Firmalardan
Abdullah Kiğılı’dan “Patronca” sohbet
Ünlü iş adamı Kiğılı’nın Beyoğlu’ndaki bir dükkandan bir dünya markasına uzanan yolculuğunu anlattı.
Abdullah Kiğılı, 13 Şubat Cumartesi Trump AVM’nin Maksat Muhabbet organizasyonunda gazeteci-yazar Demet Cengiz ile keyifli bir sohbete imza attı. Demet Cengiz’in Patronca kitabında da yer alan Kiğılı, patron olmanın inceliklerini ve Kiğılı markasının başarı öyküsünü dinleyiciler ile paylaştı. Trump AVM ziyaretçilerinin yoğun ilgi gösterdiği söyleşiyi ünlü iş adamı Aykut Hamzagil de izledi.
Organizasyonda konuşan Abdullah Kiğılı, “Ailem kumaşçıydı. 1952 yılında babam Sultanhamam’da kumaş ticareti yapmaya başladı. Ben de yaz tatillerinde babamın arkadaşının manto mağazasında çığırtkanlık yapardım. Bayramlardan önce ithal mendil satarak harçlığımı çıkarırdım. Hayalim üniversite de inşaat mühendisi olmaktı. Mühendis olmak istiyordum çünkü bütün mühendisler güzel kızlarla evleniyordu. Ama babamın rahatsızlığı sebebiyle kumaş dükkanının başına geçtim” diyerek ticaret hayatına nasıl girdiğini anlattı.
Girişimcilik konusunda önemli bir başarı öyküsüne imza atan Abdullah Kiğılı, Kiğılı markasının kilometre taşlarını şöyle özetledi:
“Erkeklere takım elbise için 3 metre kumaş satıyorduk. Takım elbiselik kumaşlarla beraber gömlek de satmaya karar verdim. O dönemin en iyi ustalarından Arşak Usta’ya gömlek diktirttim. Sonra bu gömleğe bir marka koymak gerekti, çok zor telaffuz edileceğini bilsem de yurtdışındaki modacılar gibi soyadımı markaya verdim. Hazır gömleği hazır pantolon takip etti ve mağaza hem kumaş hem de hazır giyim mağazası haline geldi.”
Beyoğlu’nda babadan gizli mağaza
Genç bir girişimci olarak şehrin ticari anlamda hareketli bir bölgesinde mağaza açmaya karar verdiğini anlatan Abdullah Kiğılı, “Beyoğlu’nda mağaza açmak istedim ama ailem izin vermedi. Beyoğlu’nun gece hayatından etkileneceğimi düşündüler. Ben de gizlice mağazamı açtım. 5 yıl sonra o mağazanın olduğu binayı satın aldım” dedi.
Tekstil sektöründe birçok ilke imza attığını belirten Kiğılı, “Dönemin en önemli sanayicilerinden biri olan Osman Boyner, bir gün beni kumaş fabrikasına çağırdı. Türkiye’nin ilk konfeksiyon fabrikasını kurduğunu söyledi ve fabrikayı gezdirdi. Hayatımda ilk kez konfeksiyon fabrikası gördüm ve o markanın Beyoğlu bayiliğini aldım. Konfeksiyon fabrikasında üretilen ilk takım elbiseyi de Beyoğlu mağazamızda sattık” diye konuştu.
Artık Avrupa tekstil sektörü bize saygı duyuyor
Geçmişte Avrupa’daki defileleri arkadaşlarından aldıkları basın kartlarıyla izleyebildiklerini söyleyen Kiğılı, Türkiye’nin tekstil sektöründeki başarısını da aktardı: “Avrupa’da eskiden kartvizitimizi verdiğimizde, ürünlerdeki Made in Turkey etiketini gördüklerinde bizimle ilgilenmezlerdi. Bugün kartımı uzattığımda Avrupalı üreticiler ayağa kalkıyor. İtalya’nın en büyük kaşmir fabrikası Colombo’nun sahibi, bizden sipariş almak için bir günlüğüne Türkiye’ye geliyor.”
Kiğılı bir banka gibi
Söyleşide Abdullah Kiğılı, Türkiye’de ilk AVM’ler kurulmaya başladığında cesaret edip AVM’de mağaza açmadığını da belirtti. Ancak 2000 yılından sonra AVM’lerde hızla yer almaya başladıklarını, bir banka gibi Türkiye geneline yayılarak mağaza açtıklarını söyledi. Bugün 67 ilde, 230’a yakın mağaza ve 2085 kişi ile Türkiye’ye hizmet ettiklerini; yurtdışında 39 mağaza açarak Kiğılı markasını dünya vatandaşları ile tanıştırdıklarını da sözlerine ekledi.
Abdullah Kiğılı, söyleşinin sonunda gençlerle şu tavsiyelerini paylaştı:
- Yaptığınız işi sevin.
- Herkesin hakkını verin. Adaletli olun.
- Tebessüm etmek başarıyı yanında getirir.
- Hayatı detaylarla şekillendirmeyin, basite indirgeyin.
- Çok çalışın, az harcayın.
- İşinizi doğru yapın, agresif değil.
- Pişman olsanız da bunu hissettirmeyin. Keşke kelimesini hayatınızdan çıkarın.
- İşinizi ertelemeyin.
- Bildiğiniz işi yapın.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.