Firmalardan
Salvo Bahar: Türkiye üreterek kazanacak
Farklı yapılanmasıyla Türkiye’de yeni bir üretim konseptine imza atan Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi, bugün 100’ü aşkın iş kolunda anahtar teslimi fason ürün üretimi gerçekleştiriyor.
Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Salvo Bahar, Türkiye’nin nitelikli iş gücü ve dinamik nüfusunun sadece tüketim potansiyeli olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizerek dış ticaret açığının üretime odaklanılarak azaltılabileceğinin altını çizdi.
Salvo Bahar, Avrupa, Kafkasya ve Ortadoğu’daki yeni tüketim pazarlarına yakınlık ve hızlı servis gibi özellikler nedeniyle Türkiye’nin potansiyelinin yükseldiğini söyleyerek, Türkiye’nin uluslararası pek çok dev firmaya hizmet sunabilme yetkinliğinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bahar, ithal edilen birçok ürünün aslında iyi bir planlama ile Türkiye’de üretilebileceğini de söyleyerek, Türkiye’deki üretim gücünün daha iyi değerlendirilmesi gerektiğini aktardı. İş adamlarının global gelişmeleri iyi takip etmek zorunda olduklarını ifade eden Bahar, ülke ekonomileri için üretim gücünün her zamankinden daha önemli olduğunu paylaştı.
Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi olarak Türkiye’de örneği olmayan çeşitlilikte ürün üretme yeteneğine sahip olduklarının altını çizen Salvo Bahar, özellikle perakende sektöründe çözüm arayan yerli-yabancı her firma ile çalıştıklarını, isteğe göre düşük ya da yüksek adet ve anında satış odaklı olarak hızlı üretim sunabildiklerini söyledi. Salvo Bahar, “Perakende sektörü, dinamiklerin hızla değiştiği ve gelişmelere çok çabuk cevap verilmesi gereken bir sektör. Bu sektörde yer alan firmaların kendilerini her yeni duruma uyarlamaları zaman zaman sıkıntılara sebep olabiliyor. İşte bu noktada esnek yapılanmamızla, sektördeki eksiklikleri ve ihtiyaçları anında tespit edebiliyor ve çözüm sunabiliyoruz. Tüm bunların yanı sıra iş hayatının en sıkıntılı noktası olan üretim kısmında, iş dünyasını çok rahatlatabilecek çözümlerimiz var. Primo alarak, özellikle perakende sektöründe hizmet veren ve sıcak pazarlama teknikleri kullanan uluslararası ve ulusal firmaların taleplerine cevap verebiliyoruz” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.