Firmalardan
ECE Türkiye, 14. Perakende ve Gayrimenkul Zirvesi’nde 25. yılını kutladı
ECE Türkiye’nin ev sahipliğinde bu yıl 14.’sü düzenlenen Perakende ve Gayrimenkul Zirvesi, 7 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleşti. Perakende ve gayrimenkul sektörünün önemli aktörlerini buluşturan zirvede, ECE Türkiye’nin 25. kuruluş yıldönümü de kutlandı. Yoğun ilgi gören etkinliğe, aralarında perakende markalarının patronları, C-level yöneticiler, yatırımcılar, finans sektörü temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 600 kişi katıldı. Zirvenin açılışında ECE Türkiye Eş Genel Müdürleri Semet Yolaç Canlıel ve Nuri Şapkacı, yaptıkları “Bir Vizyonun İzinde: 25 Yıllık Tutku ve Emek” başlıklı konuşma ile ECE Türkiye’nin 25 yıllık yolculuğunu ve Türkiye perakende pazarındaki stratejik dönüşümleri aktardı.
“Türkiye’de alışveriş merkezi yönetimini bir okul haline getirdik”
ECE Türkiye Eş Genel Müdürü Semet Yolaç Canlıel, “Bu çeyrek asırlık yolculukta hiçbir zaman sadece rakamlara odaklanmadık. Nicelikten çok niteliğe önem vererek; doğru lokasyonda, doğru yatırımcıyla, kalıcı ve yüksek fayda sağlayacak projelere yöneldik. Bu yaklaşımımızla Türkiye’de alışveriş merkezi yönetimini bir okul haline getirdik. Burada yetişen profesyonellerin bugün kendi başarı hikayelerini yazmaları, bize duyulan güvenin ve yatırımın en kıymetli karşılığı. Bugün yüzde 100’e yakın doluluk oranlarımız, milyonlarca ziyaretçimiz ve dijitalleşmeyi odağına alan projelerimizle sadece bugünün değil, geleceğin perakende sektörüne yön vermeye devam ediyoruz” dedi.
“Türkiye’de 2,5 milyar Euro büyüklüğündeki en seçkin alışveriş merkezi portföyünü yönetmenin gururunu taşıyoruz”
ECE Türkiye Eş Genel Müdürü ve CFO’su Nuri Şapkacı ise şunları söyledi: “25 yıl önce bir hayalle yola çıktık. Bugün o hayal gerçek oldu ama yolculuğumuz henüz bitmedi; asıl yolculuk şimdi başlıyor. Bugün ECE Marketplaces 11 ülkede 24 milyar Euro’yu aşan portföyüyle küresel ölçekte sektöre yön veriyor. Türkiye’de ise 2,5 milyar Euro büyüklüğümüzle ülkemizin en seçkin alışveriş merkezi portföyünü yönetmenin gururunu yaşıyoruz. Ancak daha da önemlisi, bu başarıların ardında bir ekip, bir kültür, bir aile ve gelecek nesillere ilham verecek güçlü bir hikaye var.”
“Toplumsal değer yaratan sürdürülebilir yaşam alanları tasarlıyoruz”
Etkinlikte ECE Marketplaces CEO’su Joanna Fisher, “Ticari Gayrimenkulün Geleceğini Şekillendirmek” temalı konuşmasıyla global anlamda perakende dünyasındaki dönüşüme ve ECE Grubu’nun vizyonuna dair önemli bilgiler verdi. Fisher, “ECE olarak tüm projelerimizde insanlara değer sunan, şehirlerin ruhunu yansıtan, deneyim odaklı yaşam alanları tasarlıyoruz. Türkiye, bugün Avrupa’nın en büyük ve en dinamik perakende pazarlarından biri haline gelirken; biz de burada geliştirdiğimiz projelerle yalnızca alışveriş merkezleri değil, toplumsal değer yaratan sürdürülebilir yaşam alanları hayata geçiriyoruz. Çünkü AVM’ler artık sadece alışveriş yapılan yerler değil; dijitalleşmeyle zenginleşen, insanı merkeze alan, deneyim, sağlık, eğitim ve sosyal etkileşimi bir arada sunan çok amaçlı sosyal merkezlere dönüşüyor. Sektörümüz yapay zeka, ESG kriterleri ve veri odaklı dönüşümle yeniden şekillenirken; biz de bu değişimin merkezinde yer alıyor, ECE’nin Avrupa’daki lider konumunu 25 yıldır Türkiye’de de yansıtmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu dönüşümde en büyük gücümüz, müşterilerimizle ve iş ortaklarımızla kurduğumuz güvene dayalı bağ. Çünkü birlikte güçlü olduğumuzda yalnızca sektör değil, toplum da kazanıyor.” dedi.
