Firmalardan
Kefirin faydaları saymakla bitmiyor
Son aylardan kamuoyunu ve hızlı tüketim ürünleri pazarını en çok meşgul eden konulardan biri halk arasında “Domuz Gribi” olarak bilinen virüse karşı yararlı ürünlerin neler olduğu.
H1N1 virüsüne karşı temizlik ve hijyenin yanında beslenme ürünleri ile bağışıklık sistemini güçlendirmekte çok önemli.
Bu konuda bilen bilmeyen bir çok kişi görüş ve düşüncelerini dile getiriyor. Ancak beslenme konusunda ülkemizin önde gelen otoritelerinden Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun 11 Kasım 2009 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde ki köşesinde yazdığı geleneksel bir içeceğimiz olan kefirle ilgili yazdıkları çok önemli idi. İşte Müftüoğlu’nun kefirle ilgili yazdıkları:
“Kefir ve yoğufrttan faydalanın
Domuz gribinden korunmak istiyorsanız, kişisel temizliğinize ve genel hijyen kurallarına dikkat etmelisiniz. Beslenmenize, istirahatınıza özen göstermeli, ota çöpe vitamine minerale harcayacağınız paraları taze sebze ve meyvelere, süte, yoğurda, kefire, yumurtaya harcamalısınız. Ben diyet uzmanlarını dinledikten sonra kefir konusuna fena halde takmış durumdayım. Kefirin yararlarını, kliniğimizin baş diyetisyeni Nilüfer Bayram çok güzel özetlemiş. Nilüfer Hanım’ın yazısını dikkatle okumanızı, hijyen kurallarından ayrılmamanızı ve kendinize iyi bakmanızı tavsiye ediyorum.
Kefir neden faydalı
Kefirde doğal olarak bulunan bakteri ve mayalar, bağırsaklara ulaştıklarında vücudun iç dengesini iyileştiriyor, bağırsak içi “faydalı-zararlı mikrop” dengesini “faydalı olanlar” lehine çeviriyor. Kefirde bulunan bu mikroplar, bedenle işbirliğine giren ve zararlı mikropların faaliyetlerini sınırlayan, onları hareketsiz bırakan, aynı zamanda zararlarına karşı bağırsak duvarını neredeyse bir zırh gibi saran özelliklere sahip. Bu bakterilerin sindirimi kolaylaştırmaya, kan şekerinde ve kolesterolde yükselmeleri engellemeye güçlerinin yettiğini de çok iyi biliyoruz. Kefiri önemli kılan faydaların başında ise bağışıklık sistemine verdiği ilave güç geliyor. Kefir yalnız sindirim sistemini mikroplardan korumuyor; gribe, bronşite, hatta idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanma ihtimalini bile azaltıyor. Düzenli kefir yemek-içmek, her türlü mikroba karşı daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olma anlamına geliyor. İşte bu nedenle domuz gribi tehdidine karşı özellikle bugünlerde kefirden daha fazla faydalanmanızı tavsiye ederim. Kefirin besin değerini de ciddiye almakta fayda var. Mineral ve protein yapı taşı aminoasitlerden de zengin bir besin. Ayrıca B1, B12, E, D ve K vitamini de bol. Kefirin kalsiyum ve magnezyumdan güçlü bir yiyecek olduğunu da unutmamak lazım.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.