Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

Tekzen: Türkiye’de perakendecilik büyük bir pazar

Editör
Murat Gigin
Abone Ol:

Avrupa Yapı Market Perakendecileri Birliği’nin (EDRA; European DIY Retailers Association) düzenlediği IV. Küresel DIY (“Do It Youself”/ Kendin Yap) Zirvesi’ne katılan Tekzen CEO’su Murat Gigin, dünyada küreselleşen teknolojinin perakendecilik sektörüne etkilerini ve Türkiye pazarını anlattı.

Dünyanın önde gelen perakende devlerinin üyesi olduğu Avrupa Yapı Market Perakendecileri Birliği (EDRA; European DIY Retailers Association) tarafından düzenlenen DIY zirvesi 8-9 Haziran 2016 tarihlerinde İsveç’in başkenti Stockholm’de gerçekleştirildi. Türkiye’den yüzde yüz yerli sermayeli tek üye olan Tekzen, Stockholm’de gerçekleşen zirveye damgasını vurdu. “Ev Geliştirme Sektörü” perakendecilerini temsil eden sektörel bir organizasyon olan EDRA’ya 102 ülkeden 119 farklı perakende zincirinin üyeliği bulunuyor.

Tekzen Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Gigin, yaklaşık 800 kişinin katıldığı, dünya perakende sektörünün yöneticilerine Türkiye pazarı, perakende sektörü ve gelecek beklentileri üzerine bir konuşma yaptı. Konuşması ile büyük ilgi toplayan Murat Gigin, sektör için önemli başlıkların altını çizdi.

Perakende sektöründeki büyümenin yerel koşullara adapte olmaktan geçtiğini ifade eden Gigin, “Yerele uyarlanmış bir küresel vizyon Türk pazarında daima kazanır. Türkiye yaklaşık 80 milyon nüfusa sahip olup bu nüfusun yarısı 30 yaşın altındadır. AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında en genç nüfusa sahip ülkeyiz. Her yıl 610 bin gencimiz üniversiteden mezun oluyor. 41 milyon internet erişimine sahip bir profil ile birlikte 72 milyon cep telefonu abonesi bulunuyor. Bu sofistike tüketici tabanı büyük bir değerdir. 

Hızlı büyüyen genç nüfus ve genel harcama seviyelerindeki artış, Türkiye’deki modern perakendecilerin potansiyeline dikkatleri çekmektedir. Önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın ilk 10 ekonomilerinden biri olma hedefimiz sadece büyük şehirler değil neredeyse tüm Anadolu’da modern ve büyük alışveriş merkezlerinin artışında kendisini yansıtmaktadır. Perakende sektöründeki büyüme yerel koşullara adapte olmaktan geçmektedir” diye konuştu.

Gigin, Avrupa ve küresel pazarlarda Türk üretici markalarının sayısının arttığına dikkat çekerek, “Türkiye’nin organize perakendeciliği, ülke ekonomisinden 2.5 kat daha hızlı büyüyor. Bugün Türk perakendecilik sektörünün 250 milyar dolar değere sahip olduğu tahmin ediliyor. 2018 yılında ise yaklaşık 300 milyar dolara ulaşması bekleniyor” dedi. 

Tekzen’in Türkiye’deki en yaygın tek ulusal yapı marketleri zinciri olduğunu kaydeden Murat Gigin, konuşmasını şöyle tamamladı:  

Geleceğin perakendecilik modeli

“Yapı sektörü perakende pazarına baktığımızda, toplamda 20 milyar dolarlık pazarda Türkiye, Avrupa pazarının yüzde 4’ünü oluşturuyor. Tekzen ise bu sektörde, Türkiye’deki en yaygın tek ulusal yapı marketleri zinciridir. Bugün Tekzen, 53 şehir ve 3 ülke, Kıbrıs’ın ilk yapı marketi dahil 115 mağazaya sahiptir.

Perakende sektörünün, tüketici talebini zamanında ve doğru bir şekilde değiştirebilmesi için, bilgi teknolojisi ve gerekli altyapı yatırımı hayati öneme sahiptir. Müşteri analitiklerinin oluşturulmasını sağlayan entegre teknoloji platformu, veri depolama sistemleri, üretkenlik uygulamaları ile birlikte tedarik sistemindeki teknolojik yatırımlar, geleceğin perakendecilik iş modelinin temel yapıtaşlarıdır. 

Tüketiciler sanal ve çevirim dışı deneyimi tek bir marka deneyimi olarak görmektedir. Güçlü bir markalaşma ve iletişimdeki tutarlılık, çok kanallı bir stratejinin temel öğelerinden birisi olduğundan dolayı ihmal edilmemelidir. 

