Firmalardan
Asırlık köfteciden çalışanları mutlu etmenin sırları
Aynı şirkette 35 yıl çalışmak, kimilerine imkansız görünse de bir asra yakın süredir ‘mutlu çalışanlar’ prensibiyle İK politikası yürüten Sultanahmet Köftecisi’nde sıradan bir olay.
İstanbul’un asırlık lezzet durağı Tarihi Sultanahmet Köftecisi’nin 3. kuşak sahibi Mehmet Tezçakın, başarılarının sırrını ‘’mutlu çalışanlara sahip olmak’’ şeklinde özetlerken, bir asra yakın süredir insan kaynakları politikalarının temelini oluşturan 10 kuralı da paylaştı.
Sultanahmet’te 1920 yılında kurulan, yurt içi ve yurt dışı şubeleriyle dünyaca tanınan bir markaya dönüşen tarihi köfteci, işyerine sadık, uzun süreli çalışan personelleriyle de dikkati çekiyor.
İnsan Kaynakları politikasını ‘’mutlu çalışanlar’’ prensibi üzerine kuran Sultanahmet Köftecisi’nin, merkez dükkanda veya şubelerinde küçük yaşlarda, en alt kademede mesleğe başlayan çalışanların büyük çoğunluğu, 30’lu yılları devirdikten sonra tarihi işletmeden ayrılıyorlar.
Sultanahmet Köftecisi, son olarak 38 ve 36 yıllık meslek hayatlarını emekli olarak sonlandıran merkez dükkan müdürü İbrahim Karataş ile Sultanahmet merkez ustası İsmail Memişoğlu’nu tüm çalışanların ve patronların katıldığı ‘’jübile’’ ile uğurladı.
‘’Emektarlarımıza teşekkürler – Bizi biz yapan tüm değerler, sizlerle güzel’’ sloganıyla düzenlenen etkinlikte, emekli olan personellere teşekkür belgesi ve plaket verildi, dükkanda ayrılan bir köşede emektarlar için pano oluşturuldu.
Sultanahmet Köftecisi Mehmet Tezçakın, etkinlikte personele hitap ederken, 100 yıla yakın süredir ayakta kalmalarını ve dünyaca tanınan marka olmalarını ‘’işyerini sahiplenen mutlu çalışanlarına’’ bağladı.
‘’Çalışan mutlu olmadığı, işyerini sahiplenmediği sürece başarı gelmez’’ diyen Tezçakın, ‘’Sultanahmet Köftecisi’nde kuşaklar boyunca yerleşmiş, personelin mutluluğunu esas alan bir çalışma kültürü var. Bu kültüre, 4 nesil boyunca titizlikle uyduk. Ne kadar çağdaş insan kaynakları politikası uyguladığımız bugünlerde ortaya çıkıyor. 95 yıldır uyguladığımız politika, yani işyerinde çalışanları mutlu etmek, bugün Y kuşağı olarak da adlandırılan yeni jenerasyon için bir lüks olmaktan çıktı, çalışmanın bir koşulu, olmazsa olmazı haline geldi. (Ne iş yaptığım önemli değil, yeter ki iyi para versinler) diyen kuşak, yerini işyerinde hem para hem de mutluluk isteyen jenerasyona bırakmış durumda’’ şeklinde konuştu.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.