Genel Haberler
Küresel lüks tüketim ve kozmetik sektörü büyümede hız kesti
EY’nin bu yıl 5.’sini açıkladığı Lüks Tüketim ve Kozmetik Sektörü Finansalları Raporu’na göre sektör üst üste ikinci yılda da büyümede yavaşlama gösterdi.
EY, Lüks Tüketim ve Kozmetik Sektörü Finansalları 2015 Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Dünyanın önde gelen lüks tüketim ve kozmetik markalarının halka açık verilerinin yanı sıra sektör liderlerinin görüşlerini de içeren raporun sonuçlarına göre sektör genelinde büyüme 2013 yılının ardından 2014’te de daralma gösterdi. 2013 yılında yüzde 7 büyüme kaydeden küresel kişisel lüks tüketim piyasasının değeri 2014 yılında yüzde 3 artış göstererek 224 milyar euro olurken, küresel kozmetik piyasasında büyüme 2013 yılı ile aynı oranda yüzde 3,6 büyüdü ve 181 milyar euroya ulaştı.
Sektörün perakendede yaşanan sıçramanın etkisiyle geçtiğimiz 10 yıllık dönemde iki basamaklı büyüme kaydettiğini belirten EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Kıdemli Müdürü Deniz Turhan konu ile ilgili şunları söyledi: “Küresel lüks tüketim ve kozmetik sektörünün büyümede üst üste ikinci yılda da daralma göstermesi, sektörün olgunluk periyoduna girdiğine işaret ediyor. Şirketler içinde bulunduğumuz dönemde daha sürdürülebilir büyüme oranları, efektif ve maliyet odaklı perakende yatırımları ve farklı dağıtım stratejilerine odaklanıyor. Batı ülkelerindeki görece elverişli görünüme rağmen, ekonomik ortam karmaşık durumunu koruyor. Para birimlerindeki dalgalanmalar ve seyahat perakendesi öneminin giderek artması şirketlerin fiyatlama stratejileri üzerinde etkili oluyor. Öte yandan Çin ve Rusya gibi önemli gelişmekte olan pazarlarda trendin negatif olduğunu görüyoruz. Asya-Pasifik ve Latin Amerika bölgeleri 2014 yılında küresel kozmetik piyasasının yaklaşık yarısını oluşturdu. Japonya ve diğer Asya-Pasifik pazarları ise ivme kazanıyor.”
Yavaşlamaya rağmen görünüm pozitif
EY’nin bu yıl 5.’sini açıkladığı rapor lüks tüketim ve kozmetik şirketlerinin karlılığı ile ilgili önemli veriler içeriyor. Rapora göre faaliyet karları satışlardaki yavaşlamadan net bir şekilde olumsuz etkilendi. Borsada işlem gören sektör şirketlerinin ortalama karı 2013’e oranla 1 yüzde puan gerileme gösterdi. Öte yandan sektör genelinde 2017 itibariyle yüzde 4 ile 6 arasında bir yıllık büyüme kaydedileceği öngörülüyor.
Küresel kozmetik sektöründe uzun vadede pozitif bir seyir beklediklerini dile getiren Turhan, “Orta segment müşterilerinin yüksek kaliteli ve inovatif ürünlere olan talebi kozmetikte istikrarlı büyümeye öncülük edecek” değerlendirmesini yaptı.
Küresel lüks tüketim sektörünün iki basamaklı büyümeden uzaklaşmasına rağmen sektörün, Türkiye’de 2014 ve 2015 yıllarında sabit bir büyüme yakaladığını vurgulayan Turhan, “Yeni lüks AVM ve mağaza açılışları ve lüks otel zincirlerinin pazara girişi İstanbul’u bir lüks tüketim merkezi haline getiriyor. Bu durum özellikle Orta Doğu’dan ekonomik gücü yüksek turistleri ülkemize çekiyor. Orta sınıfın genişlemesi, lüks AVM ve otel açılışları sayesinde 2016-2020 yılları arasında da Türkiye lüks tüketim pazarının büyüme trendini sürdüreceğini öngörüyoruz” diye konuştu.
Lüks tüketim ve kozmetik sektörüne yönelik küresel talebin turistik tüketimin desteğiyle halen yukarı yönlü bir trend izlediğinin belirtildiği raporda, para birimlerindeki dalgalanmalar ve yerel regülâsyonların talebi olumsuz etkiliği değerlendirmesi yapılıyor. Doların güçlü seyrini korumasının etkisiyle ABD’lilerin lüks tüketim ürünlerine yönelik talebi 2015’te yüzde 6 yükseliş gösterirken, turistik tüketimin de dâhil edildiği tabloda talep ülke genelinde yüzde 2 artış gösterdi. Euronun Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemesi ile zayıf seyrettiği 2015’te, Avrupa’da lüks tüketim ürünlerine yönelik talep yüzde 1 yükseliş kaydetti. Turistik tüketimin dâhil edildiği tabloda bölge genelinde talep artışı ise yüzde 4 olarak gerçekleşti. Raporda, eurodaki değer kaybının sektörü tüm bölgeler genelinde dengesiz bir fiyat yapısına sürüklediği ifade ediliyor.
Yerel tüketicinin lüks tüketim tercihi Türkiye’den yana
Euro ve dolar kurlarındaki yukarı yönlü hareketin 2015 yılında lüks tüketim sektöründe birim fiyatların artmasına neden olduğunu dile getiren Turhan, “Türkiye’deki lüks ürünlerin büyük çoğunluğunun ithal olması nedeniyle fiyatlar kur dalgalanmalarına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Kur dalgalanmalarının yarattığı fiyat artışına rağmen, garantiler ve satış sonrası hizmetler nedeniyle yerel tüketicilerin de lüks ürünlerin büyük çoğunluğu Türkiye’den almayı tercih ettiği görülüyor” dedi.
Online lüks tüketim piyasası 11 yılda 20 kat büyüdü
Güncel sektör trendlerinin yer aldığı EY raporunda online lüks tüketim piyasasının son 11 yılda 20 kat büyüme gösterdiği ve 2014’te total satışların yüzde 5’ini oluşturduğu belirtiliyor. 2013’te bu oran yüzde 4,5 seviyesindeydi. Perakendecilerin online satışlarda halen en iyi performans gösteren oyuncular olduğunun vurgulandığı raporda, bireysel markaların online satıştaki yükselişine dikkat çekiliyor.
Çin en büyük tüketici olmayı sürdürüyor
Küresel lüks tüketim ve kozmetik sektörü piyasasının üçte birini oluşturan Çin, ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen en büyük tüketici ülke olmayı sürdürüyor. Çin’in lüks piyasasının değeri 2014 yılında 2013 yılına paralel olarak 15 milyar euro seviyesinde gerçekleşti. Raporda Çin’deki saat ve erkek giyimi ve deri ürünlerine yönelik talepte yavaşlama yaşandığının belirtilmesinin yanı sıra Çinli tüketicilerin yurtdışından satın alım yapma eğilimlerinin olduğu ifade ediliyor. Raporda Çinli tüketicilerin Kore ve Japonya’dan satın alım yapmayı tercih ettikleri ve 2014 yılında Çinlilerin bu ülkelere gerçekleştirdikleri ziyaretlerde yüzde 61 artış yaşandığı da belirtiliyor.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.