Türkiye’nin hızlı ekonomik ivmesi, nüfus artışı ve dijital penetrasyon tüm dünyada takip edilmekte. Demografik değişimler, dünyayı biçimlendiren ekonomik olaylar, daha hızlı kentleşme, değişen iklim, sınırlı kaynaklar ve teknolojik ilerlemeler, yakın gelecekte günlük yaşamlarımızı biçimlendirecek 5 büyük eğilimdir. Bu eğilimlerin perakende aktiviteleri ve tüketici davranışı üzerinde büyük bir etkiye sahip olacağı öngörülmektedir; işte bu yüzden hepimiz bu eğilimleri ve trendleri analiz ediyoruz.”

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

Şubat ayı üretici market fiyatları

Editör

Yazar:

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri yaptığı yazılı basın açıklamasında değerlendirdi.

Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 251,6 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Elmadaki fiyat artışını yüzde 229 ile kuru üzüm, yüzde 218,7 ile limon, yüzde 216,9 ile kırmızı mercimek, yüzde 180,8 ile kuru incir, yüzde 176,3 ile pırasa, yüzde 159,7 ile marul, yüzde 159,6 ile ıspanak, yüzde 150,7 ile maydanoz takip etti.

Elma 3,5 kat, kuru üzüm 3,3 kat, limon ve kırmızı mercimek 3,2 kat, kuru incir ve pırasa 2,8 kat, marul ve ıspanak 2,6 kat ve maydanoz ise 2,5 kat fazlaya markette satıldı.

Üreticide 5 lira olan elma 17 lira 58 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 82 lira 24 kuruşa, 5 lira 25 kuruş olan limon 16 lira 73 kuruşa, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 43 lira 86 kuruşa tüketiciye satıldı.”

Market fiyatları

“Şubat ayında markette 41 ürünün 31’inde fiyat artışı, 10’unda fiyat azalışı görüldü.

Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,4 ile domates oldu. Domatesteki fiyat artışını yüzde 28 ile karnabahar, yüzde 21,8 ile lahana, yüzde 20,4 ile dana eti, yüzde 17,7 ile patlıcan takip etti.

Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 15,3 ile ıspanak oldu. Ispanaktaki fiyat düşüşünü yüzde 6,2 ile yeşil mercimek, yüzde 6,0 ile limon, yüzde 2,7 ile mısırözü yağı izledi.”

Üretici fiyatları

“Şubat ayında üreticide 33 ürününün 19’unda fiyat artışı olurken, 5’inde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.

Şubat ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 22,5 ile patates oldu. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 12,5 ile limon, yüzde 8,7 ile lahana, yüzde 6,3 ile maydanoz, yüzde 5,5 ile ıspanak izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,9 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 67,6 ile kuru soğan, yüzde 57,5 ile karnabahar, yüzde 54,3 ile domates, yüzde 47,8 ile portakal, yüzde 47,4 ile kabak takip etti.”

Fiyat değişimlerinin sebepleri

“Üreticide patlıcan, domates, kabak ve salatalıkta havaların soğuk gitmesi nedeniyle arzdaki azalma fiyatları yükseltti.

Kuru soğanda depodaki ürünlerin azalması ve yeni ürün hasadının başlamamış olması fiyatları artırdı.

Portakal, karnabahar, havuç ve pırasada hasadın sonuna gelindiğinden arzdaki azalmadan kaynaklı fiyat yükselişi oldu.

Arz ve talepteki değişim et fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Patates, limon, beyaz lahana, maydanoz ve ıspanakta arzdaki artışla birlikte ürünlerin fiyatları düştü.”

Şubat ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre şubat ayında, ocak ayına göre, üre gübresi yüzde 10,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 4,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 2,2 ve DAP gübresi yüzde 2,1 düştü.

Geçen yılın şubat ayına göre ise son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 71,2, DAP gübresi yüzde 44,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 42,4, üre gübresi yüzde 14,9 ve amonyum sülfat gübresi ise yüzde 1 oranında arttı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 11,5 düştü, son bir yıla göre ise yüzde 38,7 oranında arttı. Besi yemi şubat ayında ocak ayına göre yüzde 0,9, süt yemi yüzde 2,7, son bir yılda besi yemi yüzde 59,5, süt yemi ise yüzde 60,7 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 23,9 oranında arttı.

