Firmalardan
Hedef Türkiye’de “Perkon” markalı OT/VT ürünleri üretmek
1997 yılında sadece barkod okuyucuların (kalem ve CCD) satış ve servis hizmetlerini vererek başladığı 80 milyon Dolar cirosu olduğu tahmin edilen OT/VT sektöründe, sürekli ürün yelpazesini ve çalışan sayısını arttıran Perkon, 2010 yılını 25 milyon dolarla kapatmak istiyor.
2009 yılını 15 milyon dolar ile kapatmasına rağmen 2010 yılındaki bu sıçramaya, ilaç sektöründe karekod uygulamasına geçilmesinin de etkisi olduğuna dikkat çeken Genel Müdür Mehmet Köseoğlu, firmalarının çözüm ve ürünleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Perkon olarak 14 yıl önce başladığımız yerden çok ileride bir ürün, hizmet ve servis ağına ulaştık. Barkod okuyucular (lazer, CCD, imager (2D)), proximity/RFID okuyucular, barkod etiket yazıcılar, endüstriyel el terminalleri/EDA/PDA, barkodlu teraziler, fiyat-gör ve kiosk çözümleri, araçta muhasebe donanım çözümleri, personel devam kontrol sistemleri, endüstriyel barkod okuma sistemleri gibi geniş bir ürün ve çözümlerimiz ile Bilişim 500 verilerine göre sektörün kendi alanında lider firmasıyız.”
Perkon markalı ürünler pazar lideri oldu
Bugüne kadar ülkemizde satılan OT/VT ürün markalarının büyük çoğunluğunun uluslararası olması ve bu firmaların arasındaki satın alma, birleşmelerden ithalatçı firmaların çok etkilendiğini dikkat çeken Köseoğlu, “Perkon kendi markasını yaratarak bu satın alma, birleşmelerden en az etkilenen firma olmayı başardı. Tabii ki asıl amacımız ürünleri ülkemizde üretebilmektir. Bunun için de sektördeki firmalardan çok daha fazla AR-GE yatırımı yapıyoruz. İlk adım olarak kendi markamızı yarattık ve 8 farklı ürünü pazarında lider hale getirdik. Bunun devamında da genişleteceğimiz ürün yelpazemizle çözümlerimizi pekiştireceğiz” diyor.
“Aslında ülkemizde OT/VT ürünlerinin getirdiği avantajlardan tam anlamıyla yararlanıyoruz diyemeyiz” şeklinde konuşan Köseoğlu, bunun sebebinin OT/VT sektöründeki ürün ve çözüm sağlayıcı firmaların sadece belli sektör ve çözümlere fokus olmalarından kaynaklandığına inanıyor. “Ülkemizde farklı sektörlere, farklı çözümlerle OT/VT’nin avantajlarını anlatabilirsek ülkemizdeki pazarın büyüklüğünü 150 milyon USD civarlarına çıkacağını düşünüyorum” diyen Köseoğlu, OT/VT donanım ve çözümlerinin sağladığı avantajları şu başlıklarla sıraladı:
• Üretimde kalite, depolama, sevkiyat hatalarını ortadan kaldırır/düşürür,
• Doğru ürün olması gereken zamanda üretilir,
• Doğru ürün doğru zamanda sevk edilir,
• Stok yönetimi çok daha hızlı ve hatasız olur,
• Üretimde; mamül hazırlamadan nihai üretim ve depolamaya kadar geçen evreler adım adım hatasız takip edilebilir.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.