Firmalardan
2015’in mottosu basitlik, çeşitlilik ve yenilikçilik olacak!
Primo Yönetim Kurulu Başkanı Salvo Bahar, kârlılıkların düştüğü, rekabetin çok arttığı günümüz ortamında firmalar için ciroları artırmanın yolunun ürün çeşitliliği ve yenilikçilikten geçtiğini söylüyor.
Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi, Türkiye’nin en büyük fason üretim kuruluşu olarak uluslararası dev şirketlerin yanı sıra perakende dünyasındaki yüzlerce firmaya hizmet veriyor. Bu yönüyle perakende ve hızlı tüketim sektörlerinin nabzını tutabildiklerine dikkat çeken Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Salvo Bahar, geride bıraktığımız 2014 yılına ilişkin şu tespitlerde bulundu: “2014’de temizlik, kişisel bakım ve kozmetik ürünlerine yönelik ilgi güçlü şekilde yükseldi. Sadece bizde %30’luk bir üretim artışı oluştu.”
“Pazarlamada ambalajın cazibesi bitmiyor tam tersine artıyor” diyen Salvo Bahar, “Son dönemde renkli ama basit ambalajlara yönelim var. Özellikle kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinde bunu gözlemliyoruz” bilgisini paylaştı.
Privat Label’de büyük artış var
Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Perakende ve hızlı tüketim mallarında 2014’de gördüğümüz genel fiyatsal yükselme trendi, tüketicilerin alternatif ürünlere yönelmesini beraberinde getiriyor. Dolayısıyla private label yani market markalarında büyük artış görüyoruz. Hem marketler kendi markalarını ürettiriyorlar, hem de geniş pazarlama ağına sahip büyük firmalar, alt markalar oluşturarak ürünlerini çeşitlendirme yoluna gidiyorlar.
Perakende sektöründe rekabetin çok arttığını ama kârlılıkların da düştüğünü belirten Salvo Bahar, “Özellikle üretim ve pazarlama yapan şirketler açısından ciroları arttırmanın yolu artık ürünlerini çeşitlendirmekten ve yenilikçi şekilde sunmaktan geçiyor. Renk, tarz, ambalaj, sunum, biçim, içerik, boyut; ne olursa olsun, günümüz tüketicisi tüketim ürünlerinde değişimi seviyor. Ama kullanım pratikliğine ve basitliğe de önem veriyor. Elbette ürünlerdeki yenilik anlayışı şirketlere de yansımalı. Tüketici taleplerine hızlı cevap veren, yenilikleri takip eden ve uygulayan şirketler öne çıktı ve çıkıyor. Bence iş dünyası açısından 2015’in ruhu ve mottosu, basitlik, çeşitlilik ve yenilikçilik olacaktır” dedi.
Piyasanın resmini çekebiliyoruz
Türkiye’de örneği olmayan bir üretim modeliyle hizmet verdiklerini hatırlatan Salvo Bahar, “Primo olarak çok yönlü hizmetimiz nedeniyle çok geniş müşteri yelpazesine sahibiz. Hızlı tüketim sektörüne ürün sunan temizlik, kozmetik, kimya ya da gıda gibi farklı kategorilerindeki 300’ü aşkın şirketle çalışıyoruz. Doğal olarak bu şirketlerin hareketliliği sayesinde biz de piyasaların resmini çekebiliyoruz” diye konuştu.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.