Genel Haberler
Türkiye’nin geleceği Işık Üniversitesi’nde tartışıldı
Işık Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen Global İşletme Araştırmaları Kongresi (Giak-2015) ile iş dünyasının önde gelen isimleri ve akademisyenler biraraya geldi.
İş dünyasının önde gelen isimleri ile akademik dünyayı bir araya getiren Global İşletme Araştırmaları Kongresi Işık Üniversitesi Şile Oditoryumu’nda gerçekleşti. Kongrenin ilk gününde yapılan panellerde, iş insanlarının Türkiye’deki gelişmelere bakışı ve kişisel değerlendirmeleri tartışıldı. Kongre Başkanı Prof. Dr. Suat Teker açış konuşmasında, “İlki bu yıl Işık Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen, akademik katılımcılar ve iş dünyasının önemli temsilcilerini bir araya getirdiğimiz bu kongrede; gelecek yıllarda yine konusunda uzman daha çok sayıda bürokratı ve siyasetçilerimizi görmeyi arzuluyoruz. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girerek, güçlü bir ekonomik yapıya sahip olma hedefine ulaşabilmek için bilgi paylaşımına açık olan bu etkinliklerin önemli katkısı olduğuna inanıyorum. İşletme ve yönetim bilimlerinin tüm alt alanlarını kapsayan bu kongrede, pazarlama, yönetim organizasyon, stratejik yönetim, finans, muhasebe, denetim, insan kaynakları, sağlık yönetimi, yönetim bilişim sistemleri, lojistik ve dış ticaret konularının tamamını kapsıyoruz” diyerek katılımcılara teşekkür etti.
FMV Işık Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kaytaz, “Türkiye’nin orta gelir düzeyinden yüksek gelir düzeyine çıkabilmesi için bu kongrede tüm soruların cevaplanmasını sağlamayı arzu ediyoruz. Aktif iş hayatının içinden gelen ve iş dünyasının sorunları ile yoğrulmuş başarılı katılımcılarımız, tecrübelerini biz akademisyenlerle paylaşarak aşılamayan sorunlara ışık tutma fırsatı bulacak” dedi.
Açış konuşmalarının ardından, keynote konuşmacı olarak Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan ATEŞ, Türkiye hakkında değerlendirmelerini ve geleceğe bakışını anlatan bir konuşma yaptı. ATEŞ, “Global İşletme Araştırmaları Kongresinin keynote konuşmacısı olmak benim için onurdur. Dünya ekonomisi eskisi kadar hızlı büyüyemiyor. 2002-2008-2014 yıllarını değerlendirdiğimizde, 2002-2008 yıllarını değerlendirdiğimizde 34 trilyon dolardan 62 trilyon dolara gelişmiş %11.Oysaki 2008-2014 yıllarına baktığımızda ortalama büyüme%4’lere düşüyor. Yalnız kompozisyonda önemli bir değişiklik var gelişmiş ülkeler %80’den 61’e düşerken ekonomik gelişmekte olan ülkelerin ekonomik toplamı %39’lara çıkıyor. Bunun tabi en önemli nedeni gelişmiş ülkeler ilk 6 yılda %8, ikinci altı yılda %2 büyürken, gelişmekte olan ülkelerin %19 ile %8 ortalamaları sağlayarak; 7 trilyon dolardan 31 trilyon dolara ekonomi toplamlarını çıkarmalarıdır” dedi.
GT Trust Finansal Yönetim Firması Yönetici Ortağı Pınar Eczacıbaşı, “Türkiye’nin son 20 yılda büyük bir ivme kazandığı bir gerçek. Bir çerçeve çizersek finans sektörü 20 yıl önceki halinden bu haliyle çok daha sağlıklı, çok daha sağlam temellere dayanan bir sektör. Tabi arada yaşanan krizlerle zayıf olanlar elendi. O yıllardaki güven bunalımı maalesef ki Türkiye ekonomisini çok ciddi etkiledi. Ancak ondan sonra alınan reformlarda daha ayakları sağlam basan kurumlar meydana getirdi. Türkiye’de ne oluyor? Faiz politikası ile kur baskısı var. Türk lirasında 2015 yılı başından beri ciddi bir değer kaybı söz konusu. Bu değer kaybı da Türkiye’nin finansman yükünü arttırıyor. Bütün bunlar baktığınızda bizim için çok önemli göstergeler. Yatırım oranında da güveni sarsıyor.
Çok ciddi olan bir konu da bütçe disiplini. Bütçe disiplinini tutturmak şart, bu tutturulmadığında da tabi ki mali politikaların da zarar görmesi söz konusu oluyor. Türkiye büyüme rakamlarına ulaştığı gibi son yıllarda bu büyüme hızında ciddi bir düşüş maalesef yaşanıyor. Türkiye’nin %3-3.5 büyüme hızı potansiyelin çok altında kalıyor. Bununda mutlaka bu ivmeyi kazandırmak için, faiz politikalarının, kur politikalarının dengeli bir biçimde kurulması gerekiyor. Özel sektörün oynayacağı role de baktığınız zaman alternatif finansman kaynaklarının mutlaka geçmesi gerekiyor ki; yatırımlar yapılabilsin. Emek piyasası üzerindeki vergi yükününde azaltılması gerekiyor. Türkiye 20 yıl içerisinde çok ciddi yol kat etti, ciddi gelişmelere sahne oldu. Ancak bugün Türkiye’nin halen göz önünde olan çok ciddi bir işsizlik sorunu var. Bugün Işık Üniversitesi’ndeyiz, bende Işık Lisesi mezunu olarak çok yakinen tanıdığım bir kurum. Şuanda eğitimli işsizler ordusu yaratmış durumundayız, bunun neredeyse eğitimsiz işsizlerden daha büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum. İşsizlik cari açık her zaman Demokles’in kılıcı gibi boynumuzda. Mevcut Türk lirasının değer kaybetmesi gibi sorunlar kapımızda” diyerek pek çok soruna değindi.
