Firmalardan
Fast-food pazarında liderliği hedefliyor
Domino’s 2020 yılı itibariyle 74 milyar TL’lik Türkiye yeme-içme pazarının yüzde 43’ünü oluşturan ve 5-15 TL arasında harcama yapan tüketicilere odaklanacak.
2018 yılında 736 milyonTL’lik sistem satışı gerçekleştiren Domino’s, 2019’da bu rakamı 845.7 Milyon TL’ye çıkardı. Toplam 74 Milyar TL’lik Türkiye yeme-içme pazarı içinde, 1.8 Milyar TL’lik pizza segmentinin yarısını domine eden Domino’s, yeni stratejisiyle 2020 yılında 1 milyar TL’lik ciro elde etmeyi hedefliyor. Pizza dışında çok daha geniş bir segmente hitap etmeyi planlayan marka, 74 milyar TL’lik pazarın yüzde 43’ünü oluşturan ve 5-15 TL arasında harcama yapan tüketicilere odaklanacak. Domino’s 2020’de ayrıca, yüzde 0.9 pay aldığı, 35 Milyar TL’lik take-away pazarından da daha fazla pay alarak büyümeyi amaçlıyor.
Domino’s, Türkiye ile birlikte Rusya, Gürcistan ve Azerbaycan’ı kapsayan DP Eurasia yapılanmasında da 2019’u büyümeyle tamamladı. 2018’de 1 Milyar 125 milyon TL’lik sistem satışı gerçekleştiren DP Eurasia, yüzde 21.8’lik büyüme gerçekleştirerek 2019’da bu rakamı 1 milyar 370 milyon TL’ye yükseltti. Tüm dünyadaki Domino’s’lar arasında en hızlı büyüyen ülke olan Rusya ise, 2019 yılında 203 şubeye ulaştı.
Türkiye ve bölgedeki büyümeyle DP Eurasia’nın toplam şube sayısı 2019 sonu itibariyle 765 oldu. Bu şubelerin 521’ini franchise’lar oluşturuyor. Domino’s Türkiye ise 11’i AVM’lerde olmak üzere, Türkiye genelinde 15 yeni şube açarak restoran sayısını 550’ye yükseltti. 2019’da bir önceki yıla oranla dükkan başına yüzde 13 büyüme ile toplamda yüzde 15 büyüme sağlayan Domino’s, 2019 yılının son üç ayında ise dükkan başına yüzde 20 büyüme yakalamayı başardı.
Bu büyümede Domino’s içinden çıkarak yeni franchise’lar kuran 80 yatırımcının etkisi büyük. DP Eurasia, 2020 yılında 65 ila 80 yeni şubeyi hayata geçirmeyi planlıyor.
Son 5 yılda dijital kanallara 12 milyon TL olmak üzere operasyon, üretim ve benzeri alanlara toplam 23 milyon TL’lik teknoloji yatırımı yapan Domino’s’un 2019 yılındaki büyümesinde teknoloji ve inovasyon çalışmaları yine etkili oldu. Teknolojideki yenilikçi yaklaşımıyla 30 dakikada evlere pizza servisi hizmeti veren bir şirket yerine, “pizza satan bir teknoloji firması olarak” tanımlanan marka, veriye dayalı pazarlama stratejisi ve kullandığı teknolojilerle Türkiye’nin dijital dönüşümüne de katkıda bulunuyor.
Domino’s’un dijital cirosu, 2019 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 33.5 arttı. Evlere servis gelirlerinin yüzde 64’ünü e-ticaretten sağlayan, bu oranı 2020 yılında daha da yukarılara taşımayı planlayan Domino’s, kısa süre içinde telefonla sipariş dönemine son vererek operasyonlarının büyük bölümü dijitale taşıyacak. Böylece Domino’s’ta bir süre sonra siparişler için telefon çalmayacak.
2019 yılı içinde Ar-Ge Merkezi’ni de hayata geçiren Domino’s’un bir teknoloji firması olduğu, bu girişimiyle devlet tarafından da tescillenmiş oldu. Şirket operasyonlarının giderek dijitalleşmesi ve inovasyon çalışmalarının ağırlık kazanmasıyla 2019 yılında her iki Domino’s çalışanından biri developer ya da analist olarak görev yapmaya başladı.
2019 yılında Domino’s’un kendi online platform satışlarının yüzde 86’sı mobil kanallardan geldi. Dijital mecralarda uyguladığı pazarlama stratejisiyle mobil aplikasyon indirme oranını da yüzde 100 artıran Domino’s, tüketicilerin bugüne kadar 4 milyon aplikasyon indirmelerini sağladı. Mobil aplikasyon cirosu ise geçen yıla göre yüzde 24 arttı.
Domino’s, 2020 yılında da yenilikçi teknoloji uygulamaları ile fark yaratacak. Sipariş hızını artırmaya yönelik olarak yoğun şubelere yerleştirilecek olan kiosklar, motorculara destek verecek çevre dostu elektronik bisikletler, tüketicilerin açık havada iken rahatça sipariş vermelerini sağlayacak hot-spot uygulamaları, WhatsApp üzerinden sipariş verme özelliği gibi birçok yeni servisle Domino’s, 2020’de de müşteri memnuniyetini artırarak hızla büyümeye devam edecek.
