Firmalardan
DYO’ya 56. yılında üç kalite belgesi birden
Dyo, Türk boya sektöründe bir ilke imza attı ve üç kalite belgesini birden almayı başardı.
Türkiye’nin ilk boya üreticisi Dyo, 56. yılına yine ilklerle giriyor. Müşteri memnuniyetinin sağlanması, çevrenin korunması ve çalışanlarının güvenliğini içeren tüm uygulamalarını birleştirmek amacıyla harekete geçen şirket, TS ISO 10002:2006 (Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi Standardı) belgesini alan ilk ve tek boya markası oldu. Dyo, bununla da yetinmedi ve TS EN ISO 14001:2004 (Çevre Yönetim Sistemi Standardı) ve TS 18001:2008 (İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri Standardı ) belgelerini de alarak sektörde bu üç belgeye aynı anda sahip olan tek şirket olmayı başardı.
Kurulduğu tarihten bu yana sektöre pek çok ilki kazandıran Dyo, ISO belgelerinden aldığı güçle sektördeki yerini üst sıralara taşımaya ve 2011’e hızlı bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor. Kalite yolculuğunda yeni olmayan Dyo, zaten var olan TS EN ISO 9001:2008 (Kalite Yönetim Sistemi) ve 2008 yılından beri uyguladığı ISO/TS 16949:2009 (Otomotiv Yönetim Sistemi) kalite belgelerine yenilerini eklemiş oldu.
Özellikle müşteri memnuniyetinin sağlanması önem veren Dyo, TS ISO 10002:2006 belgesi ile kendi sektöründe bu belgeyi alan ilk boya markası olarak rakiplerini geride bıraktı. Bu belge ile devam eden çalışmaların bir adım ötesine geçilip Dyo müşterilerinin istekleri, önerileri ve beklentilerine hızla yanıt vermek amaçlanıyor. Dyo, yeni aldığı belge ile müşteri memnuniyetini maksimuma çıkararak, sektörünün en müşteri odaklı markası haline geldi.
TS EN ISO 14001:2004 ise çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması anlamında çok önemli bir belge. Son yıllarda çevre kirliliğinin ürkütücü boyutlara ulaştığını düşünürsek sanayicilerin çevrenin korunmasına yönelik bir politika benimseyip uygulamalarının gerekliliği daha çok ortaya çıkıyor. Dyo, bu belge ile Çevre Yönetim Sistemi’nin genel amacı olan, “sosyo-ekonomik ihtiyaçlar ile kirliliğin önlenmesi ve çevrenin korunması arasındaki dengeyi korumak” hedefine uygunluğunu da tescillemiş oldu.
Dyo Boya Fabrikaları Genel Müdürü Serdar Oran, üç belgeyi birden almanın sektörde bir ilk olduğuna dikkat çekerek, bu başarının Dyo’nun sektördeki öncü rolünü gösterdiğini söyledi. Dyo’nun 2010’da iyi bir yıl geçirdiğini, 2011 için ise iddialı olduklarını belirten Oran, TS ISO 10002:2006, TS EN ISO 14001:2004, TS 18001:2008 belgelerinin kendilerine duydukları güveni artırdığını, bunların Dyo’nun yeni dönemi için sadece bir başlangıç olduğunu dile getirdi. Serdar Oran, 2011 yılında her alanda hedef büyüttüklerini, özellikle müşteri memnuniyeti ve pazar payının artırılması konusunda yeni atılımlar yapmayı planladıklarını da kaydetti.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.