Firmalardan
‘Home office’ out; ‘office home’in
Genel olarak evden çalışma biçimini ifade etmek için kullanılan “home office” konseptinin günümüzde bir dönüşüm yaşadığını söyleyen JLL Türkiye Ofis Kiralama Yardımcı Direktörü Mahir Mermer, “office home” adlı yeni konsept hakkında bilgi verdi.
“Home office” konseptinin son dönemde bir dönüşüm yaşadığını belirten JLL Türkiye Ofis Kiralama Yardımcı Direktörü Mahir Mermer, “office home” konseptine geçiş olduğunu söyledi. Genel olarak evden çalışma biçimini ifade etmek için kullanılan home office’in, çalışma alanlarının yaşam alanları ile birleşmesi sonucunda office home konseptine dönüştüğünü ifade eden Mermer, “İş yerinde geçirilen zamanın evde geçirilen zamandan fazla olması ve özellikle Y kuşağı çalışanların beklenti ve talepleri, ofis tasarımlarının değişmesi konusunda şirketleri zorlamaya başladı. Office home konseptinin doğmasında bu faktörlerin önemli rolü var” dedi.
Office home’un Türkiye’deki öncülerinin hızlı tüketim ürünleri ve bilişim sektörlerinden çıktığını söyleyen Mahir Mermer şu bilgileri verdi:
“Bu sektörlerde faaliyet gösteren çok uluslu firmalar, yabancı sermayeli kiracılar ve onlardan esinlenen bazı yerel şirketler, artık eski tip sıkıcı çalışma ortamları yerine, evinizde çalışıyormuş gibi hissedeceğiniz ve arkadaşlarınızla beraber vakit geçirdiğiniz kafeler gibi sosyal alanlara sahip office home konseptine geçmeye başladı. Yeni konseptte geniş kat alanlarına sahip, örneğin tek bir katın 2 bin metrekareden oluştuğu, 200-300 kişinin aynı katta çalışabildiği ofisler söz konusu.
İşte dinlenip işte sosyalleşmek
Office home konseptinin temelinde çalışanların “evde gibi hissetmeleri” var. Oyun ve uyuma odaları gibi dinlenme ve sosyalleşme alanlarının bulunması, çalışanların belirli masalarının olmaması ve boş olan herhangi bir masada çalışmaları bu konseptin en belirgin özellikleri. Bu özelliklerin de yardımıyla, çalışanlar artık “iş”e değil, arkadaşları ile buluşup yeni fikirler ortaya çıkarabilecekleri ve üretkenliklerini artırabilecekleri bir ortama gidiyormuş gibi hissedebiliyorlar.
Ayrıca bu yeni konsept, özel görüşmelerini yapabilecekleri ses geçirmez telefon odaları sayesinde, çalışanlar için tıpkı evlerinde, kendi odalarındaki gibi özgürce konuşma olanağı da sağlıyor. Böylece iletişimin üst seviyede olduğu bu yeni sosyal ofislerde, çalışanların özel hayatı için de alanlar düşünülmüş oluyor. Kişilerin mutlu oldukları bir ortamda çalışmaları iş yerindeki verimliliği de yüzde 30’a kadar artırabiliyor.”
Şirketler için de avantajlı
Office home’un hem esnek çalışma saatlerine uyumu kolaylaştırdığını hem de nitelikli çalışanlarını kaybetmek istemeyen şirketlere önemli bir avantaj sağladığını ifade eden Mermer, “Bugün özellikle Y kuşağının iyi eğitimli üyeleri, çalışacakları firmayı seçerken firmanın ofis binasına da bakıyorlar. Özgür hissedebilecekleri ve prestijli binaları tercih ediyorlar. Office home, bu yönüyle çalışan bağlılığının artmasında da rol oynuyor. Yeni konsept, şirketlere de çeşitli avantajlar sağlıyor. Her şeyden önce, ofisi taşımak şirket açısından maliyetli gibi görünse de aslında işin içyüzü daha farklı. Öncelikle eski bir binadan modern bir binaya giden şirket, daha az metrekareye yerleşebiliyor. Yeni binalarda atıl alanların eskilere kıyasla daha az olması, sosyal alanların daha iyi tasarlanmış olması gibi avantajlar sayesinde, daha önce bir kulede 5 kata yerleşen bir şirket, yatay yerleşimde bir kata sığabiliyor” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.