“Sadece satışta değil, sadakatte, duyguda, bağlılıkta da fark yaratmak zorundayız”
Zirvede Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı&CEO’su Cem Boyner’de katılımcılara Türkiye perakende sektörünün dönüşüm yolculuğunu aktardı. Katılımcıların büyük ilgiyle izledikleri konuşmasında Boyner, şunları söyledi: “Perakende, dünyanın hem en zorlu hem de en özel işlerinden biri. Perakende markaları için müşterilerimize sadece ürün sunmak artık yetmiyor. Aynı zamanda güçlü ve sürdürülebilir müşteri ilişkileri kurmalı; bunu da her gün yeniden, özenle ve emekle inşa etmeliyiz. Değişen dünyada müşteri başına düşen fatura adedini, ziyaret frekansını, ilişki derinliğini artırmak zorundayız. Artık rekabet ürün değil, deneyim üzerinden yaşanıyor. Biz milyonlarca müşteriyi bir veri tabanı değil, yaşayan bir ekosistem olarak görüyoruz; davranışlarını anlıyor, tahmin ediyor ve hatta değiştirmenin yollarını arıyoruz. Müşteri artık bizim en kıymetli hazinemiz. O yüzden sadece satışta değil, sadakatte, duyguda, bağlılıkta da fark yaratmak zorundayız. Bunu da tek başımıza değil, iş ortaklarımızla ve AVM’lerle birlikte, kazan-kazan kültürünü gerçek anlamda sahiplenerek yapabiliriz. Çünkü biz ancak birlikte üretir, birlikte kazanır, birlikte değer yaratırsak geleceğe güvenle yürüyebiliriz.”
Firmalardan
Gökçelik, müşteri deneyimini yeniden tanımlıyor
Türkiye’nin önde gelen raf ve depo sistemleri üreticilerinden Gökçelik, dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir adım atarak Türkiye’nin ilk Yapay Zekâ (AI) destekli SAP Sales Cloud V2 projesini başarıyla devreye aldı. NTT DATA iş birliğiyle gerçekleştirilen proje, satış ve müşteri ilişkileri yönetiminde yapay zekâ gücünü merkeze alarak sektörde bir ilke imza attı. Yeni sistemle birlikte Gökçelik, müşteri ilişkilerini daha etkin yöneten, satış ve hizmet süreçlerini uçtan uca dijitalleştiren bütünleşik bir yapıya kavuştu. Yapay zeka destekli altyapı, satış, hizmet ve müşteri etkileşimlerini tek bir platformda toplayarak veriye dayalı karar alma gücünü ve operasyonel verimliliği en üst seviyeye taşıdı. Gökçelik’in dijitalleşme stratejisinin merkezinde yer alan bu proje, SAP Sales Cloud V2 sisteminin devreye alınmasıyla birlikte satış ekiplerinin performans takibi, teklif ve sipariş yönetimi ile müşteri memnuniyeti süreçlerinde yapay zekâ algoritmalarının gücünü kullanmaya başladı. Bu sayede müşteri davranışları daha öngörülebilir hale gelirken, Gökçelik veri temelli içgörülerle daha hızlı, isabetli ve stratejik kararlar alabiliyor.
“Bu proje kültürel bir dönüşüm”
Ekonomim’den Esra Özarfat’a konuşan Gökçelik Yönetim Kurulu Üyesi Burak Aras, dijital dönüşüm projelerinin kurum genelinde yarattığı etkiye değinerek, “Teknoloji yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bu proje, yalnızca bir yazılım geçişi değil; kurumsal kültürümüzün dijitalleşmesinde önemli bir dönüm noktası. Hedefimiz, sürdürülebilir büyüme için verimlilik, izlenebilirlik ve müşteri memnuniyetinde sürekli gelişim sağlamak” dedi.
Firmalardan
Togo, Beta Ayakkabı ile birlikte büyüyecek
2017’de yönetim değişimiyle birlikte Togo; teknolojiyle güçlenen, veriye dayalı kararlar alan ve müşteri deneyimiyle büyüyen bir yapıya dönüştü. Markalaşma ve vizyoner büyüme yolculuğunda önemli bir adım atan Togo, sürdürülebilir perakende, marka ekosisteminde devamlılık ve yerli markanın yeniden canlanmasında katkı sağlamak anlayışıyla konkordato süreci sonrasında Beta Ayakkabı’nın marka haklarını 2020 yılı itibariyle alarak yerli markalar arasında stratejik bir yatırıma imza attı.
