Firmalardan
Kotányi, Türkiye’yi lojistik üs yapmayı hedefliyor
Avusturyalı baharat şirketi Kotányi, Türkiye’de pazar payını yüzde 12’den yüzde 20’ye çıkarıp bu yıl 3 milyon adet cam ambalajda ürün satmayı hedefliyor.
Şu anda Avrupa’da 21 ülkede ürünleri satılan ve Asya ile Ortadoğu’ya girmek isteyen Kotányi, Türkiye’yi lojistik üs yapmayı hedefliyor. Kotányi Türkiye Genel Müdürü Gökhan İnceoğlu, “Şirketin 4’üncü jenerasyon temsilcisi Erwin Kotányi, Türkiye’yi Doğu’ya açılacağı lojistik üssü yapmayı hedefliyor. Yani Türkiye, Kotányi’nin Doğu‘ya açılacak kapısı olacak” dedi.
Macaristan’da 1881 yılında kurulan baharat şirketi Kotányi, 2009’da girdiği Türkiye’de pazar payını yüzde 12’den yüzde 20’ye çıkarıp bu yıl 3 milyon adet cam ambalajda ürün satmayı hedeflerken Türkiye’yi Doğu’ya açılan kapısı yapmayı planlıyor. Şu anda Avrupa’da 21 ülkede ürünleri satılan ve Asya ile Ortadoğu’ya girmek isteyen Kotányi, Türkiye’yi lojistik üs yapmayı hedefliyor. Kotányi Türkiye’nin Genel Müdürü Gökhan İnceoğlu, “Türkiye, Kotányi’nin köprüsü olacak. Şirketin 4’üncü jenerasyon temsilcisi olan Erwin Kotányi, Türkiye’yi, Doğu’ya açılacağı lojistik üssü yapmayı hedefliyor. Türki Cumhuriyetler’e, Ortadoğu’ya gidecek mallar Türkiye’den gönderilecek. Yani Türkiye, Kotányi’nin Doğu’ya açılacak kapısı olacak” diye konuştu.
Hedef 3 milyon adet satmak
Şirketin global cirosunun 200 milyon euroya yaklaştığını ifade eden İnceoğlu, Türkiye’nin global arenadaki rolüne yönelik potansiyelini tam olarak gösteremediğini, Kotányi olarak Türk lezzetlerini dünya mutfaklarına sunduklarını söyledi. Gökhan İnceoğlu, Kotányi markasıyla tüm dünyada satılan kekik, çam fıstığı, karanfil, pul biber, sumak, nane ve çörek otunu Türkiye’den aldıklarını sözlerine ekledi.
Türk pazarında özellikle değirmen ve cam ürünlerde iddialı olduklarını belirten İnceoğlu, “Dünyanın en çok tercih edilen gurme lezzetlerinden biri olan Kotányi, Avrupa’da lider konumda. Kurumun başarısının ardında iş yenilikçiliği, etik değerleri, kalite ve insan sağlığına verdiği önem yatıyor. Global pazarda 4 bin 500 ürünümüz var. Türkiye’de ise 103 olan ürün sayımızı cam ambalaja koyarak 60’a çekeceğiz. Bütün ürünlerimizi cam ambalajda satacağız. İnsanlar aldıkları baharatı net olarak görecek. Geçen yılki ciromuz 14 milyon liraydı. Bu yıl hedefimiz 3 milyon adet cam ambalajlı ürün satmak” diye konuştu.
Doğal aroma korunuyor
Kotányi’yi gurme lezzet yapan özellikleri de sıralayan İnceoğlu, şöyle devam etti:
“Kotányi, tedarik sisteminin tüm aşamalarında insan sağlığı ve doğal aromayı korumaya büyük özen gösteriyor. En ileri teknolojiyi kullanarak Avrupa kalite standartlarının üzerinde üretim yapıyor. Dünyanın dört bir yanından en kaliteli otlar ve baharatları seçiyor. Baharatları özelliklerini koruyacak şekilde işliyor. Uygun koşullarda saklandığından, Türk Gıda Kodeksi’nce belirlenen mikrobiyel faaliyet seviyesinin halihazırda altında. İhtiyaç duyulması halinde sağlığa zararlı ve kansorejen etki taşıyan ışınlanma yöntemi ile değil, buharla sterilizasyon ve fırınlanma yöntemi kullanıyor. Pul biberde bulunan aflotoksinin yok edilmesi için insan sağlığını tehdit eden ışınlanma yöntemini kullanmıyor. Ürünleri uzun süre tazeliğini koruyabilmesi için, hava ve su geçirmeyecek şekilde özel filtreli, 6 kat dikişli aroma korumalı ambalaj kullanıyor. Baharatların içine asla yabancı madde, boya, kimyasal koruyucu veya sap, dal karıştırmıyor. Bu sayede koruduğu keskin aromasından dolayı 2 kat fazla kullanım sağlıyor.”
Firmalardan
Sultan Etçi, PLAT Zirvesi’nde platin sponsoru olarak yer aldı
Bu yıl 9. su düzenlenen ve sektörün en prestijli organizasyonlarından biri haline gelen Private Label Zirvesi, 1.700 katılımcı ve 4.500 başvuru ile yoğun ilgi gördü. Hızlı tüketim ürünleri sektörünün dinamiklerini, yenilikçi çözümleri ve geleceğe yönelik fırsatlarını ele alan zirve, dolu dolu bir programla sektör profesyonellerini bir araya getirdi. Sultan Etçi de, bu önemli organizasyonda Platin Sponsor olarak yer aldı.
Sultan Etçi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, zirvede yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Private Label Zirvesi, sektörümüzün yenilikçi çözümler, rekabet avantajları ve müşteri beklentilerine yönelik stratejiler geliştirmesi için eşsiz bir buluşma noktası. Firmamız uzun yıllardır private label sektörüne, BİM, ŞOK, A101 zincir marketleri ile hizmet vermektedir. Firmamız Sultan Et markasıyla %100 yerli sermayeyle 1973 yılında Ankara’da kuruldu. Bugün 300’den fazla barkod ürün çeşidimizle ülkemizin her noktasına ulaşabilmiş olmanın gururunu yaşıyoruz.
Sürdürülebilir büyümenin kalite, kontrol, verimlilik ve yeniliklere dayalı olduğunun bilinciyle yatırımlarımızı ve enerjimizi hep bu alanlara yönelttik.
Uygulamakta olduğumuz toplam kalite yönetim sistemleri ile tüm süreçlerimizi optimize edip risklerimizi yöneterek standart, güvenilir, verimli ve sürdürülebilir üretim gerçekleştiriyoruz. Ar&Ge bölümümüz, ürettiğimiz geleneksel ürünleri yeni teknoloji ve bilimsel çalışmalarla buluşturarak sektörde takip edilen ürünler üretmeye devam ediyor. Bu çalışmalardan doğan yeni ‘aç bitir’ ürün yelpazemiz Ocak ayında raflarda tüketicimiz ile buluşacaktır.
51 yıllık köklü geçmişimizden aldığımız güçle, her zaman değişen koşullara hızlı uyum sağlıyor ve tüketicilerimize ulaşmanın yeni yollarını arıyoruz.’’
Firmalardan
DFN’den çikolata kaplı badem dolgulu yeni nesil hurma: Tangesir
DFN, Türkiye pazarına sunduğu “Tangesir” ile atıştırmalık kategorisine yeni bir soluk getiriyor. Pozitera’nın 20 yıllık perakende deneyimiyle DFN, sağlıklı ve şık bir alternatif sunan bu yenilikçi ürünüyle dikkat çekiyor. Tangesir, önümüzdeki dönemde Türkiye genelinde birçok satış noktasında tüketicilerle buluşacak.
DFN, hurmayı yalnızca bir meyve olmaktan çıkararak atıştırmalık kategorisinde yeni bir standart belirliyor. Türkiye pazarına “Tangesir” adıyla sunulan bu yenilikçi ürün, günlük hayatın keyif anlarını zenginleştiren özel bir lezzet deneyimi sunuyor. Özenle seçilen hurmalar, doğal olgunlaşma sürecini tamamladıktan sonra üstün kaliteli çikolata ve taze bademle buluşturuluyor.
Her damak tadına hitap eden Tangesir, hem şık hem de pratik bir atıştırmalık olarak günün her saatine eşlik ediyor. DFN Türkiye’nin uzmanlığıyla üretilen bu özel ürün, sağlıklı ve rafine lezzetler arayanlar için vazgeçilmez bir seçenek olma özelliği taşıyor.
DFN yönetim kurulu başkanı Birol Şengel, Tangesir’in Türkiye pazarına girişini şu sözlerle değerlendirdi: “Sağlıklı ve lezzetli atıştırmalık kategorisine yenilikçi bir soluk getirmeyi amaçlıyoruz. Bu yalnızca bir başlangıç; önümüzdeki dönemde ürünümüzü geniş bir satış ağıyla benzersiz bir şekilde daha fazla tüketiciyle buluşturmayı ve Türkiye’ye olan yatırımlarımızı hız kesmeden büyütmeyi hedefliyoruz.”
DFN, üretim sürecinin her aşamasında kalite ve güvenlik standartlarını titizlikle uygulayarak, hurmaların seçilmesinden paketlenmesine kadar her adımı dikkatle kontrol ediyor. Üretici iş ortaklarıyla kurduğu güçlü iş birlikleri sayesinde, lezzet ve kaliteyi bir araya getiren Tangesir, şimdiden dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Tangesir, yakın zamanda Türkiye genelinde çok daha fazla noktaya yayılma hedefiyle büyüyor.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.