Genel Haberler
Ramazan ayı öncesi üretici ve market fiyatları
“Üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını takibe devam ediyoruz. ‘Ramazan fırsatçılığı yapılmasın’ diyoruz”.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2007 yılından bu yana her Ramazan ayı öncesinde, gıda tüketiminin artmasından dolayı fiyatların spekülasyonla yükseltilmesini önlemek için yürüttükleri çalışmalara ve uyarılara bu yıl da devam ettiklerini belirtti. Bu çalışma ve uyarılarının amacının, fiyat artışlarının üreticilerden mi, yoksa aracı veya perakendecilerden mi kaynaklandığı konusunda doğru bilgiler sunmak, tüketicinin ödediği fiyattan üreticilerin ne derece yararlanabildiğini ortaya koymak, suni fiyat artışlarını önlemek olduğunu vurgulayan Bayraktar, “En büyük sorunumuz üretim planlaması. Bu olmayınca ürünümüz para etmiyor. Çiftçimiz kazanamıyor, tüketicimiz makul fiyatlarla ürün satın alamıyor. Biz bunu hep dile getiriyoruz. Son 10 yıldır, her ay araştırma yapıyor ve kamuoyuna açıklıyoruz” dedi.
Ramazan öncesi aylık değişimler
Ramazan öncesi market fiyatlarına baktıklarında; geçen ay sonuna göre, 6 üründe fiyat değişimi görülmezken, 14 üründe azalma, 13 üründe ise fiyat artışı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kuru kayısı, kuru incir, süt, zeytinyağı, toz şeker ve tavuk eti fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşü, yüzde 34,97 ile en fazla domateste meydana geldi. Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 19,17 ile sivri biber, yüzde 18,15 ile havuç, yüzde 15,21 ile patlıcan, yüzde 14,43 ile kabak izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 24,94 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat artışını, yüzde 8,57 ile Antep fıstığı, yüzde 7,10 ile limon takip etti.
Üretici fiyatlarına baktığımızda ise; geçen ay sonuna göre 12 üründe fiyat değişimi görülmezken, 9 üründe azalma, 8 üründe ise fiyat artışı meydana geldi. Maydanoz, çilek, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm, kuru incir, Antep fıstığı ve zeytinyağı fiyatlarında değişim görülmezken, fiyatı en fazla düşen ürün, yüzde 60,77 ile domates oldu. Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 42,67 ile sivri biber, yüzde 34,94 ile marul, yüzde 23,50 ile havuç izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 266,67 oran ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 36,04 ile patlıcan, yüzde 6,21 ile iç fındık, yüzde 5,77 ile yumurta takip etti.”
Bu yıl ve geçen yıl Ramazan öncesi fiyatlar
Bu yıl ve geçen yıl Ramazan ayı öncesi fiyatları karşılaştırdıklarında, market raflarında fiyatı en çok artan ürünün domates, fiyatı en çok düşen ürünün ise kuru incir oldu, bu dönemde üreticide ise fiyatı en çok artan ürün patates olurken, fiyat düşüşünün en çok yeşil soğanda görüldüğünü belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Bu dönemde market fiyatlarında 6 üründe azalma, 29 üründe ise fiyat artışı meydana geldi.
Markette en fazla fiyat düşüşü yüzde 17,95 ile kuru incirde görüldü. Kuru incirdeki fiyat düşüşünü yüzde 16,30 ile yeşil soğan, yüzde 16,54 ile limon izledi. Buna karşılık, fiyatı en fazla artan ürün yüzde 103,25 ile domates oldu. Domatesteki fiyat artışını yüzde 61,01 ile nohut, yüzde 57,77 ile patates, yüzde 49,82 ile kiraz, yüzde 45,42 ile elma takip etti.
Bu yıl ve geçen yıl Ramazan ayı öncesi fiyatlarını karşılaştırdığımızda, üretici fiyatlarında, 10 üründe azalma, 21 üründe ise fiyat artışı oldu.
Üreticilerde en fazla fiyat düşüşü yüzde 38,64 ile yeşil soğanda görüldü. Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 33,33 ile kuru kayısı, yüzde 18,80 ile marul, yüzde 17,18 ile limon, yüzde 16,67 ile maydanoz izledi. Buna karşılık, fiyatı en fazla artan ürün yüzde 280 ile patates oldu. Patatesteki fiyat artışını yüzde 175 ile kuru soğan, yüzde 114,75 ile domates, yüzde 70,50 ile patlıcan, yüzde 65,17 ile nohut takip etti.
Bilindiği gibi Ramazan her yıl 10 gün geriye gelmektedir. Bundan dolayı Ramazan öncelerinde aynı iklim şartları yaşanmadığı için mevsimsel etkiler de fiyat farklılıklarına neden oluyor.”
