Firmalardan
Global Restoran: Döneri dünya markası yapacağız
Global Restoran Yatırmları A.Ş.’nin Genel Müdürü Bahar Özürün, “2016 yılı bitmeden New York’da ilk KasapDöner’i açmayı planlıyoruz.
“Hamburger çocuklarına döner yedirmeye geliyoruz” sloganıyla ve sıra dışı reklamlarıyla tüketicinin aklında kalıcı bir yer edinen KasapDöner markasını da bünyesinde bulunduran Global Restoran Yatırımları A.Ş.’nin Genel Müdürü Bahar Özürün, Karşıyaka Mavibahçe AVM’de bulunan KasapDöner restoranında İzmir basınıyla bir araya geldi.
Sözlerine KasapDöner’in gelişim süreciyle başlayan Özürün, “İlk şubemizi 2010 yılında Üsküdar’da açtık. Şu anda yurt içi ve yurt dışında toplam 38 şubemiz var. Yıl sonuna kadar bu sayıyı 65’e çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Yakın zamanda “hamburgerin anavatanı” olarak bilinen ABD’nin New York şehrinde bir şube açacaklarını kaydeden Özürün, “2016 yılı bitmeden New York’da ilk KasapDöner’i açmayı planlıyoruz. Bildiğiniz gibi bizim döneri dünya markası yapmak gibi bir vizyonumuz var. Bu açılım da bu vizyonun en önemli hamlesi olacak” diye konuştu.
Anadolu’da zincirdöner restoranı bulunmadığını, bu nedenle bundan sonraki hedeflerinin Anadolu’ya açılmak olduğunu ifade eden Özürün, “KasapDöner markamızla hızlı bir büyüme trendi içindeyiz. Anadolu’ya açılma vizyonumuzun başında İzmir geliyor. Şu an içinde bulunduğumuz şube dışında İzmir’de yine Global Restoran Yatırımları A.Ş bünyesinde bulunan İkiSatır restoranımız bulunuyor. Anadolu’ya açılmayı İzmir’den başlattığımızı söyleyebiliriz. Anadolu’dan başka, bahsettiğimiz gibi yurt dışında da yeni şubelerle büyümek istiyoruz. Ancak şu an ABD en büyük hedefimiz. Yakın gelecekte başka ülkelerde de KasapDöner markasını görebilirsiniz” dedi. KasapDöner’in cirosunu bir yılda üçe katladığını belirten Özürün, “2015 yılında tüm şubelerimizde toplam 400 ton et sattık. 2014 yılında 12 milyon TL olan toplam ciromuzu 2015 yılında 36,5 milyon TL’ye ulaştırdık. Şu anda 38 şubemizde 490 kişiye istihdam sağlıyoruz. Yeni şubelerimizle bu rakam bine ulaşacak” diye konuştu.
“KIRMIZI ET FİYATLARINDA DÜNYA ŞAMPİYONUYUZ”
Toplantıda Türkiye kırmızı et piyasasını da değerlendiren Özürün, Türkiye’nin kırmızı et fiyatlarında “dünya şampiyonu” olduğunu ifade ederek, “Bu fiyatların kontrol altına alınması için piyasanın dışa açık hale getirilerek alınacak yüksek vergiyle yerli hayvancılığın sübvanse edilmesi gerek” diye konuştu. Karkas etin fiyatlarında artışın son dönemlerde yüzde 10’u geçtiğini, Ramazan ayı nedeniyle fiyatların daha da arttığını ifade eden Özürün, “Et fiyatlarında süreklilik gösteren artış hızlı büyümenin önündeki en büyük engel. Karkas etin kilogram fiyatı 25 lirayı geçmiş durumda. Böyle bir rakam dünyada yok. Bunun en önemli sebebi, kırmızı et piyasasının dışa kapalı bir piyasa olmasından kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.
Et fiyatlarının daha makul seviyelere çekilmesinin en uygun yolunun kırmızı et piyasasını dünyaya açarak alınacak vergilerle yerli hayvancılık sektörünün fonlanması olduğunu belirten Özürün, “Fiyat dengeleme amacıyla kısıtlı süreli olarak yapılacak ithalatlara konan vergilerle ciddi bir kaynak yaratılabilir. Bu da besi materyali başta olmak üzere yerli hayvan üreticilerine destekleme ve fonlama yönünde kullanılırsa et fiyatları sorununu kısa vadede olmasa da orta vadede ardımızda bırakabiliriz.
Dünya genelinde gıda fiyatlarının son beş yılın en düşük seviyelerine gerilediğini ifade eden Özürün, “Ülkemizde ise giderek artan bir trend var. Etteki durum ise çok daha vahim, gelire oranladığımızda et fiyatları ülkemizde astronomik düzeyde bulunuyor. ABD’de kişi başı GSMH 50.000 $ civarı iken 1 kg kıyma 22 TL ye karşılık geliyor. Türkiye’de milli gelir bunun beşte biri olduğu halde ortalama kıyma fiyatı 35 TL. Almanya’da ise 40.000 $ gelire karşın kıyma fiyatı 15 TL. Bu nedenle, ana girdisi et olan dönerde bizim açımızdan en zorlayıcı konu et fiyatları. “
Özürün, “Tavuk döner yazın da kışın da tehlikeli ama yazın tüketmek daha tehlikeli, çünkü tavuk çok çabuk bakteri üretip bozulabilen bir ettir. Tavuk etindeki bakteriler kırmızı etin aksine ölümcül sonuçlar doğurabilir. Dışarıda tavuk döner yerken insanların iki defa düşünmesi gerekir. 35 derece sıcağın altında şişe dizilip bütün gün pişirilen tavuk dönerler son derece sağlıksızdır. Tavuk döner soğuk ortamda üretilmeli, şoklandıktan sonra -18 derecede depolanıp soğuk zincir kırılmadan satış noktasına sevkedilmelidir. Bu şekilde kullanılan tavuk dönerin dışı pişerken iç kısımları hala donuk kaldığı için bakteri üreme riski taşımaz, ancak taze takılıp pişirilenlerde birkaç saat içinde kokuşma ve bozulma gerçekleşir. Tavuk dönerde diğer bir önemli kuralkullanıldığı gün mutlaka tüketilmesidir, kalan kısım varsa asla başka şekilde değerlendirmeye çalışmamalı ve imha edilmelidir” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.