Firmalardan
Barilla, Sürdürülebilir Tarım Projesi ile mahsulü artırıyor
Uluslararası Sürdürülebilir Tarım ve Çevre Konferansı’nda konuşan Barilla Hammadde Tedarik Direktörü Dr. Cesare Ronchi, hem üreticiler hem de gezegen için daha iyi sonuçlar elde etmelerini sağlayan modellerini Türkiye’de de uyguladıklarını ve benzer sonuçlar hedeflediklerini söyledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Selçuk Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ve 16 ülkeden yüzlerce akademisyen, mühendis, araştırmacı ve sektör profesyonelini bir araya getiren Uluslararası Sürdürülebilir Tarım ve Çevre Konferansı Konya’da gerçekleştiriliyor. 3 Ekim tarihinde sona erecek olan ve TÜBİTAK, ABD North Dakota Üniversitesi, Sabelas Maret Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, Uluslararası Mısır ve Buğday Geliştirme Merkezi (CIMMYT) ve ICARDA – Uluslararası Kurak Alanlar Tarımsal Araştırma Merkezi’nce de desteklenen konferansta tarım ve çevre politikaları masaya yatırılıyor.
Konferansın “Sürdürülebilir Tarım ve Biyoteknoloji” konulu açılış oturumunda “Barilla Sürdürülebilir Tarım Projesi ve Milano Protokolü” başlıklı bir sunum yapan Barilla Hammadde Tedarik Direktörü Dr. Cesare Ronchi, şirket olarak sürdürülebilirlik konusunda gerçekleştirdikleri uygulamaları ve elde ettikleri sonuçları aktardı. Tarihi 138 yıl öncesine dayanan Barilla’nın, sürdürülebilirlik felsefesini, tarladan sofraya ‘Senin için iyi, gezegen için iyi-Good for you, good for the planet’ mottosuyla özetlediğini aktaran Ronchi, şirket olarak 2014 yılında hacimde yüzde 3 büyümelerine ve üretimlerini 1.7 milyon tondan 1.8 milyon tona çıkarmış olmalarına rağmen, su tüketimi ve karbon emisyonunu azaltmayı başardıklarını kaydetti. Ronchi, şöyle devam etti: “En kritik aşama olan tarımsal üretimde ise, doğru ve uygun tohum seçiminin yanı sıra arazide ve üretimde bilimsel teknik uygulamalara dayanan projemiz sonucunda, karbon ayak izi ve maliyetlerde yüzde 30’a varan azalma sağladık. Hasat edilen mahsulde yüzde 20’lere varan artışlara ulaşıldı. Geliştirdiğimiz sürdürülebilirlik modeli ile hem üreticiler hem de gezegen için en iyiye ulaşmanın mümkün olabileceğini gösterdiğimize inanıyorum.”
Ronchi, “Sürdürülebilir tarım modelimizi, üretim tesislerimizin bulunduğu tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de uygulamayı hedefliyoruz. Verimli, çevre dostu ve üreticiler için kârlı olan bu modeli, Türk tarımı, Türk araştırmacıları ve Türk üreticileri için başarılı bir örnek olarak yaşama geçirmek en büyük arzumuz” açıklamasını yaptı.
Türkiye’de durum buğdayı üretim çalışmalarını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü ile birlikte Orta Anadolu’da sürdürdüklerini belirten Ronchi, “Bu aşama tamamlandıktan sora amacımız, bunu Türkiye’nin değişik bölgelerinde de gerçekleştirebilmek ” dedi.
“Sürdürülebilir bir gelecek için umutluyuz”
Ronchi, konuşmasında ayrıca Barilla Gıda ve Beslenme Merkezi’nin (BCFN) öncülük ettiği Milano Protokolü’ne de değindi. Vakfın, tüm dünya için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek adına akademisyenleri, STK’ları ve bilim insanlarını bir araya getirdiğini aktaran Ronchi, oluşan bu sivil girişimin, her yıl israf edilen 1 milyar tonu aşkın gıdayı insanların tüketimine sunabilmek, gıdaya erişimi herkes için eşit kılmak; sürdürülebilir tarım için yeni politikalar geliştirmek; açlık ve obezite ile mücadele etmek için Milano Protokolü’ne imza attığını hatırlattı. Ronchi, “Bugün geldiğimiz noktada İtalyan Hükümetinin sahiplendiği protokol, EXPO 2015’te Milano Bildirgesi’ne dönüştü ve Birleşmiş Milletlere devredilerek, tüm dünyaya mal oldu. Tüm bu süreç, geleceğimiz adına üretilebilecek çözümler için bize gurur ve umut veriyor” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.