Bu yatırım ile Togo, Türkiye ayakkabı ve moda perakendesinde ölçek ekonomisini büyütmeyi, yerli markaların rekabet gücünü artırmayı ve üretim-tasarım entegrasyonunu güçlendirmeyi hedefliyor.
Bu durum ile Togo, Türkiye ayakkabı ve moda perakendesinde ölçek ekonomisini büyütmeyi, yerli markaların rekabet gücünü artırmayı ve üretim-tasarım entegrasyonunu güçlendirmeyi daha da hedefliyor.
Togo CEO’su Ahmet Akkuş, markanın yenilenme felsefesini şöyle anlatıyor; “Togo bizim için sadece bir marka değil; geçmişle gelecek arasında bir köprü. 1937’den gelen bu mirası, bugünün tasarım diliyle ve teknolojisiyle yeniden anlatıyoruz. Hedefimiz, Türkiye’de ve dünyada ‘erişilebilir lüks’ kavramını Togo’nun dokunuşuyla tanımlamak.”
Togo, global trendleri birebir almak yerine Türkiye’nin kültürel kodlarını dikkate alıyor.
Renk, form ve malzeme seçimlerinde yerel hislerle global çizgileri birleştiriyor. Bu yaklaşım, Togo’yu hem zamansız hem de yenilikçi kılıyor. Mağazalarda ve dijital platformlarda hedef, samimi, konforlu ve kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunmak.
E-ticaret ve fiziksel mağaza deneyimini birlikte yürüttüklerini söylen Akkuş; “Müşteri kanalı değil, deneyimi seçiyor. O nedenle metriklerimizi de birleşik okuyoruz: tek envanter görünürlüğü, tek fiyat politikası, tek sadakat puanı ve çapraz iade/değişim. E-ticarette hız, bulunurluk ve kolay iade öne çıkarken; mağazada danışmanlık ve anında teslimat fark yaratıyor. “Araştır-çevrimiçi, satın al-mağazada” ve tersi akışları destekleyen mimarimiz sayesinde kanallar artık rekabet etmiyor; birbirini besliyor. Ekiplerimizin rolü de dönüşüyor: ürün anlatıcısı ve stil danışmanı yaklaşımıyla, kanallar arasında müşterinin yanında yürüyen bir yapıyı benimsiyoruz” dedi.
Togo CEO’su Ahmet Akkuş, “Togo olarak 1937’den bu yana Türk ayakkabı sektörünün en köklü temsilcilerinden biriyiz. Zamanında herhangi bir bağımız bulunmayan Beta Ayakkabı’nın konkordato sürecine girmesinden sonra markayı yaşatmak, korumak ve büyütmek adına çeşitli yatırımlarla bünyemize katarak hem üretim kapasitemizi hem de perakende ağımızı büyüttük, büyütüyoruz. Bu yatırım, sadece markanın korunması, yaşatılması ve perakendenin sürdürülebilir geleceğine atılmış bir adımdır. Özellikle son 5 yıldır bu arzu ile hareket ediyoruz. Amacımız, Türkiye’den doğan markaların gücünü birleştirerek uluslararası rekabet gücünü artırmaktır Togo’nun hikâyesi geçmişe saygı, bugüne ilham, geleceğe yatırım hikâyesidir.” dedi.
Togo, 2025 yılında online satışlarını %55, toplam satışlarını ise %36 oranında artırdı.
2026 itibarıyla Rize, Osmaniye, Niğde ve Van mağazalarının açılışıyla 18 şehirde faaliyet gösterecek marka, üç yıl içinde 40 mağaza hedefine ulaşmayı planlıyor. Yeni dönemde Anadolu’daki potansiyel şehirlerde açılacak mağazalarla Togo’nun büyüme hikâyesi mağaza yatırımlarındaki %30 artış ile devam edecek.
Firmalardan
Karnaval, Türkiye podcast pazarının büyümesine liderlik ediyor
Küresel dijital ses pazarı son yıllarda hızla büyürken, Türkiye yüzde 215,1’lik oranla dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Bu büyümenin en dinamik alanlarından biri ise podcast sektörü.
