Firmalardan
Perakendede kayıpların %50 azalması mümkün
Geliştirdiği yazılımlarla perakende şirketlerine fire yönetimi çözümleri sunan Storevision, kayıpları yüzde 50 oranında azaltıp, şirketlere kaybettikleri kârı geri kazandıracağını iddia ediyor.
Dünya çapında perakende mağazalarında çeşitli nedenlerle meydana gelen ürün kayıpları cironun yaklaşık yüzde 2 ile yüzde 4’üne denk geliyor. Bu miktar birçok işletmede şirketin kârı ile aynı orana tekabül ediyor. Her yıl milyon dolarlara varan fireler, işletmelere olduğu kadar ekonomiye de zarar veriyor. Fire yönetiminde 2012 yılından bu yana müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik teknolojik ve yaratıcı çözümler sunan İsveç merkezli Storevision, geliştirdiği yazılımlar ile şirketi içi denetimi ve kasa kontrolünü sağlarken, eğitimli müfettişleriyle büyük perakende zincirlerinde ürün kaybının azaltılmasına katkıda bulunuyor.
İşletmelerde meydana gelen firelerin yüzde 50 ila yüzde 70’inin hatalı prosedürler gibi şirket içi nedenlere bağlandığını, ancak müşteri ve tedarikçi gibi şirket dışındaki unsurların da ürün kayıplarına neden olabildiğini belirten Storevision Türkiye CEO’su Marcus Strömbäck, “Fire çözümleri kayıpları azaltarak, kârlılığı artıran bir sistem. Bu noktada doğru yöntemlerin uygulanması için öncelikle kayıpların nereden kaynaklandığının belirlenmesi gerekiyor. Böylelikle, kayıp maliyetlerinde ciddi düşüşler sağlanabiliyor. Storevision olarak geliştirdiğimiz yazılımlar ve denetim ekibimizle fireyi yüzde 50’ye varan oranda azaltırken, şirketlerin kaybettikleri yüzde 4’lük kârı geri kazandırıyoruz” dedi.
“Türkiye’yi Avrupa ve Asya’ya açılan kapı olarak görüyoruz”
Storevision, 2013 yılında girdiği Türkiye pazarında “Hizmet olarak denetim” misyonuyla, mağaza kontrolü ve kasa kontrolüne yönelik 2 patentli yazılımı ile hizmet veriyor. Türkiye’nin, Perakende Hırsızlık Barometresi’ne göre dünyadaki en yüksek perakende daralma rakamlarından birine sahip olduğunu belirten Marcus Strömbäck, “Türkiye dinamik bir pazar. Türkiye’yi Avrupa ve Asya ülkelerindeki müşterilerimize açılan kapı olarak görüyoruz. Geçen yıl Türkiye’de yüzde 150’lik bir büyüme kaydettik. Bu yıl da bu büyüme oranını koruyacağımızı düşünüyorum. Mevcut müşterilerimiz ile büyüyoruz ve yeni müşterilerimiz ile işbirliği içindeyiz. Gelecekte İstanbul’u, şirketimizin en önemli merkezlerinden biri olarak konumlamayı ve şirketimizin Denetim Genel Merkezi’ni İstanbul’da kurmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.