Firmalardan
Sultan Etçi, PLAT Zirvesi’nde platin sponsoru olarak yer aldı
Bu yıl 9. su düzenlenen ve sektörün en prestijli organizasyonlarından biri haline gelen Private Label Zirvesi, 1.700 katılımcı ve 4.500 başvuru ile yoğun ilgi gördü. Hızlı tüketim ürünleri sektörünün dinamiklerini, yenilikçi çözümleri ve geleceğe yönelik fırsatlarını ele alan zirve, dolu dolu bir programla sektör profesyonellerini bir araya getirdi. Sultan Etçi de, bu önemli organizasyonda Platin Sponsor olarak yer aldı.
Sultan Etçi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, zirvede yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Private Label Zirvesi, sektörümüzün yenilikçi çözümler, rekabet avantajları ve müşteri beklentilerine yönelik stratejiler geliştirmesi için eşsiz bir buluşma noktası. Firmamız uzun yıllardır private label sektörüne, BİM, ŞOK, A101 zincir marketleri ile hizmet vermektedir. Firmamız Sultan Et markasıyla %100 yerli sermayeyle 1973 yılında Ankara’da kuruldu. Bugün 300’den fazla barkod ürün çeşidimizle ülkemizin her noktasına ulaşabilmiş olmanın gururunu yaşıyoruz.
Sürdürülebilir büyümenin kalite, kontrol, verimlilik ve yeniliklere dayalı olduğunun bilinciyle yatırımlarımızı ve enerjimizi hep bu alanlara yönelttik.
Uygulamakta olduğumuz toplam kalite yönetim sistemleri ile tüm süreçlerimizi optimize edip risklerimizi yöneterek standart, güvenilir, verimli ve sürdürülebilir üretim gerçekleştiriyoruz. Ar&Ge bölümümüz, ürettiğimiz geleneksel ürünleri yeni teknoloji ve bilimsel çalışmalarla buluşturarak sektörde takip edilen ürünler üretmeye devam ediyor. Bu çalışmalardan doğan yeni ‘aç bitir’ ürün yelpazemiz Ocak ayında raflarda tüketicimiz ile buluşacaktır.
51 yıllık köklü geçmişimizden aldığımız güçle, her zaman değişen koşullara hızlı uyum sağlıyor ve tüketicilerimize ulaşmanın yeni yollarını arıyoruz.’’
Firmalardan
DFN’den çikolata kaplı badem dolgulu yeni nesil hurma: Tangesir
DFN, Türkiye pazarına sunduğu “Tangesir” ile atıştırmalık kategorisine yeni bir soluk getiriyor. Pozitera’nın 20 yıllık perakende deneyimiyle DFN, sağlıklı ve şık bir alternatif sunan bu yenilikçi ürünüyle dikkat çekiyor. Tangesir, önümüzdeki dönemde Türkiye genelinde birçok satış noktasında tüketicilerle buluşacak.
DFN, hurmayı yalnızca bir meyve olmaktan çıkararak atıştırmalık kategorisinde yeni bir standart belirliyor. Türkiye pazarına “Tangesir” adıyla sunulan bu yenilikçi ürün, günlük hayatın keyif anlarını zenginleştiren özel bir lezzet deneyimi sunuyor. Özenle seçilen hurmalar, doğal olgunlaşma sürecini tamamladıktan sonra üstün kaliteli çikolata ve taze bademle buluşturuluyor.
Her damak tadına hitap eden Tangesir, hem şık hem de pratik bir atıştırmalık olarak günün her saatine eşlik ediyor. DFN Türkiye’nin uzmanlığıyla üretilen bu özel ürün, sağlıklı ve rafine lezzetler arayanlar için vazgeçilmez bir seçenek olma özelliği taşıyor.
DFN yönetim kurulu başkanı Birol Şengel, Tangesir’in Türkiye pazarına girişini şu sözlerle değerlendirdi: “Sağlıklı ve lezzetli atıştırmalık kategorisine yenilikçi bir soluk getirmeyi amaçlıyoruz. Bu yalnızca bir başlangıç; önümüzdeki dönemde ürünümüzü geniş bir satış ağıyla benzersiz bir şekilde daha fazla tüketiciyle buluşturmayı ve Türkiye’ye olan yatırımlarımızı hız kesmeden büyütmeyi hedefliyoruz.”
DFN, üretim sürecinin her aşamasında kalite ve güvenlik standartlarını titizlikle uygulayarak, hurmaların seçilmesinden paketlenmesine kadar her adımı dikkatle kontrol ediyor. Üretici iş ortaklarıyla kurduğu güçlü iş birlikleri sayesinde, lezzet ve kaliteyi bir araya getiren Tangesir, şimdiden dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Tangesir, yakın zamanda Türkiye genelinde çok daha fazla noktaya yayılma hedefiyle büyüyor.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.