Türkiye’de podcast dinleme süresi günlük 45 dakikaya ulaştı. Podcast Index verilerine göre Türkiye’de 2025 itibariyle 20 binin üzerinde Türkçe podcast kanalı ve 400 binin üzerinde Türkçe podcast bölümü dinleyicilerle buluşuyor. Podcast dinleyici sayısı yalnızca 2024 yılında yüzde 26 arttı. Listen Notes verileri ile Podcast, Türkçe’yi dünyada en çok içerik üretilen 15. dil konumuna yükseltti. Radyo yayıncılığındaki köklü deneyimini dijital ses yayıncılığına taşıyan Karnaval, bu yükselişin en önemli aktörlerinden biri. Podcast, yalnızca bir eğlence biçimi değil; bilgiye erişimin, topluluk oluşturmanın ve markalarla bağ kurmanın güçlü bir dijital mecrasına dönüştü. Bu büyümenin merkezinde yer alan Karnaval, 2025 vizyonu doğrultusunda dinleyicilerini; içerik üreticilerini destekleyen ve markalara yenilikçi ses çözümleri sunan stratejisiyle Türkiye podcast pazarının büyümesine yön veriyor.
Radyoda yayıncılığındaki kalitemizi podcaste taşıyoruz
Türkiye’nin en kapsamlı podcast ağı olma hedefiyle yola çıktıklarını belirten Karnaval COO Ali Şahinbaş, “Radyo yayıncılığındaki güçlü mirasımızı ve geniş dijital erişim altyapımızı podcast alanında aynı kalite ve erişilebilirlikle sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda üreticiyle dinleyiciyi buluştururken ihtiyaçları gözetiyor, en uygun çözümleri hayata geçiriyoruz. Aralarında Yedik-İçtik (Deniz Alphan ve Hülya Ekşigil) – Bildiğin Kadarıyla (Erman Arıcasoy – Caner Dağlı), Anlatamadım (Ayşe Balıbey – Cem İşçiler) – Diyar Diyar Piksel (Canberk Balcı) gibi dikkat çekici projelerin yer aldığı 12 yeni orijinal podcastimizi yayın ağımıza ekledik. İç veya dış yapım fark etmeksizin ses reklamcılığındaki tecrübemiz sayesinde üreticileri doğru markalarla eşleştiriyor, geniş içerik havuzumuzla markaların hikâyesini en etkili şekilde anlatacak ve dinleyicilerle güçlü bir bağ kuracak podcastlerle buluşturuyoruz. 17 ayrı podcast başlığıyla 300’ün üzerinde podcast içeriklerimizi 2026 yılında da geliştirmeye ve yeni projeler eklemeye devam edeceğiz” dedi.
Gençler arasında en güçlü dijital mecra
Araştırmalar, podcast’in günlük yaşamın bir parçası olduğunu, dinleyici davranışlarında kalıcı bir yer edindiğini gösteriyor. Podcastler özellikle yürüyüşte (%29), çalışırken (%12), oyun oynarken (%8), toplu taşımada (%8) ve temizlik yaparken (%7) bizimle geliyor. Her üç dinleyiciden biri her gün, en az bir bölüm dinliyor. Gençlerde podcast tüketimi oldukça yoğun. Buna göre 12-34 yaş grubunun yüzde 66’sı son bir ayda en az bir bölüm podcast dinlediğini belirtiyor. Bu veriler, podcast’in özellikle gençler arasında en güçlü dijital içerik kanallarından biri haline geldiğini ortaya koyuyor.
Podcast, niş değil artık ana akım bir mecra haline geldi. Podcast pazarı ise, yalnızca dinleyici davranışları açısından değil markalar için de güçlü bir fırsat alanı oluşturuyor. Araştırmalar, podcast reklamlarının yüksek dönüşüm oranlarını ortaya koyuyor. Dinleyicilerin yüzde 78’i yayında duyduğu ürünleri araştırıyor, yüzde 57’si de o ürünü gerçekten satın alıyor. Bu tablo, podcast’in pazarlama, eğitim, topluluk oluşturma ve marka bilinirliği için artık vazgeçilmez bir mecra haline geldiğini gösteriyor.
-
Genel Haberler6 ay önceMayıs ayı üretici market fiyatları
-
Yenilikler6 ay önceAvşar’dan yeşil erik lezzetini yıla yayacak ürün: Tuzlu Erik
-
Genel Haberler5 ay önceİstanbul PERDER, teamüllere uymayan 3. dönem başkanlık ısrarına karşı!
-
Genel Haberler5 ay önceİstanbul PERDER’in katılmadığı TPF genel kurulu yapıldı
