Firmalardan
Türk gazeteciler, Çin devi Huawei ve AVIC’i ziyaret etti
Çin, resmi rakamlara göre dünyanın ikinci büyük ekonomisi. 800 milyonun üzerindeki işgücü Amerika’nınkinin beş, Türkiye’nin ise 30 katının üzerinde.
Türk Çin Sanayici İş Adamları Derneği(TÜÇSİAD) ve Çin Büyükelçiliği’nin davetlisi olarak Çin’e giden bir grup gazeteci, Şanghay’da Pudong Ekonomi Gelişim Bölgesini, Çin Havacılık Endüstrisi Birliği’ni (AVIC), Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı’nı, Çinli mobil iletişim devi Huwai üretim üssünü ziyaret etti. Çin Havacılık Endüstrisi Birliği Başkanı Wu Guangquan, Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhai Jun, Ticaret Bakanlığı Asya Masası Müsteşarı Wang Liping ile görüşen heyet, Kültür Bakanlığı ile Türk-Çin Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜÇSİAD) düzenlediği Turkuaz Türk Kültürü ve Yemekleri Festivaline de katıldı.
Pekin’de Dışişleri ve Ekonomi Bakanlarıyla görüşmeleri ve sonrasında Çin’in önemli sanayi bölgelerinden Şenzen’de Çin telekom teknlojisi şirketi Huawei ve havacılık şirketi Avic ziyaretlerini kapsayan gezide çin ekonomisi ve dünyada Çin’in yeri ve önemi bir kez daha gözler önüne serildi.
Çin resmi rakamlara göre dünyanın ikinci büyük ekonomisi. 800 milyonun üzerindeki işgücü Amerika’nınkinin beş, Türkiye’nin ise 30 katının üzerinde. Çin ekonomisi ucuz oyuncakların değil, telekom, uzay ve uçak, kimya, çelik, otomobil teknolojilerinin ekonomisi. Dünyanın neredeyse tüm pazarlarında hem tedarik hem dağıtım ağlarını kurmuş bir şirketler kesimine sahip Çin. Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında Çin üniversiteleri de yer alıyor.
Çin şirketleri artık önemli miktarlarda dış yatırım yapıyorlar. Türkiye’ye de Çin yatırımları reel alanlarda girmeye başladı. Örneğin lojistik ve telekom. Huawei’in Türkiye’de 350 kişilik bir Ar-Ge merkezi yatırımı yapmış olması da bunun bir göstergesi.
İşadamları tarafında Türkiye, Çin’i tanıyor ancak kamu tarafında o kadar değil; Türk iş adamları Çin’den ciddi ithalat yapıyorlar; Çin’de üretim tesisleri açıyorlar. Dolayısıyla Türk iş adamları Çin’i belli ölçüde tanıyorlar. Ancak, bu da tek taraflı bir tanıma esasında. Çünkü ithalatçılar tanısa da ihracatçılar o kadar tanımıyor Çin’i.
TÜÇSİAD’ın organize ettiği Turkuaz Türk Kültürü ve Yemekleri Festivali’nin dışında başka bir önemli etkinlik ise “Çin’den Türkiye’ye 100 Entelektüel” projesi. Bu projede şu ana kadar Türkiye’yi ziyaret edenlerden Profesör Tang Hizeng samimi bir demeç vermiş ziyaretinden sonra, “Arap Baharı, bomba sesleri, derken, üzücü olan, Türkiye’yi gözden kaçırdım. Tozlu gözlüklerimi sildim ve artık Türkiye’yi izliyorum” demişti.
Bunun dışında yıl boyunca Çin’in önemli isimleri Türkiye’yi ziyaret etmeye devam edecek.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.