Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

“Avrupa’nın bizden öğrenecek çok şeyi var!..”

Editör
Abone Ol:

BESD-BİR Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) Başkanı Dr. Sait Koca, “Köy tavuğu olarak satılan tavukların büyük çoğunluğu, kesime giden yumurta tavukları…” dedi. BESD-BİR Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği 27-30 Nisan 2017 tarihleri arasında Antalya’da yapılan 4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi kapsamında düzenlediği basın toplantısında sektör hakkında merak edilen soruları yanıtladı. Kaya Palazzo Convention Center’da yapılan toplantıda, BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca, Kongre Başkanı Prof.Dr.Necmettin Ceylan ve BESD-BİR Genel Sekreteri Prof.Dr. Ahmet Ergün hazır bulundu.

Sözlerine tavuk eti konusunda bilimsel gerçeklere dayanmayan bilgi kirliliğine değinerek başlayan BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca, “Kanatlı eti, Türkiye’deki gıdalar içerisinde en sağlıklı gıdalardan birisidir. Bu kadar iddialı konuşabiliyorum. Çünkü biz üretimin her aşamasını bilen bir sektörüz. Üretimin her aşaması bizim kontrolümüzde. Civciv üretiminden, anne babadan, kuluçkalık yumurta üretiminden hatta anne babanın anne babasının üretiminden başlayarak pazara kadar takip eden bir zincirimiz var. ‘Tavuk eti sağlıklı mı değil mi?’ tartışması konusunda hiçbir tereddüdünüz olmasın. Söylediğim gibi tavuk eti en sağlıklı gıdalardan biri” dedi.

Köy tavuğu olarak satılan tavukların büyük çoğunluğu, kesime giden yumurta tavukları…

Bugün piyasada köy tavuğu olarak satılan ürünlerin yüzde 95’inin köy tavuğu olmadığını, organik tavukta da durumun pek farklı olmadığını belirten Dr. Sait Koca, sözlerine şöyle devam etti: “Köy tavuğu olarak satılan tavukların büyük çoğunluğu, verimini doldurduktan sonra kesime giden yumurta tavukları. Kart tavuk da diyebilirsiniz. Ambalaja girip güvenilir kontrollerinin yapılmış olması lazım. Gerçek manada organik, doğal ya da köy tavuğu talep ediliyorsa ve bunu talep eden müşteri de varsa biz de üretiriz, o da bir üretim modelidir. Ama artık bu kadar üretimi bu modelle üretmemiz mümkün değil. Kişi başına 23 kg. tüketimden bahsediyoruz. Bu günde 4-5 milyon arası hayvan kesimi demektir”.

Gezen tavuk, nerede geziyor, neye bulaşıyor, hiç bilemezsiniz?

Gezen tavuk, kapalı tavuk tartışmasına da değinen BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca, her ikisi arasında lezzet veya besin değeri olarak hiçbir fark olmadığını söyledi ve asıl tartışılması gerekeninin kapalı ve açık alan farkı olduğunun altını çizdi. “Sağlıklı olması açısından bizim hayvanlar hep kontrol altındadır. Zamanında aşısı yapılır. Hasta olursa tedavi edilir ” diyen Koca, “Tavuğun gezmiş olması besin değeri olarak bir artı değer getirmiyor. Ama hijyen açısından soru işareti var, nerede geziyor, neye bulaşıyor, bilemiyorsunuz. Kuş gribi olaylarının çıkma kaynağı hep bu açıktaki hayvanlar. Kuş gribi kümese geldiğinde üçüncü güne hayvan kalmıyor hepsi ölüyor. Tüketiciye ulaştırılacak hayvan kalmıyor, üreticiyi de tamamen bitiriyor. Tavukçuluğun en hassas konusunun biyogüvenlik olduğunu düşünüyoruz. Sektör olarak biyogüvenlik eğitimlerine 25 yıl önce başladık. Bizim kümeslerimize hastalığın girmemesi için her türlü önlemi alıyoruz. Avrupa’nın bizden öğreneceği çok şey var” dedi.

