından hareketle piyasa değerlendirmesi yapan Dr. Hakan Özerol, özellikle doların ve faizin yönüyle ilgili tahminlerde bulundu. Seçim sonrası ekonomi politikalarının ne olabileceği hakkında topladığı verileri PLAT üyeleriyle paylaşan Hakan Özerol, özellikle dolarda beklenen değerlenmenin kaçınılmaz olduğu bunu gösteren pek çok küresel gelişmenin ortada durduğunu belirtti. Devletin borçlanma faizlerinin ve bankaların uyguladığı piyasa faizlerinin ekonomiye olan etkilerini analiz eden Özerol, özellikle mevcut politikaların nasıl değişimler gösterebileceği ile ilgili tahminlerini dile getirdi.