Firmalardan
La Lorraine, Türkiye’den dünyaya mal satacak
2013’ten bu yana tüm çesitlerimizi Migros perakende zincirine tedarik ediyoruz.
Unlu mamul, pasta ve fırıncılık sektöründe yüzde yüz Belçika sermayeli bir aile işletmesi olarak 79 yıldır aynı alanda faaliyet gösteren La Lorraine Unlu Mamuller Grubu, nitelikli ürünlerini başta Avrupa pazarı olmak üzere dünya genelinde tüketicilerine sunuyor. Grubun dünya genelindeki 13 fabrikasının 9’u Belçika’da, geri kalanları ise Çek Cumhuriyeti, Romanya, Polonya ve Türkiye’de yer alıyor. Dünya genelinde 1 Milyar Euro hedefine koşan La Lorraine’in en yeni ve modern tesisine ise Türkiye Manisa ev sahipliği yapıyor.
La Lorraine Pazarlama Müdürü Can Karakuş, “Türkiye pazarına bakıldığında gıdanın büyük bir pazar olduğunu görüyoruz. Gıdanın içerisinde unlu mamuller çok önemli bir yere sahip. Kişi başı 200 kg. unlu mamüller tüketiminin 180 kg.’ını ekmek oluşturuyor ve bu Türkiye’yi dünyada birinci sıraya taşımış durumda. Dolayısıyla pazarın büyüklüğü bu yatırımı yapmamızdaki en büyük faktör. Biz bu ortamda deneyimlerimizden ve bilgi birikimimizden yola çıkarak geniş ürün gamımız ve bizi özel kılan ürün kalitemiz ile doğru zamanda doğru yerde Türk tüketicisi ile buluştuk. Türkiye pazarına adım attığımız 2013 senesinden bu yana hedefimiz sektöre öncülük ederek pazarı geliştirmek ve büyütmek. Bir yıl içinde hayata geçecek yeni makina yatırımlarımızla bugünkü ekmek üretimimizi iki katına çıkartacağız. Yapacağımız bina ve demirbaş yatırımlarımızla da 70 kişiye daha istihdam sağlayarak La Lorraine ve partnerlerinin toplam çalışan sayısını da 450 kişiye çıkaracağız. Toplamda yapacağımız yeni yatırımlarla 2018’de de 2017 senesinde olduğu gibi 100% büyümeyi hedefliyoruz. Manisa’daki üretim tesisi ve İstanbul, Antalya, İzmir, Bursa, Ankara, Adana, Çanakkale, Diyarbakır, Gaziantep, Alanya, Bodrum, Fethiye, Marmaris, Konya gibi dağıtım merkezleri üzerinden Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıyoruz. Aynı zamanda Türkiye üretim tesisimizden farklı ülkelere, bilhassa da Ortadoğu’ya ihracat yapmaya başladık. Türkiye’ye fabrika yatırımı yaparken lokasyon olarak İzmir limanına yakın olan Manisa’yı tercih etmemizin bir sebebi de bu oldu” dedikten sonra yatırımları hakkında şunları söyledi:
“Manisa OSB’de 40 dönüm arazi üzerinde 20.000 metrekare kapalı alan olarak inşa edilen ve ileri teknolojiden faydalanılarak hayata geçirilen tesis tüm grubun üretim tesisleri içerisinde de en gözde fabrika olma özelliğini taşıyor. 2016 yılında Manisa’da 33 Milyon Euro yatırım yaparak açılışını gerçekleştirdiğimiz fabrika ile Türkiye’de unlu mamul pazarına giriş yapmıştık. Bugün pazarda planlı ve istikrarlı bir büyüme sağlayan La Lorraine olarak 2018 yılı için fabrikamıza 20 milyon Euro daha ek yatırım yapma kararı aldık.
Daha önce de aktardığım üzere Türkiye’ye bakınca gıdanın büyük bir pazar olduğunu görüyoruz. Türkiye ekmek tüketimine baktığımızda ise kişi başı tüketim 180 kg’da. Bunun büyük kısmı halen standart beyaz somun ekmek, dolayısıyla ürün çeşitliliği ve kalitesi anlamında farklılaşıyor ve çok önemli bir boşluğu dolduruyoruz.
La Lorraine olarak BAKE OFF denilen bir teknolojiyi kullanıyoruz. Ekmeği tüm özel içerikleriyle hazırlayıp yüzde 80 oranında pişirdikten sonra eksi 30 derecede şoklayıp depoluyoruz. Soğuk zincir bozulmadan ürün satış noktalarına gönderiliyor ve bu şekliyle 1 sene ömrü oluyor. Kaliteli oteller, restoranlar ya da perakende noktaları, 5-10 dakikalık son pişirme sürecini noktadaki fırınlarında gerçekleştirip ürünlerimizi tüketiciye ya da alışverişçiye çıtır çıtır, sıcacık sunuyorlar. Konseptin bir diğer avantajı ise; istendiği zaman istenen miktarda ürünü pişirebilme imkanı sayesinde atıktan kaynaklı israfın önüne geçmesi. Bu şekilde israfı önlerken müşterilerimizin ekonomilerine de katkı sağlamış oluyoruz.
Bake-Off konseptimiz diğer ülkelerde de geçerli. Türkiye fabrikamızda da tüm üretim bu şekilde gerçekleşiyor. Bu konseptte ürün besin değerini hiçbir şekilde kaybetmiyor. Çoğu ürünümüzde kullandığımız faydalı tohumların yüksek besin değeri bu şekilde kaybolmadan sofralara ulaşmış oluyor. Ek olarak, raf ömrü uzatma gibi bir ihtiyacımız olmadığı için de paketli ürünlerde kullanılan raf ömrü uzatıcı koruyucu maddeler ve asitleri de kullanmıyoruz.”
La Lorraine markası olarak 2016 yılından bu yana HORECA olarak adlandırılan hotel, restoran, kafeterya, kahve zincirleri ve ayrıca süper market kanallarında 6500 noktaya ulaşarak, tüketicilerimizi nitelikli, katma değerli, kaliteli ürünlerle buluşturduklarını belirten Karakuş, “Perakende tarafında ise 2013’ten bu yana tüm çesitlerimizi Migros perakende zincirine tedarik ediyoruz. Şu an ürünlerimiz 700 civarında Migros ve Macro şubelerinde her gün her an fırına veriliyor ve raflara taptaze diziliyor” dedikten sonra şu açıklamada bulundu:
“La Lorraine olarak ürün kategorilerimiz: Ekmekler (Bagetler, Ekşi Mayalı Artizan Ekmekler, Kaiser Roll, Ciabatta, Tombul Ekmek, vb.), Kruvasanlar ve Çörekler, Geleneksel Lezzetler (Simit, Poğaça çeşitleri) ve Tatlılar (Pasta, Cheesecake, Cookie, Donut, vb. çeşitleri). Yurtdışındaki uzmanlığımızı lokal ihtiyaçlarla birleştirerek yenilikçi, kaliteli ve geniş bir ürün gamıyla her zaman taptaze ve sıcacık bir şekilde tüketicilerimize ulaşıyoruz. Ürün liderliği adını verdiğimiz yaklaşım ile, ürün kalite standartlarımızı hep üst seviyede tutarak tüketiciye her zaman aynı görüntü, koku ve tat kalitesini sunmayı hedef alıyoruz.
Şu an tüm ekmeklerimiz Manisa fabrikamızda üretiliyor. 2019 senesinde yeni kruvasan hattı yatırımımız ile birlikte bu kategorilerdeki fırsatları daha da yakından takip edeceğiz.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.