Genel Haberler
Kıdem Tazminatı düzenlemeleri İK yönetim ilkeleri ışığında yapılmalı
Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın uzun zamandır üzerinde çalıştığı Kıdem Tazminatı konusundaki düzenleme ile ilgili olarak bir açıklama yaptı.
PERYÖN’ün, Kıdem Tazminatı ile ilgili olarak yaptığı açıklama şöyle:
“Kıdem tazminatı, 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına alınmadı. Düşünülen radikal bir değişiklik yapılması ve kıdem tazminatının kaldırılması, fon sistemi kurulmasıydı. Ancak bugüne kadar bu konuda bir düzenleme getirmek mümkün olmadı. Bunun arka planında birçok nedenin varlığını görüyoruz. Öncelikle fon sistemleri, oldukça olumsuz bir tecrübe olan tasarrufu teşvik fonunu akla getiriyor. Yine fon sisteminde ödenecek primin bugünkü kıdem tazminatını karşılaması konusunda yapılan matematik hesaplar da tartışmalar ve sorunlu noktalar var.
PERYÖN olarak, kıdem tazminatı ile değişikliklerin hükümet gündeme alındığı bu dönemde, bu konuda yapılacak düzenlemelerin insan kaynakları (İK) yönetim ilkeleri ışığında olması gerektiği görüşündeyiz. Gerçekten kıdem tazminatı, sadece bir emeklilik ikramiyesinden ibaret değil. İstifa durumunda kıdem tazminatı ödenmemesi, çalışanların şirkete bağlılığını sağlamada önemli bir rol üstleniyor. Yine ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle yapılan işveren fesihlerinde de kıdem tazminatının ödenmemesi kıdem tazminatının teknik anlamda tazminat boyutunu güçlendiriyor ve işveren bakımından yaptırım gücü sağlıyor.
Ancak maalesef kıdem tazminatı konusunda yapılan düzenlemelerde İK işlevlerinin göz ardı edildiğini görüyoruz. Özellikle 15 yıl 3600 gün prim koşulu doldurularak kıdem tazminatı alınması olanağı bizce pek de haklı olmayan uygulamaları beraberinde getirdi. Bu koşulu dolduran her çalışan istifa ederek tazminatı alabiliyor; yargının da güncel kararlarıyla destek verdiği üzere pekala hemen başka bir işyerinde işe başlayabiliyor. Hatta aynı yazı ile birçok işyerinden kıdem tazminatı alan çalışanların var olduğunu biliyoruz. Bu da kıdem tazminatının İK yönetim işlevini etkisizleştiriyor.
“Kıdem tazminatı fonu’na karşı değiliz”
Kıdem tazminatının yasalar ve mahkeme kararlarıyla derinleşen uzun ve köklü bir geçmişe sahip olması, işsizlik sigortası uygulamalarımızın çalışanları tam anlamıyla tatmin edici desteği sağlayamaması, kıdem tazminatının yeniden düzenlenmesini güçleştiriyor. Bizce kıdem tazminatı sadece emeklilik ikramiyesi konumuna indirgemek isabetli değil. Öte yandan, kıdem tazminatı fonu kurulması düşüncesine tamamen karşı çıkmak da güç. Zira, kıdem tazminatı yükü firmalarda ciddi bir meblağa ulaşmakta ve ödeme güçlüğü iflas gibi durumlarda çalışanlara ödenemiyor. Nitekim geçmiş dönemlerde yaşadığımız ekonomik krizlerde birçok çalışan tazminatını elde edemedi. Buna göre, firmaların faaliyette bulundukları süre içerisinde kıdem tazminatı karşılığı ayırmak yerine bu meblağı fona ödemesi halinde çalışanların haklarının güvence altına alınmış olacağını söylememiz mümkün.
Kıdem tazminatının fona bağlanması modelinde devletin de katkı yapması gerektiğini söyleyebiliriz. Fonun mutlaka amacı doğrultusunda kullanılması da hayati önem taşıyor. Yine, kazanılmış hakların korunması da son derece önemli.
Kıdem tazminatına hak kazanılan durumların tespitinde İnsan Yönetiminde taşıdığı önemin göz önünde bulundurulması gerekli olduğu görüşündeyiz. Bu nedenle, kıdem tazminatı için yukarıda değinmeye çalıştığımız tüm fonksiyonları dikkate alan, çalışan ve işveren gönüllüğünü teşvik edici ve hukuki ihtilafları azaltıcı bir çözüm bulunmasının tüm paydaşların yararına olacağı görüşündeyiz.”
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.