Firmalardan
Adese, enerji giderlerinde %35’e varan tasarruf sağladı
Perakende sektöründeki başarısını ve kurumsal hedeflerini daha da ileri taşımak amacıyla 2011 yılında Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlayan Adese, yürüttüğü mağaza modernizasyonları ve verimlilik çalışmaları ile enerji giderlerinde yüzde 35’e varan tasarruf sağladı.
Türkiye genelinde Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Bolu, Karaman, Isparta, Konya ve Mersin olmak üzere 8 ilde toplam 141 marketle faaliyet gösteren ve yılda 35 milyonun üzerinde müşteriye hizmet veren Adese, 2014 yılında da perakende sektörünün en önemli başarı kriterlerinden biri olan metrekare verimliliğine odaklandı. Adese’nin Türkiye perakende sektörünün geleceğine ilişkin isabetli öngörüleri neticesinde başlattığı “Doğa Dostu Verimli Market” temalı çalışmaları, sektöre de ilham kaynağı oldu.
Adese Genel Müdürü Sıtkı Erben, Adese’nin verimlilik konusunda yürüttüğü çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “2007-2008 yılına kadar sektörde brüt kârlılık çok iyi durumdaydı. Örneğin; 100 mağazanızdan 8’i zarar ediyorsa yüksek karlılık içerisinde sübvanse edebiliyordunuz. Sektör verimlilik üzerine plan, program bile yapmaya gerek duymuyordu. 2009’dan itibaren bazı şeyler değişmeye başladı ve ciddi dönüşümler yaşandı. Lokasyon sayılarının hızla artmasıyla rekabet sertleşti, fiyat odaklı hareketler arttı ve sektörde kârlılıklar azaldı. Adese olarak sektörde yaşanan bu değişimi iyi okuduk, ‘verimlilik ve sürdürülebilirliği’ strateji olarak benimsedik. Bu stratejiyi 2012 yılından itibaren uygulamaya başladık. Mağazalarımızı tek tek ele alıp değerlendirdik ve taşınma, kapatma, büyütme, küçültme, modernizasyon gibi konularda radikal kararlar aldık. Bazı bölgelerden çıkıp, yeni bölgelere açıldık. Lojistik hattımızı daha verimli hale getirdik. Mağazalarımızın enerji tüketimine etki eden birincil önemdeki iş süreçlerimizde bazı modernizasyonlarda ve yatırımlarda bulunduk. Verimlilik odaklı operasyonlarımızı 2014’te de kararlılıkla sürdürerek enerji giderlerimizde yüzde 35’e varan oranlarda tasarruf sağladık. Elde ettiğimiz tasarrufu Adese’nin büyümesinde ve operasyonel süreçlerinin iyileştirilmesinde kullanıyoruz.”
“Kendi evimize almayacağımız bir ürünü müşterilerimize asla sunmuyoruz”
Adese’nin farklılaşma alanlarına da değinen Erben, “Farklılaşma alanlarımızın başında kırmızı et geliyor. Yetiştirilme şartlarını ve kesilme koşullarını görmediğimiz kırmızı eti müşterilerimize sunmuyoruz. Bu konuda çok hassas olduğumuzu ifade etmeliyim. Ülke olarak eti seviyoruz. Özel ilgi alanımıza giriyor. Hem sağlıklı, hem lezzetli hem de İslami usullere uygun olmalı. O yüzden etimizi, İttifak Holding’in tarım ve hayvancılık markası Selet’in çiftliklerinden sağlıyoruz. Kesimini İslami usullere uygun olarak gerçekleştiriyor, ardından kendi tesislerimizde işliyoruz” dedi.
Adese olarak etteki fiyat rekabetini anlamlı bulmadıklarını belirten Erben, “Özellikle kırmızı ette fiyat bazlı rekabet etmek gibi bir amacımız hiç olmadı. Etin hem kaliteli hem de ucuz olması çoğu zaman mümkün değil. Yumurtayı da yine Selet’ten tedarik ediyoruz. Selet’le birlikte İttifak çatısında yer aldığımız için tüm süreçler kontrol ve gözetimimiz altında ilerliyor” dedi.
“Biz, kendi evimize almayacağımız bir ürünü müşterilerimize de asla sunmuyoruz” diyen Erben, Adese’nin farklılaşma alanlarıyla ilgili sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle taze ürün gruplarımızın tedariğini kendi kontrol ve denetimimizde gerçekleştiriyoruz. Manav tedariğimizin neredeyse tamamını arada başka bir aracı olmadan direkt üreticiden temin ediyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz meyve sebzelerin mahsülün toplanmasından, sevkiyatına, depolanmasından müşteriye ulaşıncaya kadarki tüm süreçlerini yönetiyor, kontrolümüz altında tutuyoruz. Bu uygulamalarımız, Adese’nin yalnızca fiyat odaklı değil, sürdürülebilir kalite prensibiyle hizmet verdiğinin önemli göstergelerindendir.”
Adese’nin unlu mamulleri alanındaki ihtiyaçlarını da kendi markası olan Restore Unlu Mamuller çatısı altında kendilerinin ürettiğini belirten Erben; Restore’nin unlu mamuller fabrikasında ve market içerisindeki üretim tesislerindeki taze ürünleriyle Adese müşterilerinin beğenisini kazandığını söyledi. Restore aracılığıyla ekmek ve mayalı grup çeşitleri, gevrek, yaş pasta ve tatlı grubunun üretimini gerçekleştirdiklerini dile getiren Sıtkı Erben, son dönemlerde ürün gamını daha da genişleterek ruşeymli ekmek, tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği ve birçok yöresel lezzeti müşterilerinin hizmetine sunduklarını ifade etti.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.