Firmalardan
Denizli’den dünyaya ‘Cotton Box’
Cotton Box, 2018 yılını 15 büyüme gerçekleştirerek 60 milyon TL ciro ile kapattı. 2019 yılında hedef minimum yüzde 10 büyüme…
Üretiminin yüzde 35’ini kendi markasıyla ihraç eden ev tekstili sektörünün en büyük 5 markasından biri olan Cotton Box, 2008’de başladığı markalaşma yolculuğuna Türkiye’de 1000’in üzerinde ve dünyada 35 ülkede 200’ün üzerinde satış noktasıyla devam ediyor.
Cotton Box; kaliteli üretimi, doğal ham madde kullanımı, özgün tasarımları ve çevreci yaklaşımı ile global arenada kendi markası ile büyüme hedefinde. Yıllık 1.000.000 adet ürün Cotton Box markası ile paketleniyor ve dünyanın dört bir yanında tüketici ile buluşuyor. Pamuklu ev tekstili alanında; nevresim takımı, yorgan-yastık grubu, havlu-bornoz grubu, yatak örtüsü ve abiye grubundan oluşan geniş ürün çeşitliği ile 11 senede sektörün en önemli oyuncusu olmayı başardı. Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, bu gün gelinen noktayı ‘Cottonbox markası ile yurt içi ve ihracat yaptığımız ülkelerde ciddi bir marka değeri oluşturduk. Ana stratejimiz olan markalı ihracat politikamızdan asla vazgeçmiyoruz ve diyoruz ki; bir gün Avusturalya’da bir Aborjin bebeği Cotton Box‘ın nevresim takımında uyuyacak, Alaska’da bir yerli Cotton Box’ın bornozunu banyosuna asacak…’ sözleri ile açıkladı.
Ev tekstilinin kalbi Denizli
Türkiye; Çin, Hindistan ve Pakistan’dan sonra tasarım ve üretim gücüyle pamuklu ev tekstilinde dünyanın 4. büyük üreticisi. Yıllık ev tekstili ihracatı 1 milyar doları geçen ve tek başına 170 ülkeye ihracat yapan Denizli, pamuklu ev tekstili üretiminde dünyanın sayılı şehirlerinden biri. Denizli’den çıkan bir Türk markası olarak dünyanın birçok farklı coğrafyasına ulaşan Cotton Box, üretiminin yüzde 35’ini Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Karadağ, Polonya, Almanya, Hollanda, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, İran, İsrail, Lübnan, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Umman, BAE, Fas, Cezayir, Tunus ve Libya gibi ülkelere ihraç ediyor. İran, Tunus ve Rusya gibi ülkelerde de Cotton Box tabelalı mağazaları bulunuyor. Markanın hassasiyetle üzerinde durduğu en önemli konu; markalı ihracat…
Orta Avrupa’dan Amerika’ya yayılmacı bir ihracat hedefi
Türkiye ekonomisi içinde ev tekstili sektörü yüzde 6-7’lik bir paya sahip ve her geçen yıl büyüyor. Her yıl gerçekleşen 600.000 evlilik, 1.350.000 civarında doğum ve 1.000.000 üzerinde yeni konut satışı sektörü sürekli canlı tutan etkenlerden. Türk toplumundaki çeyiz olgusu, yalnız yaşayan genç kitle ve modanın ev tekstiline yansıması da sektörü büyüten ana unsurlardan… Globalleşen ve ortak kültürlerin oluştuğu dünyada tüketicilere ulaşmakta daha kolaylaştı. Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut ‘Rusya bir çok sektörde olduğu gibi ev tekstili için de ana pazar konumundaydı. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan krizler bizi farklı pazarlar aramaya yöneltti. Bugün geldiğimiz noktada bizim hedeflerimiz arasında İskandinav pazarı, Afrika kıtası ve Amerika var. Amerika ve Orta Avrupa pazarında ciddi büyüme hedefindeyiz, internet üzerinden gelen talepler de bu büyümeyi destekliyor. Online satışta 2 milyon dolar ciro sağladık. Bunun büyük bir bölümü yurt dışı.’ dedi.
Gelenekten geleceğe, Hierapolis’ten dünyaya…
Denizli lokasyon olarak tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir konuma sahip ve Hierapolis de bu medeniyetlerden biri. Cotton Box, ticari hedeflerinin yanında; bu coğrafyanın bir temsilcisi olarak bölgeyi dünyaya tanıtmak ve aktarmak adına kültürel bir misyon yükleniyor. Hierapolis’in isim haklarına sahip olan marka, tasarlayacağı özel ürün ve koleksiyon gruplarıyla bu görevin belli kısmını yerine getirmeyi hedefliyor. Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut ‘Bizler bu ülkenin, bu toprakların ticaret ve sanayi elçileri olmakla birlikte, antik çağdan bu güne yaşanmış kültürlerin de mirasçısı olarak bu misyonu geleceğe taşımamız gerektiğini düşünüyoruz. Bizim ürünümüzü alan her hangi bir ülkedeki bir tüketici, sadece bir nevresim takımı almakla kalmayacak; Türkiye’yi, bu toprakları, kültürümüzü tanıyacak. 2019 İlkbahar & Yaz Koleksiyonu’muzdaki ‘Gelenekten Geleceğe’ konseptimiz ile kültürel ögelerimizi dünya tüketicileri ile buluşturuyoruz’ dedi.
Markalaşma yolunda adımlar atılmalı
Türkiye’de tekstil sektörü istihdamda çok önemli bir paya sahip, 170 milyar dolarlık ihracatın 4 milyar dolarını pamuklu ev tekstili oluşturuyor. İstihdamının yüzde 81’ini tekstil sektörünün oluşturduğu Denizli, özellikle dünya markalarına gerçekleştirilen üretimlerle öne çıkıyor. Geçmişten bu yana edinilen tecrübeler ile güçlü bir üretim altyapısına sahip olan Denizli’nin markalaşmada çok geri kaldığını ve uluslararası markalara üretim yapan fasoncu olmaktan öteye geçemediğini ifade eden ve sektörün temel problemlerini; markalaşamama, kendini tekrar etme, inovasyona kapalılık, rekabetçilik ve çok düşük kar marjları olarak gören Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut ‘ Biz bu zamana kadar markalaşmanın uzun vadede çok büyük bir değer yaratacağı ilkesi ile hareket ettik. Doğrunun markalaşmak ve dünyaya kendi markası ile açılmak olduğu konusunda fikri olgunluk gerçekleşirse bunun yolu belli… Markaya; sabır, emek ve zaman ile yoğrulmuş ve günümüzün gerektirdiği yenilikler doğrultusunda yatırım yapmak gerekiyor’ dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.