Dünya’da ticari kullanım amaçlı hormon üretimi yok, hiç de olmadı…

Sorular üzerine antibiyotik ve hormon kullanımına açıklık getiren Dr. Sait Koca, “ Dünya’da ticari kullanım amaçlı hormon üretimi yok, hiç de olmadı. Birileri söylüyor ama kesinlikle yok. Bir ürünü niye kullanırsınız? 10 kuruş harcama yapar ve 11 kuruş almaya bakarsınız. Hormonla 10 kuruş harcarsanız 8 kuruşluk gelir elde edersiniz. Soruyorum siz üretici olsanız kullanır mısınız?“ dedi. Türkiye’de son 10 yılda yemde tüm antibiyotiklerin yasaklandığını ve zaten kullanılmadığını söyleyen Koca, sektör olarak ilaç olarak kullanılan antibiyotiği dahi kullandırmamaya çalıştıklarını ifade etti. “Dünya’da antibiyotikli yem yapımı azalıyor. Ama bu bizi ve AB’yi hiç alakadar etmiyor. Biz de zaten yasak. ABD, Brezilya’da serbest olmasına rağmen onlar da azaltıyorlar” dedi.

33 ülkeden bilim insanları ve uzmanlar, 4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi’nde…

Türkiye’nin toplam kanatlı eti, kuluçkalık yumurta ve civciv üretiminin yüzde 94’ünü karşılayan üreticilerin çatı örgütü olan Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR), sektörün bilim ve teknolojiyi paylaşması, yayması ve dünyaya daha güçlü entegrasyonunu sağlamak üzere 2011’den bu yana yılda iki kez Uluslararası Beyaz Et Kongresi düzenliyor.

Bu yıl dördüncü kez düzenlenen Kongre, 26-30 Mayıs tarihleri arasında Antalya’da 33 ülkeden önemli bilim insanı, uzman ve sektör paydaşlarının katılımı ile yapılıyor. 1.500 kişinin katıldığı Kongre kapsamında alanlarında uzman kişiler tarafından 19 oturumda toplam 70 bildiri sunulacak.

 

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

AYD, deprem bölgesindeki yardım çalışmalarına devam ediyor

Editör

Yazar:

6 Şubat tarihinde meydana gelen deprem faciasının ardından AYD, üye firmalar ve AVM’ler bölgede yaşayanların yardımına koştu. AYD ve üye şirketler tarafından deprem bölgesine yardım paketleri gönderildi. Ülke genelindeki AVM’lerin büyük çoğunluğu, AFAD ile koordineli bir şekilde yardım merkezi olarak faaliyet gösterdi. AVM’lerde kan bağışı stantları kuruldu. Bölgedeki uygun durumda olan AVM’ler, gece barınma ihtiyacı için kapılarını 24 saat açık tuttu. AVM yatırımcıları tarafından bölgeye çok sayıda ısıtıcı, battaniye, giysi, hijyen seti, bebek bezi, bebek maması, gıda ve su ulaştırıldı. Depremi takip eden günlerde yapılan ayni ve maddi yardımlara ek olarak bobcat, vinç, ekskavatör, forklift, kepçe, loader, jeneratör, aydınlatma kulesi, konteyner gibi teknik ekipmanlar AYD üyesi firmalar tarafından bölgeye sevk edildi.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan AYD Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Şapkacı, “Öncelikle Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.  Bu zor günlerde, AYD olarak acıları hafifletmek için elimizden gelen tüm desteği veriyoruz. Bu bağlamda, ilk aşamada deprem bölgesindeki farklı noktalarda 15 aşevi kurduk. Depremin ilk günlerinden bu yana bu aşevlerinde günde 45 bin kişiye sıcak yemek ulaştırıyoruz. Elâzığ dahil 11 ilimizde toplam 27 AVM bulunuyor. Bunlardan 17’si şu anda hizmet veriyor. Onunda ise küçük çaplı ve mekanik tadilatlar devam ediyor. Yurt dışından beklenen yedek parçalar gibi çeşitli nedenlerden ötürü bu AVM’lerimizin önümüzdeki aylarda yeniden açılmalarını bekliyoruz. Önümüzdeki normalleşme sürecinde de şartları uygun olan AVM’lerimiz STK’lar ile iş birliği halinde etkin şekilde çalışmaya devam edecek.” dedi.

