Firmalardan
Pet şişeye alternatif ambalajlama Primo’dan “Bag in Box” yatırımı
Sıvı ambalajlamada gelecek sonunda geldi.
Türkiye’nin en büyük esnek üretim tesisine sahip olan Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi, koli içine konan Alupet torba olarak bilinen “Bag in Box” ve ayakta duran modelleri olan “Doypack” ambalajlarına ilişkin bir üretim hattı kuruyor. Pet şişelere alternatif sıvı ambalaj modeli olarak da nitelendirilen Bag in Box ve Doypack, ABD ve Avrupa ülkelerinde uzun süredir yaygın olarak kullanılıyor. Primo, yeni yatırımıyla bu yenilikçi uygulamayı pek çok avantajıyla birlikte yerli üreticilerin dikkatine sunuyor.
100 aşkın kategoride, ülkemizde örneği olmayan üretim ve dolum entegrasyon yapılanmasıyla hizmet veren Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi, İstanbul Tuzla’daki fabrikasına yeni bir hat ekleyerek, “Bag in Box” üretimine Ağustos ayında başlıyor. 250 bin dolarlık yeni bir yatırımla tesis içinde 12 metrelik bir üretim hattı oluşturuldu. Bu hatta, bobin halinde alınan iki veya üç katmanlı Alupet Bag in Box ürün malzemesi, 1 litreden başlayarak 25 litreye kadar üreticilerin ihtiyacına yönelik değişik boylarda torbalar olarak üretilecek.
Ayakta duran, baskılı Doypack modellerin üretimi ise 1 litre ve 6 litre olarak iki ayrı seçenek ile sunulacak. İstenirse kolay taşınabilmesi için tutamak da ayrıca bu modellere eklenebilecek.
Hedef, sıvı ürün işletmecileri
Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Salvo Bahar, Bag in Box kullanımının yurt dışında çok yaygın olduğunu, ülkemizde de kısa sürede özellikle endüstriyel kullanım ve marketlerdeki genel tüketim ürünlerinde Pet ve Pe’ye alternatif olarak yaygınlaşacağına inandığını söyledi. Bahar, “Sıvı ürün ile ilgili taşıma yapan, bunları saklamak durumunda olan tüm işletmeler burada öncelikli hedefimiz. Özellikle tarımsal ürün işleyen; süt yağ, içecek ürünleri üreten, sağlayan gıda şirketleri açısından Bag in Box, iş akışını hayli kolaylaştıran bir uygulama” dedi. Primo olarak öncelikle 10 ve 20 litre aralığındaki Bag in Box hacimlerinin üretimine ağırlık vereceklerini dile getiren Salvo Bahar, Bag in Box ve Doyapack’e geçiş yapacak işletmelere, isterlerse hem ambalajı, hem dolum yapabilecekleri makine hattını tedarik edebileceklerini belirtti. Bahar, alternatif olarak fason dolum hizmetini de her zamanki gibi Primo bünyesinde, makine yatırımı yapmadan da sunabileceklerini sözlerine ekledi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.