Gübre fiyatlarında son dört aydır düşüş yaşanmaya devam ediyor. Üretim sezonunda çeşidine göre yüzde 400’leri aşan fiyat artışları, gübre kullanımının azalması ve geçen yıla göre baz yılı etkisiyle yıllık artış yüzde 1 ile yüzde 71,2 aralığında kaldı. Üretim maliyetlerinin düşürülebilmesi için gübre fiyatlarının tekrar artmamasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Üreticimiz, verim ve kalite unsuru olan gübreye erişimde sorun yaşamamalıdır.

Ürün maliyetinin artmaması, üreticinin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için tüm girdilerde de fiyatların makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.”

Devamını Oku

Genel Haberler

BİM’den deprem bölgesinde ücretsiz ürün dağıtımı

Editör

Yazar:

Başta Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman ve Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu Anadolu’yu ağır bir şekilde vuran, son yılların en büyük deprem felaketinin ardından depremzedelere yardım için zamana karşı mücadele ediliyor.

İlk andan itibaren yardım çalışmalarına destek veren BİM resmi kurumlarla işbirliği içinde 20 bin adedin üzerinde battaniye, tek kişilik ve çift kişilik yorganlar, çocuklar için binlerce yorgan, battaniye, atkı, bere, eldiven, sweatshirt, polar, kışlık oduncu gömlek, ayakkabı, yetişkinler için üst ve alt polarlar, kazaklar ve ısıtıcılardan oluşan 100 bine yakın ihtiyaç malzemesini TIR’larla bölgeye gönderdi. Ayrıca afet bölgesindeki depolarından AFAD aracılığıyla temel ihtiyaç maddeleri sevkiyatına da devam ediliyor.

BİM deprem bölgesindeki yüzden fazla mağazasında da temel ihtiyaç ürünlerini güvenlik güçlerinin gözetiminde halka ücretsiz dağıttı.

BİM de depremden ağır etkilendi

Tüm Türkiye’yi yasa boğan depremde çok sayıda BİM çalışanı yaşamını yitirirken, 60’ın üzerinde çalışanı hâlâ enkaz altında kurtarılmayı bekliyor.

Bölgede bulunan BİM mağazalarından yaklaşık 500’ü ağır hasar gördü. BİM azami sayıda mağazayı tekrar açabilmek için çalışmalarını hızla sürdürüyor.

BİM’den yapılan açıklamada öncelikli hedeflerinin bölge halkının günlük hayatındaki ihtiyaçlarına yönelik alışveriş yapabilmesi için mağazaları çalışabilir duruma getirmek olduğu belirtildi.

Devamını Oku

Genel Haberler

101: Milletimizin yanındayız

Editör

Yazar:

A101, yaşana deprem felaketiyle ilgili şu açıklamada bulundu:

“Ülkemizin güney ve güneydoğu illerinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle derin bir üzüntü içerisindeyiz. Kaybettiğimiz çalışma arkadaşlarımıza, ailelerine ve yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyoruz. Bu zor zamanlarda herkese dayanma gücü ve sabır diliyoruz.

Bir taraftan kayıplarımızın yasını tutarken, diğer taraftan yaralarımızı sarabilmek için ülke olarak kenetleniyoruz. Tüm zorlu koşullara rağmen afet bölgesindeki vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarının karşılanması için büyük bir fedakarlık ve sorumlulukla görev yapan kamu görevlilerimize, depremzedelere destek olmak için gönüllü olarak görevinin başından ayrılmayan çalışma arkadaşlarımıza, diğer illerden tırlarca ekipmanlarıyla yardıma koşan gönüllü A101 çalışanlarına ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması için tüm gücü ile destek olan tedarikçilerimize minnettarız.

A101 olarak depremin ilk saatlerinden itibaren yardım çalışmalarına tüm olanaklarımızla destek veriyoruz. Başta AFAD ve Kızılay olmak üzere, resmi kurumlarla koordinasyon içerisinde 50 binden fazla battaniye, on binlerce yorgan, kışlık kıyafet gibi temel ihtiyaçlardan oluşan 350 bine yakın yardım malzemesini depremden etkilenen illerimize ulaştırdık. Ayrıca kurulan sahra mutfaklarına, sağlık kurumlarına ve gönüllü çalışan sivil toplum kuruluşlarına gıda, içecek ve diğer ihtiyaç malzemesi yardımlarımızı sürdürmekteyiz.

Yardım çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. A101 ailesi olarak her zaman olduğu gibi tüm olanaklarımızla halkımızın ve devletimizin yanında olacağız. Millet olarak inşallah bu zor zamanları birlikte aşacağız.”

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER