Firmalardan
IBM’in yeni teknolojisiyle, binalar, canlı organizma gibi algılayıp tepki verecek.
Günümüzde, ısıtma, su, kanalizasyon, elektrik gibi binayı oluşturan tüm sistemler birbirinden bağımsız olarak idare ediliyor. Bu nedenle binalar, bir otomobilden çok daha fazla oranda karbondioksiti doğaya salarak, çevreye zarar veriyor.
IBM’in, önümüzdeki 5 yılda hayata geçirmeyi düşündüğü inovatif çalışmalarla, binaları yöneten teknolojiler ihtiyaçları algılayıp hızla yanıt verebilen, yaşayan birer organizma gibi çalışacak; vatandaşların emniyetini sağlayıp kaynakları koruyacak ve karbon emisyonlarını azaltacak.
Yeni teknolojiler sayesinde mevcut binalar güçlendirilecek, yeni binalar donanımlı, birbirine bağlı ve akıllı, enerjiyi verimli kullanan sistemlerle geliştirilecek. Bir binanın ısı, elektrik, havalandırma, su, atık yönetimi, telekomünikasyon ve güvenlik gibi tüm ihtiyaçları, daha iyi yönetim ve denetim için bütünleştirilecek. Binaların içindeki binlerce sensör, hareket ve sıcaklıktan nem ve aydınlatmaya kadar tüm verilerdeki değişimi izleyecek. Bina yalnızca doğayla birlikte var olmayacak, aynı zamanda ondan yararlanacak. Sistem, bir şeyin bozulmadan onarılmasını, acil durum birimlerinin hızla yanıt vermesini, tüketiciler ve işletme sahiplerinin enerji tüketimi ile karbon emisyonunu gerçek zamanlı izleyerek azaltmak için gerekli işlemleri yapmasını sağlayacak.
Günümüzde enerji kullanımını azaltıp operasyonel verimliliği artıran bazı binalar, içinde yaşayanlar için rahatlık ve güvenlik sağlayarak, daha şimdiden “akıllılık” belirtileri gösteriyor. Örneğin, Cin’deki Dragon Hotel, donanımlı, birbirine bağlı ve “akıllı otel” yönetimi sistemi oluşturması için IBM’i seçti. Sözleşmeye göre IBM; otelin, elektronik ajanda (PDA) sistemi, kendi kendine kontrol yapan kiosku, etkileşimli televizyonu, RFID (Radyo Frekansı Tanıma) sistemini, internet telefonunu, cep telefonu sistemini ve oda denetim fonksiyonlarını içeren ana sistemlerini bütünleştirecek.
2006’da açılan yeni, 52 katlı 7 World Trade Center (7 Dünya Ticaret Merkezi), New York kentinin ilk yeşil binası oldu. Çevre Koruma Ajansı, ABD Yeşil Bina Konseyi ve diğer kuruluşlar, binanın liderliğini tanıdı. Binada, kulenin ısıtılması ve soğutulması için bilgisayar denetimli sistemler, yüksek verimlilikte çalışan tesisat sistemleri, iç mekan hava kalitesini iyileştiren filtrasyon sistemi, soğutma ve sulama amacıyla yağmur suyunu toplayan bir su koruma sistemi bulunuyor. Karbondioksit sensörleri, gün ışığında aydınlatmayı kısma denetimleri, değişken hızlarda çalışan fanlar ve akımdan elektrik üreten türbin jeneratörleri gibi aygıtlar, enerji maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı oluyor.
2009’da Brooklyn Tersanesi’nde açılan, ülkenin ilk çokkatlı yeşil endüstriyel tesislerinden biri olan Perry Avenue binası, donanımın iyileştirilmesine güzel bir örnek teşkil ediyor. Binada, yüzey sıcaklıklarının azaltılmasını sağlayan rüzgar türbinleri, çatı üzeri güneş enerjisi panelleri ve yansıtıcılar birleştirilmiş bulunuyor. Yağmur suyu tuvaletlerde geri dönüştürülüyor, düşük emisyonlu araçlar için özel alanlar da yer alıyor. Binanın bütünleştirilmiş işlevleri, teknoloji kullanılarak yönetiliyor ve izleniyor.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.