Depremin perakende sektörüne etkisi

Yaşanan büyük depremlerin perakende sektörüne etkilerine de değinen Şapkacı, şunları söyledi: “Bu süreç, çok doğal olarak bölge sakinleri başta olmak üzere tüm milletimizi moral ve motivasyon anlamında derinden etkiledi. Depremin ilk haftasında ülke genelinde ziyaretçi girişleri yaklaşık %30-35 oranında düşerken ilerleyen haftalarda bu düşüş %15-20 seviyelerine oturdu. Mart ayı ziyaretçi girişlerine baktığımızda ise deprem öncesine göre yaklaşık %10 oranında bir düşüş gözlemlediğimizi söyleyebiliriz. Bu da bize bir toparlanma izlenimi veriyor. Bununla birlikte hem ziyaretçi sayılarında hem de cirolarda net etkiyi görebilmemiz ancak AYD bünyesindeki tüm AVM’lerimizden ilk çeyrek sonuçlarının ulaşması ile mümkün olacak. Ziyaretçi sayıları ve ciro gelişimini AYD – Akademetre iş birliği ile çeyrek bazda yayınladığımız AVM Perakende Endeksi ile takip ediyoruz. İlgili dönemin verileri ulaştığında çıkan tabloyu daha net olarak görüp paylaşabileceğiz.”

AVM’ler, ekosistemiyle birlikte Türkiye ekonomisine katma değer sağlıyor

Açıklamasında AVM’lerin oluşturduğu ekonomik değer hakkında da bilgi veren Şapkacı: “Ülkemizde bulunan 444 AVM, içinde yer alan markalarla birlikte önemli bir ekosistem meydana getiriyor. Bu ekosistem, üretim, lojistik, altyapı da dahil olmak üzere birçok farklı sektörü kelebek etkisiyle besliyor. 50 milyar dolar yatırım hacmine sahip olan sektörümüzde AVM ekosistemi içerisinde 2,1 milyon kişiye istihdam sağlanıyor. AVM ekosistemi içerisinde yaratılan toplam gelir 2021 yılında 388 milyar TL iken, 2022’de 624 milyar TL olmuştur. Sektörümüz ayrıca Türk markalarının yurt dışına açılımlarını destekleyerek katma değer oluşturuyor.” dedi.

Devamını Oku

Genel Haberler

Şubat ayı üretici market fiyatları

Editör

Yazar:

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri yaptığı yazılı basın açıklamasında değerlendirdi.

Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 251,6 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Elmadaki fiyat artışını yüzde 229 ile kuru üzüm, yüzde 218,7 ile limon, yüzde 216,9 ile kırmızı mercimek, yüzde 180,8 ile kuru incir, yüzde 176,3 ile pırasa, yüzde 159,7 ile marul, yüzde 159,6 ile ıspanak, yüzde 150,7 ile maydanoz takip etti.

Elma 3,5 kat, kuru üzüm 3,3 kat, limon ve kırmızı mercimek 3,2 kat, kuru incir ve pırasa 2,8 kat, marul ve ıspanak 2,6 kat ve maydanoz ise 2,5 kat fazlaya markette satıldı.

Üreticide 5 lira olan elma 17 lira 58 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 82 lira 24 kuruşa, 5 lira 25 kuruş olan limon 16 lira 73 kuruşa, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 43 lira 86 kuruşa tüketiciye satıldı.”

Market fiyatları

“Şubat ayında markette 41 ürünün 31’inde fiyat artışı, 10’unda fiyat azalışı görüldü.

Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,4 ile domates oldu. Domatesteki fiyat artışını yüzde 28 ile karnabahar, yüzde 21,8 ile lahana, yüzde 20,4 ile dana eti, yüzde 17,7 ile patlıcan takip etti.

Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 15,3 ile ıspanak oldu. Ispanaktaki fiyat düşüşünü yüzde 6,2 ile yeşil mercimek, yüzde 6,0 ile limon, yüzde 2,7 ile mısırözü yağı izledi.”

Üretici fiyatları

“Şubat ayında üreticide 33 ürününün 19’unda fiyat artışı olurken, 5’inde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.

