Firmalardan
Selinöz Mimarlık, görsellik ve ekonomiyi iyi değerlendiriyor
Selinöz Mimarlık, projeleri ve yaptığı çalışmalarla perakendecilere ö-nemli destekler veriyor.
Uzun yıllardır perakende piyasanın önemli oyuncularıyla iş birliği yapan Selinöz Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Küçük ile sohbet ettik. Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmeleri konuştuk.
Avrupalı tasarımcılar, mekanların görselliği ile ilgili yaratıcılıklarını sınır tanımadan ortaya koyarken; Türk tasarımcılar olarak ilk düşüncelerinin işin ekonomik boyutu olduğunu kaydeden Küçük, “Aslına bakılırsa perakendecilerin genel olarak istediği aynı, kendilerini tercih eden müşterilerine en iyi hizmeti sunmak. Fakat bunu yaparken işin ekonomik yönünü ön planda tutuyoruz. Bu tercihin en büyük nedeni ise müşterilerimizin beklentisinin ekonomik öncelikli olmasıdır. Bizim perakendecilerimizin Avrupa’daki perakendecilerden bilgi, beceri anlamında eksiği olmadığı gibi fazlası olduğunu düşünmekteyim. Çünkü biz görsellikle ekonomiyi en iyi şekilde değerlenmekteyiz” dedikten sonra şu açıklamada bulundu:
“Perakende sektöründe yabancı meslektaşlarımızla aramızda çok fark görmüyorum. Fakat tasarım, arz ile talebe ve ülke kültürümüze göre farklılıklar göstermektedir. Türk tasarımcıların en büyük özelliği Avrupa modernliği ile Anadolu kültürünü bir havuzda toplayıp ona göre tasarım yapabilme imkanının olmasıdır. Sektör olarak yurt dışındaki büyüklüğe çok yakında ulaşacağımızı düşünüyorum.”
“Türk mimarlarıyla gurur duyabilir miyiz?” diye bir soruyu asla kabul edemem diyen Küçük, “Bizim Atalarımız dünyanın dört bir yanında halen hayranlık uyandırmakta olan eserler bırakmıştır. Bizler Mimar Sinan’ın torunlarıyız. Aynı ekonomik imkanlar bizim genç mimarlarımıza sunulursa çok daha iyi işler başaracaklardır. Şu an dünyada iş yapan birçok firmamız mevcut, bu bizim yeterliliğimizin, iyi işler yaptığımızın göstergesidir” şeklinde görüşlerini dile getirdikten sonra, krizin sektöre olan etkilerini de değerlendirdi:
Kriz ve sektöre etkileri
“Kriz sektörde belli bir değişime sebep olur. Bu değişim daha çok ekonomide ön plana çıkarken, görsellik ve ergonomide de ilerleme oluşturur. İyi ve kaliteli ürünü daha ekonomik fiyatla alma isteğini ortaya çıkarır.
Selinöz olarak kriz ortamında herkesin yaptığı gibi bir takım önlemler aldık. Fakat bunun yanında da geleceği düşünmeyi de asla unutmadık. Yeni tasarımlar ve projeler üretmeye başladık.
Aslına bakarsanız perakende sektöründen hiçbir zaman ayrı olmadık ve ayrılmayı da düşünmedik. Biz onlarla beraber her zaman iş birliği içindeyiz. Onların taleplerini yerine getirmeyi ve kendileri için en uygun çizimleri üretmeyi amaçladık. Fakat yapılacak çok iş, alınacak çok yolumuz olduğuna inanıyorum.”
Herkese aynı yüksek kaliteyi ve hizmeti sunmanın firmalarının sorumluluğunda olduğunu kaydeden Küçük, “Bizden fikir ve hizmet isteyenleri müşteri değil, bir dost gözüyle görüyoruz. Bu da aslında bizim profesyonel kalitede, amatör ruhla çalışan bir firma olma özelliğimizin en iyi yansımasıdır” dedi. Küçük, yeni ofisleriyle ilgili de şu bilgileri verdi:
Kriz ortamında yatırım yapmak avantajlı
“Yeni iş mekanımız işlerimizi olumlu yönde etkiledi. Sonuç olarak dostlarımıza daha iyi hizmet sunmak, çeşitliliğimizi arttırmak için gerekliydi. Artan ürün çeşitlerimizi dostlarımıza sunmaktan gurur ve mutluluk duymaktayız.
Perakendeci dostlarımıza bu ortamda şunu söylemek isterim, şartlar ne olursa olsun müşteri daima kalite, hizmet ve yeniliği beklemektedir. Bunu hele de kriz ortamında başarabilmek çok zor ve meşakkatlidir. Ama bunu yapmamak gibi bir lüksümüz olmayacağından gelişen teknolojiye ve değişime ayak uydurmak zorundayız.
Kriz ortamında yatırım yapmak avantajlıdır. Krizi fırsat çevirmemiz gerekmektedir. Çünkü bu ortamda herkes gelecek kaygısı taşıyıp beklemeyi seçer. Aslında yatırımlara devam edilse müşterinin gözünde firmanın büyüklüğü idrak edilir. Krize karşı sergilenen bu duruşun olumlu sonuçlar doğuracağını düşünmekteyim. Ayrıca kriz ortamında ekonomik olarak şartların beraberinde getirdiği durum unutulmamalı, özellikle yatırım maliyetleri yatırımcılara artı olarak dönmektedir.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.