“Ramazan boyunca kesimlik hayvan sıkıntısı olmayacak”
Gıda tüketiminin arttığı Ramazan ayının, fiyatlarda yukarı yönlü bir baskıyı da beraberinde getirdiğini, Odalarla yaptıkları görüşmelerde edindikleri izlenimin, bu yıl Ramazan boyunca kesimlik hayvan sayısında sıkıntı olmayacağı yönünde olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şöyle konuştu:
“Dolayısıyla et fiyatlarında artış beklentimiz yoktur. Fiyatların bu şartlarda mevcut seviyesini koruyacağını düşünüyoruz. Aksi değişimler spekülatif hareketlerin habercisi olacaktır.
Kırmızı et üretimi, 2015 yılında yüzde 14, 2016 yılında ise yüzde 2,1 büyümüştür. 2014 yılında 1 milyon ton olan kırmızı et üretimi, 2015’de 1 milyon 150 bin tona, 2016’da ise 1 milyon 170 bin tona yükselmiştir. Kırmızı et üretimi, Ocak-Mart dönemleri itibarıyla, 2015’de yüzde 13,8, 2016’da yüzde 13 büyümüşken, 2017’de yüzde 2,3 azalmıştır.
Bu küçülmede küçükbaş hayvancılıktaki daralma etkili olmuştur. Çünkü söz konusu dönemde sığır eti üretimi değişmezken, koyun eti üretimi yüzde 10, keçi eti üretimi ise yüzde 38,3 gerilemiştir.
Kırmızı et tüketiminin çok büyük bölümü, yüzde 90’ı sığır etinden karşılanmaktadır. Ramazan açısından koyun ve keçi eti üretiminde meydana gelecek düşüşün, halkımızı çok etkilemeyeceği görülmektedir.
Yine de mevcut veriler bize, koyun ve keçi eti üretimine daha çok önem vermemiz gerektiğini göstermektedir. Türkiye’nin büyükbaş hayvan eti üzerindeki baskının hafifletilmesi açısından özellikle küçükbaş hayvancılığa ağırlık vermesi gerekmektedir. Küçükbaş hayvancılık Anadolu coğrafyasına çok uygundur. Zaten kırmızı ette, sığır etinin en önemli ikamesi koyun, keçi etidir.
Üretim desteklenirse, et ve süt piyasasında istikrar sağlanırsa, et ithalatı söylemleriyle üreticilerimiz tedirgin edilmezse kırmızı ette bir sorunumuz olmayacağı açıktır. Üretimimiz artmaya devam eder. Bunu gerçekleştiremezsek, geçmişte olduğu gibi çiftçimizin cebinde kalacak milyarlarca doları yabancı ülkelerin çiftçilerine aktarmış oluruz. Hem çiftçimiz hem ülkemiz kaybeder. Bu yüzden kırmızı et üretimimizi 1,5 milyon tonun üzerine çıkarmalıyız. Bunun için de hem üretim hem de üretici desteklenmeye devam edilmelidir.
2016 Ramazan öncesi, dana eti market fiyatı kilosu 39 lira 59 kuruşken, 2017 yılında yüzde 12,62 artışla 44 lira 58 kuruşa çıkmıştır. Aynı dönemde üretici fiyatları yüzde 11,24 oranında artarak 24 lira 83 kuruştan 27 lira 62 kuruşa yükselmiştir.
Kuzu eti fiyatlarına baktığımızda; 2016 Ramazan öncesine göre, market fiyatları yüzde 9,47 oranında artışla, 44 lira 93 kuruştan 49 lira 18 kuruşa, üretici fiyatları ise yüzde 28,72 artışla, 25 lira 59 kuruştan 32 lira 94 kuruşa çıkmıştır.
Ette üretici fiyatlarındaki artışın esas nedeni yem ve besilik dana fiyatlarındaki yükseliştir. Nisan ayı itibarıyla son bir yılda yemlerden, arpada yüzde 36,1, mısırda yüzde 27,5, kepekte yüzde 28, yemlik buğdayda yüzde 21,9, ayçiçeği tohumu küspesinde yüzde 17, besi yeminde yüzde 20 artış meydana gelmiştir. Besilik dana fiyatı yine Nisan ayı itibarıyla son bir yılda yüzde 8,2 oranında artmıştır. Yemde KDV, yüzde 8’den yüzde 0’a indirildiği halde, üreticimiz bundan yararlanamamış, fiyatlarda enflasyonun çok üzerinde bir artış meydana gelmiştir. Hep söylüyoruz, besilik dana ve özellikle yem maliyetlerinde düşüş sağlanmadan üretici fiyatlarının inmesi mümkün değildir. Ağırlıklı olarak fabrika yemi kullanan besicilerimize yem desteği verilmelidir.”
Not: Hal, pazar ve market verileri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Mersin illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış fiyatlarıdır. Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.