Connect with us

Firmalardan

Turquality, markalaşma ve ihracat süreçlerini hızlandırıyor

Editör
Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam
Abone Ol:

Turquality desteği alan firmaların, yurtdışı ihracatı daha fazla artıyor ve yabancı firmalar tarafından stratejik ortak olarak tercih ediliyor.

Çünkü, Turquality almış firmalar, sorunsuz ve hatasız servis yapma ve iş yapma güvencesi veriyor.

Bugün itibarıyla istihdamın %73.5’ni sağlayan KOBİ’ler, cironun da %62’sini oluşturuyor. Türkiye ihracatının yaklaşık %55 – 60’ı KOBİ’ler tarafından gerçekleştiriliyor. Ar-Ge harcamalarının yaklaşık %17’ni, KOBİ’ler yapıyor. Bu verilere sahip KOBİ’lerin, kurumsal altyapılarının eksik olmasından dolayı pazardaki sürekliliği ve sürdürülebilir büyüme sürecinde sorunlar yaşanıyor. Bunun için “Turquality” kapsamında KOBİ’lere altyapı oluşturmak için 5 yıl danışmanlık desteği veriliyor. Ayrıca, KOBİ’lerin 5 yıldan sonra da ihracat yaptığı hedef pazarlara yönelik danışmanlık destekleri bulunuyor.

Turquality’nin bir iş modeli olarak algılanmasının, firmaların markalaşma sürecini hızlandırdığını ifade eden Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi:

“Devlet destekli markalaşma programı olan Turquality, Türk markalarının global pazarda güçlü bir şekilde yer almasına ve öğrenen organizasyona dönüşümüne olanak sağlıyor. Ticaret Bakanlığı tarafından verilen Turquality Destek Programı, rekabet avantajını elinde bulunduran ve markalaşan ya da markalaşma potansiyeli taşıyan firmalara destek ile teşvik sağlayan bir platform olmanın yanında, bir Türkiye iş modeli olarak da karşımıza çıkıyor. Turquality programının bir iş modeli şeklinde algılanması durumunda, firmaların markalaşması da hızlanıyor ve firma gelişimi artıyor. Toplam insan kaynakları güçlenirken, Türk firmalarının marka potansiyeli ve bilinci artarak, Türk malı imajının oluşturulması ve tutundurulması faaliyetleri daha da hızlanacaktır. Aslında, bunu uygulayan işletmelerin teşvik ya da destek alıp almamasının bir önemi de kalmıyor. Çünkü, işletmeler bu modelle, zaten maliyetlerini düşürüyor ve farklılaşıyor; böylece uluslararası rekabet gücü elde ediliyor” dedi.

Turquality sürecinin, firmaların birim ihracat fiyatını doğrudan etkileyen bir unsur olarak karşımıza çıktığının altını çizen Turquality Doktoru Dr. Salim Çam, şunları kaydetti:

“Türkiye’de hali hazırda, sürece dahil olan firmalar ihracatı kilogramı 3.5 dolardan yaparken, Turquality Programı’na girmeyen firmalarda ise ihracat kilogram başına ortalama 1.5 dolardan yapılıyor. Nitekim yurtdışından gelen yabancı firmalar dahi, Turquality’nin kazandıran etkisinden yola çıkarak, iş yapacakları firmaları, destek alan markalar arasından tercih ediyor. Turquality desteği alan firmaların yurtdışı ihracatı daha fazla artıyor ve yabancı firmalar tarafından stratejik ortak olarak tercih ediliyor. Çünkü, Turquality almış firmalar sorunsuz ve hatasız servis yapma ve iş yapma güvencesi veriyor” diye konuştu.

“Turquality’de rekabet üstünlüğünü insan” sağlıyor diyerek konuşmasına devam eden Turquality Doktoru Dr. Salim Çam, şunları anlattı:

“Turquality Programı, rekabet üstünlüğünü ise insana veriyor. Rekabet üstünlüğü; yapay zekayı, insan zekasının üstüne çıkararak yakalanamaz. Bir yanda global arenada ‘sözde’ kabul gören toplumsal fayda eğilimleri ve insan değerinin güncel konumu, diğer yanda Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ vasiyeti. İşte burada Turquality; makineleri ve teknolojiyi araç, insanı ise amaç olarak görüyor. Bununla birlikte, teknolojinin iş süreç ve dizaynları üzerinde kullanılması gerekirken, robotlar arası duygusal ilişkiler üzerine çalışılması düşündürücüdür. Oysa, Turquality felsefesinde olduğu gibi, insanlar arasındaki iletişimi ön plana çıkaran süreçlere odaklanılsaydı, bugün öğrenen organizasyon prensiplerinden ‘birlikte yaşama kültürüyle’ ilgili sorunlar yaşanmazdı. Ortak akılla dünyayı daha insancıl bir hale getirebilir, şirketlerde kolektif rekabet oluşturabilirdik” şeklinde konuştu.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Firmalardan

Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor

Editör

By

Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.

Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.

Continue Reading

Firmalardan

Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu

Editör

By

PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.

9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.

Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi,  9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.

Continue Reading

Firmalardan

Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor

Editör

By

1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.

Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.

Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.

“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.

Continue Reading
Advertisement

Etiketler

POPÜLER