Troy Holding İcra Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Turhan konuşmasında dış borca değindi ve şunları söyledi; “Türkiye’nin dış ticaret hacmi 400 milyar dolar. Türkiye’nin 410 milyar dolar dış borcu var. 2000’li yıllardan önce kamunun dış borcu daha fazla orandayken, şimdi özel sektörün borcu daha yüksek seviyelere çıkmıştır. Dış borç üretken bir yatırım olarak gitmiyor ise geometrik olarak bu durumun Türk ekonomisine yük olacağını düşünüyorum. Bu konuda bankacılarımızın ve finans sektöründen arkadaşlarımızın dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum.”
Ticaret Kanunu’ndaki gerçek şeffaflık henüz tamamlanmadı
Coface Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Belkıs Alpergun, “Bankaların finansmanlarını açmasıyla büyük bir gelişme yaşadık. Türkiye’de özellikle kobi ağırlıklı şirketlerin oranlarının aslında çok iyi olduğunu gördük. Bu nedenle Türkiye, ticari ülkelerin ticari kabiliyetleri üzerine yaptığı derecelendirmede A4 seviyesine yükseldi. Ama şuanda tekrar B’deyiz. 2010-2011 büyümelerinden sonra 2012’deki belki de istekle yapılan küçülmenin arkasından gelen yıllarda çok ciddi problemi yeniden yaşamaya başladık. Bu problem eskilere çok benzemiyor, belki de bir evrenin sonuna gelindiğini gösteriyor diye düşünüyorum. Bu süreçte çok iyi yaptığımız şeyler; finansal sektörün yapılanması ve şirketlerimizin bu anlamda finansmana daha kolay ulaşmasının sağlanması, belki de doğru değerlendirme ve derecelendirmelere kulak kabartması diye bakılabilir. Ama ticaret kanunundaki çok istediğimiz gerçek şeffaflık henüz tamamlanmadı.
Ernst &Young Şirketi Ortağı Feridun GÜNGÖR ise vergi reformlarının ve vergi sisteminde dijitalleşmenin önemine değindi. Güngör, “Türkiye’nin büyümesiyle vergi politikalarının çok doğrudan bir ilişkisi var. 2000’li yıllar nasıl ki bir Türkiye’de yapısal dönüşümün yaşandığı, reformların gerçekleştirildiği bir dönem olduysa, aslında bununla eş zamanlı olarak yapılan, vergi ile ilgili pek çok köklü düzenlemelerin bu gelişmeler üzerinde etkisi olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Gelir vergisi oranları %50’nin üzerindeydi, kurumlar vergisinin oranları %30’du, ancak ortaklara dağıtma oranları %50’lerin üzerine çıkan bir vergileme söz konusuydu. Bu dönemde yapılan değişikliklerde gelir vergisi oranındaki en yüksek oran %35’e, kurumlar vergisi ise %20’ye düşürüldü. O dönemlerde vergi rekabeti, sermayeyi çekmek, doğrudan sermaye ve portföy yatırımları çekmek açısından çok yoğun olarak her ülke tarafından kullanılıyordu. Türkiye o dönemlerde aslında çok doğru şeyler yaparak, bu uluslararası rekabete cevap verecek vergi politikalarını uyguladı. Vergi oranlarını düşürdü, vergi yasalarından daha yatırım yapılabilir düzenlemeler yaptı. Kurular vergisi kanunu çok temel bir kanun. Bu kanun 2000’li yılların ortasında yeniden yazıldı ve bu kanun iş ve yatırım ortamını, yabancı ve doğrudan sermayenin, portföy yatırımlarının Türkiye’ ye daha fazla yönelmesine yönelik bir anlayışla tasarlandı. %99.8 oranında beyanname bugün elektronik olarak yapılıyor, elektronik defter, elektronik fatura uygulamaları devreye konuldu. Bugün itibariyle bakıldığında oldukça yaygınlaştığını görüyoruz. Bankacılık sistemi tahsilatlarda kullanılıyor. 26 banka vergi dairesine gitmeyi gerektiren bir sistemden, kolay bir sisteme girdi. Dijitalleşmeyi en çok uygulayan ve bunu başaran vergi dairesi oldu” dedi.
“Global Markalaşma” konusundaki panele; Saat&Saat Perakende Koordinatörü Ahmet ELER, Tefal Türkiye Perakende Direktörü Tuncer GÜLSANAR, ECE İş Geliştirme Müdürü Onur İLHAN ve Zomato Türkiye Pazarlama Müdürü Haldun ÖZ katıldı.
“Girişimcilikte Son Trend: e-Ticaret ve Akıllı Uygulamalar” konusundaki panele; markado.com pazarlama müdürü Saygın KARABAY, armut.com kurucusu Başak TAŞPINAR DEĞİM, bitaksi.com kurucusu Turancan SALUR ve rafinera.com Kurucusu Didem ALTINBAŞAK TULGAN konuşmacı olarak katıldı.Kongrenin ikinci gününde ise yönetim bilimlerinin tüm alt alanlarını kapsayan konularda (pazarlama, stratejik yönetim, finans, muhasebe, sağlık yönetimi) akademik bildiri sunumları yapıldı.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.