Şubat ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 22,5 ile patates oldu. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 12,5 ile limon, yüzde 8,7 ile lahana, yüzde 6,3 ile maydanoz, yüzde 5,5 ile ıspanak izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,9 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 67,6 ile kuru soğan, yüzde 57,5 ile karnabahar, yüzde 54,3 ile domates, yüzde 47,8 ile portakal, yüzde 47,4 ile kabak takip etti.”

Fiyat değişimlerinin sebepleri

“Üreticide patlıcan, domates, kabak ve salatalıkta havaların soğuk gitmesi nedeniyle arzdaki azalma fiyatları yükseltti.

Kuru soğanda depodaki ürünlerin azalması ve yeni ürün hasadının başlamamış olması fiyatları artırdı.

Portakal, karnabahar, havuç ve pırasada hasadın sonuna gelindiğinden arzdaki azalmadan kaynaklı fiyat yükselişi oldu.

Arz ve talepteki değişim et fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Patates, limon, beyaz lahana, maydanoz ve ıspanakta arzdaki artışla birlikte ürünlerin fiyatları düştü.”

Şubat ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre şubat ayında, ocak ayına göre, üre gübresi yüzde 10,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 4,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 2,2 ve DAP gübresi yüzde 2,1 düştü.

Geçen yılın şubat ayına göre ise son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 71,2, DAP gübresi yüzde 44,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 42,4, üre gübresi yüzde 14,9 ve amonyum sülfat gübresi ise yüzde 1 oranında arttı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 11,5 düştü, son bir yıla göre ise yüzde 38,7 oranında arttı. Besi yemi şubat ayında ocak ayına göre yüzde 0,9, süt yemi yüzde 2,7, son bir yılda besi yemi yüzde 59,5, süt yemi ise yüzde 60,7 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 23,9 oranında arttı.

Gübre fiyatlarında son dört aydır düşüş yaşanmaya devam ediyor. Üretim sezonunda çeşidine göre yüzde 400’leri aşan fiyat artışları, gübre kullanımının azalması ve geçen yıla göre baz yılı etkisiyle yıllık artış yüzde 1 ile yüzde 71,2 aralığında kaldı. Üretim maliyetlerinin düşürülebilmesi için gübre fiyatlarının tekrar artmamasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Üreticimiz, verim ve kalite unsuru olan gübreye erişimde sorun yaşamamalıdır.

Ürün maliyetinin artmaması, üreticinin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için tüm girdilerde de fiyatların makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.”

Devamını Oku

Genel Haberler

BİM’den deprem bölgesinde ücretsiz ürün dağıtımı

Editör

Yazar:

Başta Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman ve Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu Anadolu’yu ağır bir şekilde vuran, son yılların en büyük deprem felaketinin ardından depremzedelere yardım için zamana karşı mücadele ediliyor.

İlk andan itibaren yardım çalışmalarına destek veren BİM resmi kurumlarla işbirliği içinde 20 bin adedin üzerinde battaniye, tek kişilik ve çift kişilik yorganlar, çocuklar için binlerce yorgan, battaniye, atkı, bere, eldiven, sweatshirt, polar, kışlık oduncu gömlek, ayakkabı, yetişkinler için üst ve alt polarlar, kazaklar ve ısıtıcılardan oluşan 100 bine yakın ihtiyaç malzemesini TIR’larla bölgeye gönderdi. Ayrıca afet bölgesindeki depolarından AFAD aracılığıyla temel ihtiyaç maddeleri sevkiyatına da devam ediliyor.

BİM deprem bölgesindeki yüzden fazla mağazasında da temel ihtiyaç ürünlerini güvenlik güçlerinin gözetiminde halka ücretsiz dağıttı.

BİM de depremden ağır etkilendi

Tüm Türkiye’yi yasa boğan depremde çok sayıda BİM çalışanı yaşamını yitirirken, 60’ın üzerinde çalışanı hâlâ enkaz altında kurtarılmayı bekliyor.

Bölgede bulunan BİM mağazalarından yaklaşık 500’ü ağır hasar gördü. BİM azami sayıda mağazayı tekrar açabilmek için çalışmalarını hızla sürdürüyor.

BİM’den yapılan açıklamada öncelikli hedeflerinin bölge halkının günlük hayatındaki ihtiyaçlarına yönelik alışveriş yapabilmesi için mağazaları çalışabilir duruma getirmek olduğu belirtildi.

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER