Genel Haberler
Ramazan’ın ilk 14 gününde kuzu eti yüzde 16, dana eti yüzde 15 arttı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, deprem bölgesinde yaşanan sel felaketini, mart ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.
“Üreticilerimizi depremden sonra sel ve dolu vurdu”
Depremlerin yıkıp geçtiği bölgede birde sel ve dolu yağışı felaketinin yaşandığını belirten Bayraktar, bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi:
“Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Gaziantep ve Kilis’te yerleşim yerleri; konteynerler ve çadır kentler yağışlardan etkilenirken, Şanlıurfa’da can kayıpları yaşandı.
Adıyaman’da tütünler ve ekili dikili alanlar zarar gördü. Şanlıurfa’da hububat alanları, meyve ve sebze bahçeleri zarara uğradı. Seralarda zararlar meydana gelirken, arı kovanlarını sel bastı, hayvanlar telef oldu.
Aşırı yağmur ve dolu Gaziantep ve Kilis’te de büyük zararlara yol açtı. Hububat, baklagiller, sebze ve meyve bahçelerinde zarar görüldü. Arpa, buğday ve mercimeklerde yapraklar ve saplarda kırılmalar meydana geldi.
Yağan dolu nedeniyle başta badem ağaçları olmak üzere erik, kayısı, ceviz, fıstık ve zeytinde dallar üzerinde yaralanmalar olurken, meyve gözlerindeki dökülmeler sebebiyle de verim kaybı yaşanacaktır.
Yaşanan sel aynı zamanda hayvancılık işletmelerine de zarar verdi. Zarara uğrayan üreticilerimizin zararları tazmin edilmeli, kredi borçları ertelenmelidir.”
Mart ayı üretici market fiyatları
Bayraktar, mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 366,8 ile limonda görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Limondaki fiyat artışını yüzde 260 ile elma, yüzde 233,2 ile marul, yüzde 209,9 ile kırmızı mercimek, yüzde 195,6 ile kuru üzüm, yüzde 183,2 ile maydanoz, yüzde 181,7 ile ıspanak takip etti.
Limon 4,7 kat, elma 3,6 kat, marul, 3,3 kat, kırmızı mercimek 3,1 kat, kuru üzüm 3 kat, maydanoz ve ıspanak 2,8 kat fazlaya markette satıldı.
Üreticide 3 lira 50 kuruş olan limon 16 lira 34 kuruşa, 5 lira olan elma 18 liraya, 4 lira 21 kuruş olan marul 14 liraya, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 42 lira 89 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 73 lira 90 kuruşa, 2 lira 15 kuruş olan maydanoz 6 liraya, 5 lira 57 kuruş olan ıspanak 15 lira 69 kuruşa tüketiciye satıldı.”
Market fiyatları
“Mart ayında markette 39 ürünün 27’sinde fiyat artışı, 12’sinde fiyat azalışı görüldü.
Mart ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 23,6 ile dana ve kuzu eti oldu. Dana ve kuzu etini, yüzde 17,2 ile kuru soğan, yüzde 17 ile beyaz lahana, yüzde 13 ile sivri biber takip etti.
Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 27,1 ile domates oldu. Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 21 ile patlıcan, yüzde 20,2 ile karnabahar, yüzde 13,2 ile salatalık izledi.”
Üretici fiyatları
“Mart ayında üreticide 31 ürünün 9’unda fiyat artışı olurken, 13’ünde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Üretici fiyatlarında havuç, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm ve kuru incirde fiyat değişimi olmadı.
Mart ayında üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 40,2 ile patlıcanda görüldü.
Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 38,4 ile domates, yüzde 33,3 ile limon, yüzde 29,3 ile marul, yüzde 22,5 ile patates izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 47,4 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 21,8 ile pırasa, yüzde 21,6 ile dana karkas, yüzde 21,4 ile kuzu karkas, yüzde 10 ile kuru kayısı takip etti.”
Üretici fiyat değişiminin nedenleri
“Patlıcan, domates, limon, marul ve patatesteki fiyat düşüşleri daha çok bu ürünlere olan talebin azalmasından kaynaklandı.
Sivri biberdeki fiyat artışı daha çok talebin artmasından kaynaklanırken, kuru kayısı ve pırasadaki artış arzın azalmasından kaynaklandı.
Dana karkas ve kuzu karkas fiyatlarındaki artışa arz ve talepteki değişimler neden oldu.”
Ramazan öncesi ve Ramazan ortası arasındaki fiyat değişimleri
“Ramazan öncesi (17 Mart 2023) fiyat araştırmamızdan mart ayı sonuna kadar geçen 14 günlük süreçteki fiyatlara bakıldığında; markette 39 ürünün 25’inde fiyat artışı, 13’ünde fiyat düşüşü görülürken 1 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Bu 14 günlük süreçte markette en fazla fiyat artışı yüzde 16 ile kuzu etinde oldu. Kuzu etindeki fiyat artışını yüzde 15 ile dana eti, yüzde 12,6 ile kuru fasulye, yüzde 11,4 ile fındık, yüzde 10 ile pirinç izledi.
Markette en fazla fiyat düşüşü yüzde 12,4 ile kuru üzümde oldu. Kuru üzümdeki fiyat düşüşünü yüzde 8,4 ile domates, yüzde 8,2 ile marul takip etti. Fiyatı değişmeyen ürün ise mısırözü yağı oldu.
Ramazan öncesinden bugüne geçen 14 günlük süreçte üreticide 12 üründe fiyat değişimi olmazken, 10 üründe fiyat artışı, 9 üründe fiyat düşüşü görüldü. Bu süreçte üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 12,7 ile marul oldu. Maruldaki fiyat düşününü, yüzde 10,3 ile Antep fıstığı, yüzde 9,3 ile domates, yüzde 8,8 ile patlıcan, yüzde 8,3 ile yeşil soğan izledi.
Üreticide havuç, kuru soğan patates, limon, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm ve kuru incir fiyatı değişmezken, en fazla fiyat artışı yüzde 19,5 ile karnabaharda görüldü. Karnabahardaki fiyat artışını yüzde 16,1 ile kuzu karkas, yüzde 14,4 ile dana karkas, yüzde 13,6 ile pırasa, yüzde 11,5 ile kabak, yüzde 10 ile kuru kayısı izledi.”
Mart ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim
“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre mart ayında, şubat ayına göre, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,4, üre gübresi yüzde 2,9, DAP gübresi yüzde 0,3 ve 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 0,2 artarken amonyum sülfat gübresi yüzde 1,8 düştü.
Geçen yılın mart ayına göre ise son bir yılda, üre gübresi yüzde 22,6, amonyum sülfat gübresi yüzde 19,2, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 4,8 düşerken, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 12,2, DAP gübresi ise yüzde 9,7 oranında arttı.
Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 0,7, son bir yıla göre ise yüzde 3,6 oranında düştü. Besi yemi mart ayında şubat ayına göre yüzde 0,4, süt yemi yüzde 0,2, son bir yılda ise besi ve süt yemi yüzde 25,7 oranında arttı. Elektrik fiyatları ise son bir yılda yüzde 36,3 oranında arttı.
Gübre fiyatlarında son beş aydır ve yıllık bazda düşüş yaşanmaya devam ediyor. Üretim maliyetlerinin düşürülebilmesi için gübre fiyatlarının tekrar artmaması yolunda tedbirler alınmalı, üreticimizin, verim ve kalite unsuru olan gübreye erişimi sağlanmalıdır.
Ürün maliyetinin artmaması, üreticinin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için tüm girdilerde de fiyatların makul seviyelerde tutulması gerekiyor.”
Genel Haberler
GÜSOD: Kayıt dışılığın önüne geçmek için işverene destek şart

Emeklilikte Yaşa Takılanları (EYT) ilgilendiren düzenleme, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yapılan bu yasal düzenlemeyle birlikte emekliliğe hak kazanmasına karşın gerekli yaş sınırını karşılamayan yüzbinlerce çalışana emeklilik yolu açıldı. Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat Kösereisoğlu, GÜSOD üyesi güvenlik sektöründe şirketlerinin tamamında çalışanların yüzde 12’sinin bu yasadan faydalanarak emekli olduğunu söyledi. EYT’li olması durumunda aynı şirkette çalışmak isteyen bir bireyin, işverene maliyetinin yüzde 2 arttığı bilgisini de veren Kösereisoğlu, konuyla ilgili önerilerde bulunarak oluşabilecek olumsuz durumlar ve çözüm önerileri hakkında bilgiler verdi.
EYT yasasından faydalanarak güvenlik sektöründen emekli olanlar nedeniyle Marmara ve Batı bölgelerinin istihdam açısından olumsuz etkileneceklerinin altını çizen Kösereisoğlu, “Özel güvenlik şirketleri EYT’lilerin işe devam etmemeleri durumda yerlerine yeni personel bulmak konusunda güçlük çekecektir. Bu da nitelikli (tecrübeli) iş gücü kaybını beraberinde getirecek. Sektör özelinde değişiklik göstermekle birlikte bu kaybın telafisi ortalama olarak iki yılı bulabilir” diye konuştu.
EYT nedeniyle işten ayrılanların çalışma hayatına başka sektörlerde devam etmesi veya çalışmaması nedeniyle oluşacak istihdam açığının zamanında kapanması için eylem planı oluşturulmasının ve uygulanmasının çok önemli olduğunun altını çizen Kösereisoğlu, “Emekli olanların istihdamı her ne kadar yüzde 5 işveren payında indirim olduğu şeklinde ifade edilse de emekli istihdamının maliyeti aslında yüzde 2 daha arttı. Emekli olan kişinin kendi şirketinde değil de başka bir kurumda işe başlaması durumunda işverene maliyeti ise yüzde 7 daha fazla oluyor. Bunun da işverenin emekli çalışan yerine gençleri istihdam etmesine ya da kayıt dışı çalışmanın yolunun açılmasına neden olabileceğini düşünüyoruz. Ortaya çıkabilecek bu negatif etkiyi azaltmak için hükümet tarafından haklarını alıp ayrılacaklar için çok uygun geri ödeme koşullarıyla işverene kolaylık sağlanmasını öneriyoruz” dedi.
Düzenlemeyle birlikte ilk etapta 2 milyon 500 bin kişinin EYT yasasından yararlanacağını söyleyen Kösereisoğlu, “GÜSOD üyesi güvenlik şirketlerinde görev yapan 6 bin 500 kişi, EYT ile emekli olacak. Özel güvenlik şirketlerinin hizmet verdiği müşteriler EYT’ten doğacak yükü henüz nasıl karşılayacağını bilemiyor ve tüm yükü özel güvenlik şirketinin sırtlamasını bekliyor. Ancak asıl işveren, özel güvenlik hizmetini alanlar. EYT işlemleriyle ilgili maruz kalınacak sonuç, uygulama ve prosedür gibi işlemler, özel güvenlik şirketi tarafından hizmet alanların da asli sorumlulukları arasında yer alıyor. Hizmet satın alanlar kendilerine yansıyacak yüzde 2 ya da 7’lik maliyet artışına maruz kalmamak için bunu kabul etmiyor. Ama buradaki hassas nokta, EYT kapsamındaki özel güvenlik görevlisi çalıştığı yerin güvenliğini sağladığı ve uzun yıllardır orada çalıştığı için deneyimli ve tecrübe sahibi. Sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlamak için atılacak en büyük adım, özel güvenlik şirketleri ve hizmet alanların, çalışanları olan özel güvenlik görevlilerinin lehine olacak şekilde ortak bir karar almaları. Aksi halde özel güvenlik sektörü büyük bir iş gücü kaybına uğrayacaktır” diye konuştu.
Emekli olan çalışanın bilgi birikiminin ve deneyiminin istihdam edilen genç bir bireyle eşit olmayacağının da altını çizen Kösereisoğlu, “İşverenler, tamamen maliyet odaklı düşünerek genç istihdamını destekleyerek orta vadeli kazancı göz önünde tutabilir, nitelikli iş gücünde yaşanabilecek olan kayıpları göz ardı edebilir. Nitelikli istihdamı kaybetmemek adına koşulların daha uygun bir hale getirilmesi gerekiyor. İki yıllık iş gücü kaybını telafi edebilmek için sürecin daha yumuşak olması faydalı olacaktır. GÜSOD olarak, burada en büyük sorumluluğun devlete düştüğünü düşünüyoruz. Emekli olup da çalışmaya devam etmek deneyimli kişilerle yeni istihdam edileceklerin maliyetleri eşitlenerek yaşanabilecek iş gücü kaybının önüne geçilebilir” dedi.
Kösereisoğlu, GÜSOD olarak EYT kapsamında emekli olacak çalışanlar için şu an yaklaşık olarak 100 milyon TL tutarında kıdem tazminatı ödemesi gerçekleştirecekleri bilgisini de verdi.
Genel Haberler
İstanbul PERDER’e 8 yeni üye

Altun Market, Aypa Market, Birlik Gross, Karabağ Market, Kim Market, Rota Market, Safir Market ve Taş Kasap, sektörel güç birliği ve gelişim için İstanbul PERDER’e katıldı
Türkiye Perakendeciler Federasyonu çatısı altında İstanbul’daki yerel-yerli perakende markaların kurumsal gelişimini desteklemek ve sektörün sorunlarına birlikte çözümler üretmek adına çalışmalarını sürdüren İstanbul PERDER, üye sayısını yeni katılımlarla artırıyor.
İstanbul merkezli Altun Market, Aypa Market, Birlik Gross, Karabağ Market, Kim Market, Rota Market, Safir Market ve Taş Kasap’ın derneğe iştirakiyle İstanbul PERDER, 2190 mağazada yaklaşık 36 bin istihdam sağlayan 48 üyeye ulaştı.
İstanbul PERDER Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere yeni katılımlarla ilgili şunları söyledi:
“Derneğimiz yeni katılımlarla ticaretin kalbi olan İstanbul’da doğru rekabet koşullarının sürdürülebilmesi adına son derece önemli bir konumda olan yerel – yerli organize zincir marketlerin tamamına yakınını kapsar duruma geldi. İlk günden itibaren son derece önem verdiğimiz çalışan kalitesini ve kalıcılığını artırmak yönündeki çalışmalarımızı Milli Eğitim Bakanlığı ile başlattığımız yeni proje ile daha da üst seviyeye taşıdık. Yine çok önem verdiğimiz sektörel iletişim, bilgi ve tecrübe paylaşımı için bu sene Aralık ayında İstanbul Yerel Marketler Buluşması ve Fuarı’nı yenilenen kurumsal kimliğiyle gerçekleştireceğiz. Üyelerimize ve daha önemlisi vatandaşlarımızın bütçesine destek olmak adına Et ve Süt Kurumu ile son yaptığımız iş birliği gibi değer yaratan projelerimiz de sürecek. Sektörümüzün sorunlarına hep birlikte çare bulmak, birlikte sinerji yaratmak adına aramıza katılan değerli yeni üyelerimize teşekkür ederim.”
Genel Haberler
PL sektörü, PLAT Talks sahur programında buluştu

Özel markalı ürünler sektörünün gelişimi ve sektördeki sorunların çözümü için çalışmalarını sürdüren PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği, 31 Mart Cuma gecesini 1 Nisan Cumartesi gününe bağlayan gece PLAT Üyeleri ile PLAT Talks Sahur Özel etkinliğinde bir araya geldi.
BİM COO’su Galip Aykaç, İKMİB – İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ve GEBKİM Kimya İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı gibi sektörün önde gelen isimlerinin misafir olarak katıldığı etkinlik, PLAT Derneği üyelerinin yoğun katılımı ile gerçekleşti.
Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, sözlerine katılımcıların yoğun ilgisine teşekkür ederek başladı. Deprem felaketinin ilk dakikalarından itibaren üye firmalarla birlikte bölgedeki vatandaşların yaralarını sarabilmek ve toplumsal dayanışma için üzerlerine düşen görevin bilinciyle harekete geçtiklerini hatırlatan Başkan Özer, “Bölgeden gelen talep ışığında oluşturduğumuz yardım kampanyasını titiz bir koordinasyon süreci ile ivedilikle hayata geçirdik. Üye firmalarımızın desteğiyle bölgedeki salgın hastalık riskinin önüne geçmek için kritik konumda olan hijyen ürünlerinin teminini sağlayarak ihtiyaç sahibi yerlere doğru şekilde ulaşması en temel prensibimiz arasında yer aldı” dedi.
Ekonomist Dr. Hakan Özerol, “Seçim Öncesi ve Sonrası Ekonomi” konusunda değerlendirmelerde bulundu. IMF, OECD ve Dünya Bankası gibi kurumların ve derecelendirme şirketlerinin tahmin raporlarından hareketle piyasa değerlendirmesi yapan Dr. Hakan Özerol, özellikle doların ve faizin yönüyle ilgili tahminlerde bulundu. Seçim sonrası ekonomi politikalarının ne olabileceği hakkında topladığı verileri PLAT üyeleriyle paylaşan Hakan Özerol, özellikle dolarda beklenen değerlenmenin kaçınılmaz olduğu bunu gösteren pek çok küresel gelişmenin ortada durduğunu belirtti. Devletin borçlanma faizlerinin ve bankaların uyguladığı piyasa faizlerinin ekonomiye olan etkilerini analiz eden Özerol, özellikle mevcut politikaların nasıl değişimler gösterebileceği ile ilgili tahminlerini dile getirdi.